Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) yönetimi, sendikanın Ankara’daki genel merkezine yönelik polis baskını ve misafirhanede kalan geçici kimlikleri olan 11 Suriyeli'nin gözaltına alınmasına tepki gösterdi.

Suriye’deki savaş başladığından bu yana Türkiye’ye 2 milyon insanın göç ettiğine işaret edilen Eğitim Sen'in yazılı açıklamasında, hükümet yetkililerinin Suriyelileri misafir edeceklerini söylediği ve onlara geçici kimlik kartı verdiği vurgulandı.

Eğitim Sen misafirhanesinin, üyelere ve dışarıdan gelen insanların konaklamasına açık bir yer olduğu belirtilen açıklamada, “Misafirhanemizde bulunan ve Türkiye’nin verdiği geçici kimlikleri üzerlerinde taşıyan 11 kişi gözaltına alınmıştır. Bu kişiler devletin hastanelerinde tedavi olan ve Suriye’deki savaşta yaralanan kişilerdir. Hiç birinin hakkında arama kararı olmadığı gibi devlet tarafından verilmiş kimlik kartları olan kişilerdir. Bu kişiler, gerekçe gösterilerek sendikamızın basılması ve iktisadi işletme müdürümüz Hüseyin Kaya’nın gözaltına alınması kabul edilemez.” diye tepki gösterildi.

Devamında ise "Eğitim Sen’e dönük arama kararı adına ve kendisine bir türlü ulaşamadıkları savcı tarafından elle yazıldığı, güvenlik güçlerinin sendika merkezine geldikten sonra telefonla gönderilen bir mesajla ve ardında yazılı belgeyi kendilerine gösterilebildiği kaydedilerek, “Bu durum, tüm çabalarımıza rağmen yürürlüğe konulan iç güvenlik paketinin hukuksuz ve keyfi sonucudur. Bizlere destek amacıyla sendikamız binamız önüne gelen kişilere bile GBT yapılmış ayrıca misafirhanemizde kalan bir milletvekili danışmanının şahşi eşyalarına da hakkında hiçbir bir arama, yakalama kararı olmamasına rağmen el konulmuştur.” bilgisi aktarıldı.

Eğitim Sen’in meşru olmayan hiçbir eylemin sahibi olmadığının üyeler ve kamuoyunca bilinmesi istenen açıklamada, güvenlik güçlerinin Suruç’taki IŞİD saldırısında yaşamını yitiren sendikanın Yüksekova Temsilcisi Süleyman Aksu’nun katillerinin arkasındaki güçleri bulmak yerine sendikayı hedef aldığı vurgulandı.

Açıklama, “Bu operasyonlar, emek, demokrasi, mücadelesi veren insanlara değil, Suruç’ta 32 insanımızı katleden, tecavüzcü DAİŞ çetesine ve onu destekleyenlere yapılmalıdır. Baskılar, gözaltı ve tutuklamalar sendikamızı kriminalize etmeye dönük tüm girişimlere karşı mücadelemizden taviz vermeyeceğimizi bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyor. Gözaltına alınana tüm çalışan ve üyelerimizin derhal serbest bırakılması istiyoruz." cümleleri ile sona erdi.