İlahiyatçı yazar Dr. Reşit Haylamaz, gerek Kur’an-ı Kerim, gerekse Peygamber Efendimiz’in (sav) hayatında şiddetin ve savaşın hiçbir zaman öncelikli gündem olmadığını söyledi. İslam adına yapılan katliamları dinle tevil etmenin cinayet olduğunu belirten Haylamaz, “Efendimiz’in savaşları müdafaa savaşıdır. 23 yılda 13 saat kılıçlar çekilmiştir.” dedi.

Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) konuşan Reşit Haylamaz, ‘İslam dininin savaş dini olduğu’ yönünde iddiada bulananlara tepki gösterdi. “Dini bilmiyorlar, bilmeden ezbere konuşuyorlar.” diyen Haylamaz, “Gerek Kur’an, gerek hadisler, gerek Efendimiz’in hayatı, sahabenin hayatı, bunların bütününe baktığımız zaman şiddetin, savaşın hiçbir zaman öncelikli gündem olduğunu göremezsiniz. Efendimiz’in hayatı, yaşatmak üzerinedir. İnsanların elinden tutmak, insanlarla temas kurmak ve o insanları gerçek olan ile yüzleştirme adına elindeki her türlü imkanları seferber ederek bir hayat yaşamıştır.” şeklinde konuştu.

Peygamber Efendimiz’in hayatında şiddetin, kinin zerresinin bulunmadığını kaydeden Haylamaz, “Biz, 23 yıllık dönemde gerginliğin olduğu, Efendimiz’e karşı çıktıkları her yeri tespit ettik. Bunların içinde sahabenin refleksi nasıl olmuş? Efendimiz onları nasıl yönlendirmiş? Kendisinin uygulaması nasıl olmuş? Bunları gün yüzüne çıkardığımızda asla zerresinin, şiddetin, kinin, nefretin, hissiyatla hareket etmenin emaresi yoktur. Bunu bilmediklerinden dolayı bazı insanlar maalesef hissiyatlarının mağlubu olarak, akılla hareket etmiyorlar, mantıkla hareket etmiyorlar. İçlerinde bulundukları ruh haletini şiddetle dışarıya vurma gibi… Bunu da dine refere ettirmeye çalışıyorlar. Kur’an’daki bir ayeti dillerine pelesenk yapıyorlar. Burada da şöyle bir yanlışlıkları var, o ayetleri başından sonuna okumuyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.

“Efendimiz’in hayatında yaşadığı savaşların hepsi müdafaa savaşıdır.” diyen Haylamaz, “Savaşı durdurmak üzere elçiler göndermiştir ama adam bunlardan anlamıyorsa mecburen kendini müdafaa etmiştir. Herkesi korumakla mükellef tuttuğu 5 şey vardır Allah’ın. Aklı koruyacaksın, canınız, malınızı, iffet ve namusunuzu bir de dininizi koruyacaksınız. Bunları yok etmeye gelene ‘buyur geç’ denmez, o zaman savaş olur. Savaşın içi bile şefkat ve merhamet doludur. Efendimiz, hissiyatı ile hiçbir zaman hareket etmemiştir.” şeklinde konuştu.

‘KUR’AN-I KERİM’DE SAVAŞIN TALİ BİR DURUM OLDUĞUNU GÖRÜRSÜNÜZ’

Ayetleri sonuna kadar okumadıkları için yanlış hükümlere varıldığını ifade eden Haylamaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “ ‘Kur’an-ı Kerim’de savaş var, şiddet var’ diyenlerin söyledikleri ile Kur’an-ı Kerim’i yan yana getirdiğinizde burada da sulhun işin temelinde olduğunu görüyorsunuz, savaşın da tali bir durum olduğunu görüyorsunuz.

Efendimiz tabii ki ashabını savaşa da hazırlıyordu. Çünkü sebeplere riayet etmek gerekiyor burada. Ancak savaşa öyle hukuk getiriyor ki, öyle incelikleri var ki… Biz hala Efendimizin savaş hukuku olarak ortaya koymuş olduğu kriterlere ulaşabilmiş değiliz. ‘Kadına dokunmayın, çocuğa kılıç kaldırmayın, mabetteki insanlara ilişmeyin’ diyor. ‘Yaşlılara dokunmayın hatta evlere zarar vermeyin’ diyor, ağaçlar ve hayvanlara bile var. Bunu sadece sözle söyleyip kenara çekilmiyor, aynı zamanda bunu yakın takip ettiğini görüyoruz.”

‘EFENDİMİZİN KATILDIĞI SAVAŞLARDA BİR TANE KADIN VE ÇOCUK ÖLDÜRÜLMEDİ’

Haylamaz, “Peygamber Efendimiz’i yok etmek için gelen ordunun içinde, Bedir’de de kadınlar vardı, Uhud’da da kadınlar vardı, Huneyn de de 6 bin tane kadın ve çocuk vardı. Bugün savaşlarda en çok mağdur olanlar kadınlar ve çocuklar. Buna rağmen bir tane kadın, bir tane çocuk öldürülmedi.” hedi.

