Bursa’da, belediye için çalışan taşeron firmaya ait iş makinesinin doğalgaz boru hattına zarar vermesinin ardından meydana gelen patlama ve sonrasında çıkan yangında evdeki eşyaları tamamen yanan Cihan Bayri isimli vatandaş zararının 60-70 bin lira olmasına rağmen kendisine 15 bin 500 lira teklif edildiğini belirerek, mağduriyetini yargıya taşıyacağını söyledi. Bayri, "Yetkililer çocuklarıma defolu elbise verdi, verilen sözler tutulmadı." dedi.

Geçen yıl 5 Aralık Cuma günü öğle saatlerinde Osmangazi ilçesi Küplüpınar Mahallesi'nde kanalizasyon hattı yenileme çalışmaları kapsamında iş makinesinin çalışma yaptığı esnada Dicle ve 5'inci Çamlıca Sokak'ın kesiştiği yerde çökme meydana geldi. Çökmenin etkisiyle doğalgaz borusu zarar gördü. Gaz kaçağının ardından patlama sesiyle birlikte çıkan yangın çevredeki binaları etkisi altına aldı. Alevlerin boyu binaları geçerken, vatandaşlar büyük korku yaşadı. 20 itfaiye aracının müdahale ettiği yangında 11 daire ve 4 dükkanda büyük çapta maddi hasar meydana geldi. Hazırlanan bilirkişi raporları kapsamında ev ve işyerlerinde zarar meydana gelen vatandaşlara çeşitli oranlarda para verildi.

TÜM EVİM YANDI BANA 15 BİN 500 LİRA TEKLİF ETTİLER, İKİ AYDIR KAYINPEDERİN EVİNE SIĞINDIK

Patlama sonrası çıkan yangında kiracı olarak oturduğu evi yanan ve tüm eşyalarının kullanılmaz hale geldiğini belirten Cihan Bayri, zararının 60-70 bin lira civarında olmasına rağmen kendisine taşeron firma sahiplerinin 15 bin 500 lira teklif ettiğini öne sürdü. Yangında evinin perişan olduğunu anlatan Cihan Bayri, ev sahibinin ise taşeron firma yetkilileriyle 10 bin lira civarındaki bir paraya karşılık anlaştığını söyledi. Bayri, şunları kaydetti: "Perte çıktı evimiz. Bilirkişiler geldiler, rapor tuttular. Hanımın çeyizi, mobilyamız, her şeyimiz yandı. 15 bin 500 lira para teklif ettiler bize. Yangın sonrası olay yerine gelen belediye başkanları, ‘Gerekeni yapacağız, kimseyi mağdur etmeyeceğiz’ dediler; ama kimsenin bir şey yaptığı yok. 15 bin 500 liraya bu evi kuramam. Kredi kartımla yaşıyorum, dibine vurduk. Çeyizler, çamaşır makinesi, buzdolabı, televizyon her şeyimiz yandı. 60-70 bin lira zararımız var. Onlar 15 bin 500 lira para teklif ettiler. Evde üç bin lira param vardı, hanımın altın künyeleri vardı, onlar da yandı. Olaydan sonra kayınpederin evinde kalıyoruz, kış aylarında çocuklarımızın ayakkabısı bile yoktu. Diğer zarar gören vatandaşlar borca girdikleri için teklif edilen miktarları kabul ettiler. 11 daire 4 dükkanda zarar görmüştü."

"PATLAMADAN ÜÇ DAKİKA ÖNCE KIZIM RAHATSIZLANDI HASTANEYE GİDERKEN OLAYI DUYDUK"

Patlamadan sadece üç dakika önce rahatsızlanan küçük kızını hastaneye götürmek için eşiyle birlikte evden ayrıldığını dile getiren Cihan Bayri, "Olaydan üç dakika önce kızım rahatsızlandı aşağıya indik hastaneye götürüyorduk. Bir süre sonra kayınpederim ‘Kaçın arkaya doğru ev yanıyor’ dedi. O telaşla geldik evimizin yanmasını izledik. Çocuk hastalanmasaydık eşim ve küçük kızım evdeydi. Kesinlikle ölürlerdi. İzin almıştım hastane için. İzin almasaydım çocuk da hanım da yanmıştı." diye konuştu.

