Eğitim Sen Malatya Şube Başkanı Tarık Kaya, “MEB, yıllardır yaptığı değişikliklerle eğitim sistemini yap-boz tahtasına çevirmiş, öğrenci ve velilerin kafasını karıştırmak dışında eğitimde somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirememiştir.” dedi.

Tarık Kaya, yaptığı yazılı açıklamada, eğitimdeki mevcut durumu değerlendirdi. 4+4+4 dayatması sonrasında okullarda sorunların derinleşerek arttığını, okullarda altyapı yetersizliği, fiziki donanım eksiklikleri olduğunu belirten Kaya, bilimsel, demokratik ve anadilinde eğitimin önündeki engelleri, eğitim sisteminde yıllardır çözüm bekleyen sorunlardan ayrı değerlendirilemeyeceğini bildirdi.

Kaya, şöyle devam etti: “Eğitimde 4+4+4 dayatmasının uygulanmaya başlanmasından bu yana okullarda en çok gözlenen sorunlar; 72 ay öncesi çocukların hala okula uyum sağlayamamaları, okula giriş çıkış saatleri, velilerden para toplama uygulamalarının yaygınlığı, temizlik sorunu, imam hatiplerle ortak binaları paylaşan okullarda öğrencilere yönelik çeşitli baskılar eğitim gündeminde ön sıralardaki yerini korumaktadır. Özellikle son 12,5 yıl içinde, eğitimin büyük ölçüde paralı hale getirilmesine paralel olarak eğitimde dini inançların istismarı ve dinsel sömürüye kaynaklık eden kimi uygulama ve söylemlerin yaygınlaşması, son yıllarda eğitimin bütün kademelerinde yaşanan bir sorun olarak dikkat çekmekte, okullarımız adeta belli bir inancın, belli bir mezhebin kuralları ve uygulamaları ile kuşatılmaktadır.”

AKP iktidarının her türden dini inancı istismar ederek çocukları ‘tek tip’ hale getirmeye çalıştığını vurgulayan Kaya, “Toplumda sürekli yeni kamplaşmalar ve kutuplaştırmalar yaratarak egemenliklerini sürdürmek isteyenler, benzer bir bölünmeyi öğrenciler arasında oluşturmaya çalışmış, bu durum okullarda şiddetin artmasından başka bir sonuç vermemiştir. AKP iktidarı ve Milli Eğitim Bakanlığı eğitimdeki çürümenin ve mevcut karanlık tablonun öncelikli sorumlusudur. MEB, yıllardır yaptığı değişikliklerle eğitim sistemini yap-boz tahtasına çevirmiş, öğrenci ve velilerin kafasını karıştırmak dışında eğitimde somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirememiştir. Öğrencileri yarış atı gibi sınavdan sınava koşturan bir eğitim sisteminin ne kadar başarılı olacağı ortadadır. Eğitim Sen olarak, Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrımız tüm toplumun ve öğrencilerin geleceğini doğrudan olumsuz etkileyecek politika ve uygulamalara derhal son verilmesidir. Bunun için öncelikle hiçbir öğrencinin not ya da sınav baskısı altında kalmadan, kendi ilgi ve yetenekleri doğrultusunda, hangi alanda okuyacağına kendisinin karar vereceği bir eğitim sistemi oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz. Eğitimin hiçbir kademesinde öğrencilere ve ailelerine dayatmada bulunmamalıdır.”

Kaya, sorunları da şöyle sıraladı: “Bakanlığın her yıl açıkladığı, ancak özellikle son üç eğitim-öğretim yılına ilişkin veriler, eğitim sisteminin ticarileştirilmesi ve dinselleştirilmesine ilişkin temel eğitim göstergelerini bütün açıklığıyla ortaya koymaktadır. Eğitim Sen’in ve bilim insanlarının bütün eleştiri ve itirazlarına rağmen eğitimde 4+4+4 dayatması ile eğitimde piyasa merkezli dönüşüme paralel olarak, kamusal eğitimin nasıl adım adım tasfiye edildiği, özellikle okullar ve imam hatip okullarının sayısındaki olağanüstü artışı bütün yönleriyle gözlemlemek mümkündür. MEB verilerine göre, 4+4+4 uygulanmadan önce, 2011-2012 eğitim-öğretim yılında, 28 bin 625 okul öncesi eğitim veren okul varken, 2014-2015 eğitim öğretim yılında bu sayı 26 bin 972’ye gerilemiştir. Aynı dönemde öğrenci sayısı ise 1 milyon 169 bin 556’dan, 1 milyon 156 bin 661’e düşmüştür. 2012-2013 eğitim-öğretim yılında 4+4+4 sistemine geçilmesiyle birlikte okul öncesi çağdaki çocukların zorla ilkokula başlatılması nedeniyle okullaşma oranı, bütün yaş gruplarında düşüş göstermiş, özellikle 5 yaş grubunda 4+4+4’ün ilk yılında yüzde 65,69’dan önce yüzde 39,72’ye inmiş, daha sonra beklentilerin çok altında artarak yüzde 42,54’e çıkmıştır. Bu yıl ise okul öncesi çağdaki 5 yaş grubu çocukların yüzde 53,78’i okul öncesi eğitim almaktadır. 2006 yılında 995 özel okula 263 milyon TL teşvik adı altında kamu kaynağı aktarılırken, 2014 yılında teşvik alan özel okul sayısı 1.878, aktarılan kaynak miktarı ise 1 milyar 496 milyon TL olmuştur. Geçtiğimiz 9 yıl içinde toplamda 8 milyar 804 milyon TL kamu kaynağı, her biri birer ticari işletme statüsünde olan özel okullara aktarılmıştır.”