Zirve Üniversitesi Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Hidayet Tok, okulu reddeden öğrencilerin anne ve babalarıyla yakın ilişki içinde olan, endişe ve korku yaşayan çocuklar olduğunu söyledi.

Okulu fobi haline dönüştüren bir çok etmen olduğunu belirten Tok, “Okul başarısı veya sosyal ilişkiler konusunda sorunlar yaşayan çocuklar okula gitmeyi reddedebilirler. Pek çok çocuk, okul ortamında aşağılanma, dışlanma, zorbalık gibi durumlarla karşılaşıyor. Bazı çocuklar ise televizyon izleyerek, oyun oynayarak eğlenceli zaman geçirdikleri için evde kalmayı tercih ederler. Eğitim kademeleri arasında geçiş yapan çocuk ve ergenler de yoğun stres yaşayabilirler. Tüm bu etmenler okulu reddetmenin ortaya çıkmasında etkili olur.” ifadelerini kullandı.

Tok, “Her şeyden önce anne baba okul konusunda tedirginse bu durumları çocukların dikkatini çeker. Ebeveynler aralarında konuşurken bile bu konuya önem vermeli. Çocuğun okuldan uzaklaşmayıp, cesaretlendirilmesi temel görevdir. Model olan anne babanın kaygılarını halletmeleri ve çocuklarına örnek olarak yakın çevrelerinde ki çocukları göstermeleri gerekmekte. Çocuk okula gitmenin oyun değil ihtiyaç olduğunu fark etmeli.” dedi.

“OKUL HAKKINDAKİ TEREDDÜTLER ÇOCUĞA YANSITILMAMALI”

Çocukların öncelikle okulun nasıl bir yer olduğunu görmesi gerektiğini vurgulayan Tok, “Olumsuz düşünceleri varsa bunlar giderilmeli, çocuğa uygun bir dille ve sabırla olumsuz düşüncelerinin yersiz olduğu anlatılmalıdır. Okulun ilk günleri, çocuk ve aile için zorluklar içerebilir. Ancak, ilk günlerin sabırla atlatılabileceği unutulmamalıdır. Bu günlerde çocuk anlaşılmaya çalışılmalı, ona destek olunmalıdır. Çocuktan ilk defa ayrılıyor olmanın oluşturduğu kaygı varsa, okul hakkındaki tereddütler çocuğa yansıtılmamalıdır. Çocuğun okula gitmesi ve devam etmesi konusunda tutarlı olunmalıdır. Okula başlamadan önce okula gideceği çocukla paylaşılmalı ve çocuk bu duruma alıştırılmalıdır. İlk zamanlar çocukların okula gidip 1-2 saat vakit geçirip evlerine dönmeleri, çocukların bu uyum sürecini kolay atlatmalarını sağlayacaktır.” açıklamasında bulundu.

Annelerin de bu süre içinde bir müddet çocuklarına eşlik edebileceğinin altını çizen Tok, “Çocukların farklı tepkiler verebileceği unutulmamalı ve anlayışlı olunmalıdır. Kimi zaman ayrılık kaygısı nedeniyle çocukta sıkıntı, korku, karın ağrısı, bulantı, heyecan, ağlama görülebilir. Bunun düzelebilmesi için, çocuğa ihtiyacı olan güvenin verilmesi gerekir. Çocuk, terk edileceği düşüncesinin yersiz olduğunu, ebeveyninden aldığı destekle görmelidir. İlk günlerde çocuğun okuldan alınış saatlerine dikkat edilmeli, kendisinin okula bırakıldığı veya terk edildiği korkusuna kapılmasına engel olunmalıdır. Çocuğun okula gitmemek için gösterdiği bahanelere karşı sert bir tutum takınılmamalı ancak kararlı davranılmalıdır. Çocuğun kaygılarının nedeni anlaşılmaya çalışılmalıdır.” önerilerinde bulundu.