Fethullah Gülen Hocefendinin bir kitabının takdiminde Topkapı’daki Efendimiz’e ait bir kılıcı anlattığını kaydeden Haylamaz, “Diyor ki, ‘hayatı seniyelerinde yanında taşımak zorunda kaldığı fakat üzerinde herhangi bir beşere ait bir damla kanın bulunmadığı mübarek kılıçlar. Ogün bugündür ben kaynaklara bu nazarla bakıyorum ama bulamadım. Efendimizin kılınca bir damla kan yoktur.’ Biz böyle bir Peygamberin ümmetiyiz. Nereden çıkarıyorsunuz? Yani Kur’an-ı Kerim, savaşı, şiddeti, vurmayı emretseydi hayatıyla Kur’an’ı tefsir eden Efendimiz bu emri yerine getirmez miydi?” ifadelerini kullandı.

Bir İslam tarihi hocasına ‘Hocam Bedir’in ikinci günü var mı?’ diye sorduğunu kaydeden Haylamaz, “ ‘Hiç düşünmemiştim’ dedi. Bütün kaynakları tarayarak izini takip ediyoruz, Bedir savaşının 3 saati geçmediği, Uhud’un 5 saati geçmediği, Huneyn’in 4 saati geçmediği görülüyor. Beni Mustalik Gazvesi var 1 saati geçmediğini gösteriyor kaynaklar. Yani, 23 yılın içinde 13 saat kılıçlar çekilmiş. Biz bu 13 saati işin öyle merkezine yerleştiriyoruz ki, bu 13 saatin için bile şefkat dolu.

İslam tarihi olarak Peygamberimizin hayatını anlatan kaynakların yüzde 90’ı savaşları anlatıyor. Diğer yüzde 10’u da adı farklı fakat yine muhtevası önde olan yine savaş. Yani bu kültürden kaynaklanan bir durum. Bizin dünyamızda da kahramanlık önemli, model şahsiyetler önemli. Bunu da tamamen bir kenara atmamak lazım ama dengeli götürmek lazım. Öyle olunca sanki Peygamberimiz, hayatının büyük bir bölümünde savaşmış gibi bir algı var. Halbuki ortalama 8 bin günde 1 günün ancak yarısı savaşlarla geçiyor.” şeklinde konuştu.

‘İSLAM ADINA YAPILAN KATLİAMLARI DİNLE TEVİL ETMEK CİNAYETTİR’

“İslam adına yapılan katliamları dinle tevil etmek doğrudan doğruya cinayettir.” diyen Haylamaz, “İnsanlar kendi hissiyatlarını dine fatura ediyorlar aslında. Bir yerden cımbızla bir cümleyi çekiyorlar, bir yerden bir olayı ele alıyorlar. Fransa’daki saldırılardan sonda Kur’an’da ‘cihat şu kadar geçiyor, sulh şu kadar geçiyor’ demek ki bu öyle bir kaba mantık ki aynı mantıkla Kur’an-ı Kerim’e bakın. Şirk kelimesi en fazla geçen kelimelerden bir tanesi kuran şirki mi teşvik ediyor? Nasıl bir akıl, nasıl bir mantık bunların?

Ebu Cehiller için kendini parçalayan bir Peygamber var. Kim iman etmemişse onlar için Efendimiz’in kendini parçalamıştır. Ebu Cehil’in o kadar hakaretleri var Efendimiz’in bir tane bile hakareti olmamıştır.” değerlendirmesinde bulundu.

‘EFENDİMİZ’İN HAYATI BAŞTAN SONA DİYALOGDUR, KİMSE İLE İRTİBATI KESMEMİŞTİR’

Birilerinin ‘diyalog’ kavramına karşı çıktığını söyleyen Haylamaz, sözlerini şöyle tamamladı: “Halbuki bakın Efendimiz’in hayatına, başından sonuna diyalogdur hayatı. İrtibatını kestiği hiç kimse yoktur. İletişim kanallarını kapattığı hiç kimse yoktur. Ne Mekke’de, ne Medine’de, ne münafıklarla ne Hıristiyanlarla, ne Yahudilerle.

Efendimiz kimliğinden, aidiyetinden, milliyetinden, kabilesinden hiç kimse ile irtibatını kesmemiştir. Herkesi kazanmaktır önemli olan ve herkesi kazanmıştır. Hiç kimseyi ötekileştirmemiştir. Ama diyen insanlar için biz şu anda çok kötü bir final seyrediyoruz. Amanın yarını yok. Bu işin problem çözme adına ortaya koyabileceği hiçbir şey yok. Şiddetle problemi sarmal hale getirdiler. Peygamberlerin yürüdüğü güzergahtan yürümeden problem çözmenin imkanı yoktur.”