Paris'te öldürülen 3 PKK'lı kadın için yazılı bir açıklama yapan Eğitim-Sen Kahramanmaraş Şube Başkanı Hüseyin Koluman "bu kirli tezgahı kuranlara kardeş olduğumuzu, bizleri birbirimize kırdıramayacaklarını ve emellerine ulaşamayacaklarını göstermek zamanıdır" dedi.

Koluman yaptığı yazılı basın açıklamasında şunları söyledi:

Geçtiğimiz günlerde Fransa'nın başkenti Paris'in göbeğinde siyasi kimlikleri olan ve Türkiye cumhuriyeti vatandaşı olan Üç kadın infaz edildi. İnfaz edilen kadınların siyasi kimlikleri, örgütsel ilişkileri kamuoyunca yakından bilindiği için bunun üzerinde herhangi bir değerlendirmeye gerek yok zaten. Meselenin özü de söz konusu kişilerin kimliklerinin daha üstünde yapılan saldırı ve neyin amaçlandığıdır.

Özelde Türkiye'de genelde Ortadoğu ve dünyada büyük yankı uyandıran bu saldırı üzerine herkes bulunduğu yerden doğru (devlet, örgüt, iktidar, muhalefet vs.) farklı değerlendirmelerde bulundu.

Kuşkusuz en fazla Türkiye'yi ve Türkiye'nin iç barışını doğrudan ilgilendiren bir olaydır. Adına ne denirse denilsin, bu ülkede yıllarca kanayan bir yara, yitirilmiş on binlerce can ve savaş tüccarlarının cebine giden yüz milyarlarca dolar söz konusudur. Bu Türkiye'nin kaybıdır. Yani bizlerin, dolayısıyla Türkiye'de yaşayan tüm yurttaşların kaybıdır.

Tam da bu kangrenden kurtuluşun emarelerinin yaşandığı anda bu saldırının bir tesadüf olmadığını bilmek için sanırım çok zeki olmaya gerek yok. Aslında bu eylem aynı zamanda bana bu sorunun çözüm kulvarına girdiği umudunu da vermedi değil. Zira bu saldırı bir panikle yapılmış bir saldırıdır. Bu işi Türkiye'nin veya hükümetinin üzerine yıkmak isteyebilirler. Ama ben kesinlikle bu kanaatte değilim. Hala derin devlet dediğimiz çetelerin de bu işi yapma olasılığının zayıf olduğunu, bu çetelerin işi de olsa bile bu saldırı yine Türkiye'ye ve mevcut iktidara mal edilemez zaten.

Azımsanamayacak bir takım çevreler ise bunu örgüt içi bir hesaplaşma olarak değerlendiriyorlar. Bu saldırıyı bir iç hesaplaşma veya çatışma olarak ta görmüyorum. Neden derseniz ki burası çok önemlidir; örgüt içinden birileri veya bir grup yapmışsa bunlar da zaten Türkiye üzerine karanlık hesaplar yapan uluslararası istihbarat organizasyonlarının örgüt içindeki taşeronlarıdır.

Tam da bu nokta da ister örgüt içinde olsun isterse derin devletin çeteleri olsun Türkiye'nin iç barışını istemeyen, Kürtlerle Türkleri çatıştırmak isteyen (çünkü bu uluslararası şebekeler Kurtuluş Savaşında bu hakların kader birliği yaparak mandacı ve işgalci zihniyeti Anadolu'dan nasıl söküp attıklarını unutmuş değiller.) böylelikle Türkiye'yi içerde ve dışarda zayıf düşürerek siyasi, ekonomik, askeri vs. konularda kendilerine bağımlı kalmasını isteyen güçler akla geliyor.

Aslında bu yazdıklarımdan sonra kimlerin bu işi yapabileceklerinin bir listesini çıkarabiliriz. Akla hemen ülkemizle bir takım sorunları olan ülkeler geliyor. (İran, Suriye, İsrail gb.) benim şahsı kanaatim bu eylemin daha büyük güçlerin mutfağında hazırlandığı yönündedir. Size çok abartalı bir komplo teorisi gibi gelebilir ama; Bence bu işte söz konusu ülke istihbaratları olsa da bu işin Rusya'ya hatta Çine kadar dayanma olasılığının da olduğunu düşünüyorum.

Zira A.B.D ve AB. Ne kadar Ortadoğu ile ilgili ve ilişkiliyse, en az bu ülkeler kadar Rusya'nın başını çektiği bu blok da bir o kadar Ortadoğu'yla ilgili ve ilişkilidir.

Sonuç olarak ben de bu cenaze törenine katılmayı düşünüyorum. Neden mi?

-  Bu insanlar askerle çatışıp askere kurşun sıkarken ölmediler.

- Eğer yapmışlarsa, örgüt içindeki taşeronlara ve onların iplerini elinde tutan; her yönüyle güçlü demokratik bir Türkiye'yi istemeyenlere ve bu eylemle adeta tehdit mesajı yollayan uluslararası kirli şebekelere karşı, kardeş olduğumuzu, bizleri birbirimize kırdıramayacaklarını ve emellerine ulaşamayacaklarını göstermek için orada olmak istiyorum.

Unutmayın ki bu saldırıyı yapanların gözü bizlerin üzerinde olacaktır. Yani bu eylem bizim gibi düşünen barış yanlarına da bir tehdit mesajıdır.

Bu karanlık güçlere inat, vatandaşı olmaktan gurur duyduğumuz bir Türkiye için mücadele ve kenetleme zamanıdır.