Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü muayenehane dâhil bütün sağlık kuruluşunda çalışan ve çalışacak tabiplerin adli sicil kaydının olup olmadığının sorgulanmasını istedi. Bakanlık, 81 il 81 İl Valiliği gönderdiği yazı da, muayenehane dâhil bütün sağlık kuruluşlarında çalışan ve çalışacak tabip ve tabiplerinin adli sicil kaydını sorgulatacak. Kanunlarda hekimliğin icrası için Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından hapis cezasına mahkûm olmamak gerektiğinin vurgulandığı belirtilen yazı da, “Adli sicil kaydı olanların cezalarının tabiplik/diş tabipliği mesleğini icra etmeye engel olup olmadığı değerlendirilmeli. Engel durumu olanlardan halen çalışanların çalışma belgelerinin iptal edilmesi, çalışma başvurusunda bulunanların ise çalışmalarına izin verilmemesi gerekmektedir.” denildi.

Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü 81 İl Valiliği ve İl Sağlık Müdürlüğü’ne ‘Adli Sicil Beyanı’ başlıklı bir yazı gönderdi. Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Vekili Prof. Dr. Doğan Ünal imzalı yazı da, sağlık kuruluşlarında çalışan ve çalışacak tabiplerin adli sicil kaydının olup olmadığının sorgulanmasını istendi. 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun 28’inci maddesinde hekimlik mesleğinin icrası ile ilgili hükümlerin yer aldığı belirtilen yazı da, “Hekimlik mesleğinin icrası için; Türk Ceza Kanununun 53’üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle ya da devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından hapis cezasına mahkûm olmamak gerekir.’ hükmü ile, 45’inci maddesinin de ‘Diş hekimliği mesleğinin icrası için; Türk Ceza Kanununun 53’üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle ya da devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından hapis cezasına mahkûm olmamak gerekir.’ hükmü yer almaktadır.” diye ifade edildi.

Kanun hükümleri ile tabiplik/diş tabipliği mesleğinin icrası için kanunda sayılan suçlardan ceza alınmamış olması gerektiği vurgulanan rapor da, “Kanunda sayılan suçlardan mahkûm olunması halinde herhangi bir karara gerek olmaksızın kanun hükümleri ile doğrudan meslek icrası yasaklanmıştır. Mezkûr hükümler kapsamında muayenehane dâhil bütün sağlık kuruluşlarında çalışan ve çalışacak tabiplerin adli sicil kaydının olup olmadığının sorgulanması gerektiğinden adli sicil beyanı alınan tabip ve diş tabiplerinin Sağlık Kuruluşları Yönetim Sisteminden sorgulama yapılmasına yönelik düzenleme yapılmış olup mesul müdürler ve bu sistemi kullanan çalışma taleplerini değerlendiren Müdürlük personellerinin yetkilendirilerek sorgulama yapmalarına imkân tanınmıştır.” diye kaydedildi.

Muayenehane dâhil bütün sağlık kuruluşlarında çalışan ve çalışacak tabip ve tabiplerinin adli sicil kaydının olup olmadığının sorgulanmasının gerektiği belirtilen yazı da şu ifadeler yer aldı: “Adli sicil kaydı olanların cezalarının tabiplik/diş tabipliği mesleğini icra etmeye engel olup olmadığının değerlendirilmesi, engel durumu olanlardan halen çalışanların çalışma belgelerinin iptal edilmesi, çalışma başvurusunda bulunanların ise çalışmalarına izin verilmemesi gerekmektedir.”