Samanyolu Yayın Grubu’nun, Ramazan ayı sahur ve iftar programları için talep ettiği camiler, İstanbul Müftülüğü tarafından gerekçe gösterilmeden reddedilmişti. Hukuksuz uygulama Kadir Gecesi’nde de devam etti. Samanyolu Yayın Grubu yaptığı açıklamada, Kadir Gecesi için tarihi camilerde yayın yapma talebine yetkililerin cevap vermediğini belirtti.

Diyanet İşleri Başkanlığı ve İstanbul Müftülüğü’nün hukuksuz uygulamalarıyla ilgili Samanyolu Yayın Grubu'ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Bir süredir, Diyanet İşleri Başkanlığı ve bağlı müftülükler Samanyolu Yayın Grubu'na karşı bugüne kadar karşılaşılmayan ayrımcı, hukuk dışı ve keyfi engellemeler yapmaktadırlar. Yayın Grubu kanalları 20 senedir kandil, iftar ve sahur programlarını Diyanet’e bağlı camilerden canlı olarak yayınlamaktadır. Bugüne kadar yetkililerin herhangi bir şikayet ya da eleştirisi olmadığı gibi, kendilerinin de program içerikleri hakkında övgüyle bahsettikleri söylemleri olmuştur.
2015 yılı Ramazan ayı başlamadan usulüne uygun bir şekilde müracaat etmemize rağmen iftar ve sahur programlarının cami bahçesinden çekim izni talebimiz gerekçe sunulmaksızın reddedilmiştir.
Ramazan programlarında Kur’an tilaveti için izin talep ettiğimiz 19 imam-hatip ve müezzine görevlendirme yapılmamış, bu talebimiz de reddedilmiştir. Samanyolu Televizyonu’nda Kur’an tilaveti yapmak isteyen hocalara ise mobbing uygulanmıştır.

Ayrıca Kadir Gecesi’nin manevi atmosferinin izleyiciye tarihi bir camiden nakledilmesi amacıyla yaptığımızı çekim taleplerimiz görmezden gelinmiş, açıklamanın yazıldığı 13.07.2015 saat 23.00'e kadar da tüm ısrar ve takibimize rağmen cevap gelmemiştir. Maalesef bu sebeple 2013 yılında İstanbul Müftülüğü ile birlikte düzenlediğimiz Eyüp Sultan Camiî programının tekrarı yayınlanmak zorunda kalınmıştır.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın değişik vesilelerle hak, hukuk, birlik ve beraberlikten dem vururken kamuya ait değerlerden tamamen keyfi bir şekilde istediği kurumu yararlandırıp, istemediğini mahrum bırakmasının hukukla, eşitlikle, adalet duygusuyla, dini referanslarla, vicdanla ve Cuma günleri camilerde okunan hutbelerdeki anlatılanlarla telifi mümkün değildir.

Diyanet İşleri Başkanlığı önemli hizmetleri deruhte eden saygın bir kurumdur. Ne yazık ki; bugünkü yöneticileri siyasi angajmanlara girerek ayrıştırıcı bir tutum izlemektedir. Her görüş, ırk, dil, renkten insanların birlik ve beraberliğini temsil eden camilerimiz üzerinden toplumun bir kesiminin dışlanması, bölünmesi, kutuplaştırılmasının Diyanet İşleri Başkanlığı'nın misyonuna aykırı olduğu açıktır.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”