ÇOCUKLARIMIZA DEFOLU ELBİSE VERDİLER

Yangından sonra belediyenin cüzi yardımlarda bulunduğunu kaydeden Cihan Bayri, çocuklarına defolu elbise verildiğini öne sürdü. Bayri’nin eşi Zarife Bayri ise şunları söyledi: “Bize yapılan yardım; defolu mallar. Defolu elbiseler verdiler çocuklarımıza. Önü arkasına dikilmiş elbiseler verildi, çocuklarımıza giydiremedim. Orada rencide edildim, ‘Çekilin buradan’ dediler çocuklarıma. Ben fakir değilim, beni mağdur eden insanlar belli, kesinlikle ev eşyaları kullanılmaz hale geldi. Millet, cep telefonlarını ojelerini bile zarar diye yazdırdı. Bilirkişiler, is içerisinde kalan kaşıklar için, ‘Bunları kullanabilirsiniz, sigorta bu tür eşyaları karşılamıyor’ dediler. Ben de onlara, ‘Siz, bu kaşıklarla çocuklarınıza yemek yedirir misiniz?’ diye sordum. ‘Biz yediremeyiz ama siz yedirin’ dediler. Avukatlar ise ‘Burada hiçbir şeyi kullanamazsınız’ dediler."

Evlerinin tamamen yandığını, mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğinin altını çizen Zarife Bayri, şöyle devam etti: "Herkes paralarını aldılar ama onların benim ev kadar zararı yok. Benim tüm eşyalarım pert. Pert olan eve cüzi rakam veremez kimse. Kış ortasında rezil ettiler bizi. Üç yıllık evliyiz bizim her şeyimiz yeniydi. Ben, Arnavut kızıyım, bir dünya eşyam, şalvarım vardı. Bana bu rakamı vermeleri için hatıralarımı buraya getirsinler sonra rakamı kabul ederim. Kesinlikle bu rakamı kabul edemem. Biz bu şekilde BUSKİ’yi yargıya şikayet edeceğiz. Biz kendimiz yapmadık çünkü, onlar yaptı bu hatayı. Biz üç dakika içerisinde kurtulduk çocuklarımızın ve bizim psikolojimiz bozuldu, halen kendimize gelmedi. Kesinlikle yargıya şikayet edeceğiz. Olaydan sonra belediyeden erzak paketi aldık. Verilen kutuda yağ şekeri yoktu, yan tarafta her şey vardı bizde yoktu. Bir ay ekmek yardımı aldık, bunlara Suriyelilere de yapılıyor. Biz bu ülkenin vatandaşıyız. Normal Suriyeli vatandaş giyinmeye gidiyor."

VERDİKLERİ SÖZLERİ TUTMAYANLARI AYIPLIYORUM

Bayri çiftinin yakın akrabası Zübeyir Öztürk de yaşanılanlara tepki gösterdi. Öztürk, şunları söyledi: "Şimdi bu karda kışta bu insanları mağdur etmenin bir anlamı yok. Kalkmış 15 bin 500 lira para teklif ediyorlar, bu parayla sadece yatak odası alınmaz. Üç şalvar vardı, şalvarın tanesi 900 Euro. Sen kalkmışsın 15 bin 500 lira para vermişsin. Milletin eşyaları yanmamış,sadece camları yanmış onlara 15 bin lira vermişsin bu pert olan eve 15 bin 500 lira veriyorsun. Mutfakta yanan kaşık, çatal isten mahvolmuş, ‘Sen bunlarla yemek yersin, sigorta bunları karşılamaz’ deniliyor. Ben de sordum; ‘Siz yediriyor musunuz?’ ‘Hayır’ dediler, ben eşşek miyim, yedireceğim. Ayıplıyorum Buraya gelip de ‘Siz rahat olun, tüm mağduriyetlerinizi karşılarız’ diyenleri. Buraya kalkıp 10 tane ekmek verip de üç çuval kömürle mağduriyet karşılanmıyor. Kışta milletin evinde kaldılar gelip sordular mı sadece beş lira ile bu mağduriyet giderilmiyor. Bir söz verdilerse arkasında dursunlar."