İzmir’deki operasyonda tutuklanan ve daha sonra tahliye edilen Emniyet müdürleri Taner Aydın ve Memduh Tosun, Aliağa ilçesindeki Şakran Cezavi'nden çıkışları sırasında açıklama yaptı. Haklarındaki suçlamalara cevap veren Tosun, “Ben beş evrakla suçlandım. Bunlardan bir tanesi, biz iki parti şeklinde uluslararası uyuşturucu kaçakçısı bir gruba operasyon yapmışız. Bunların içinde 200-300 numara dinlemişiz ve bunların birisinde 600 kg. eroin, İzmir tarihinde ilk, diğer partide aynı grubu 436 kg. eroinle yakalamışız. Bizim buradaki suçlamamız sen bu grubu takip etmişsin, bunu yaparken bir polis memuru üzerine kayıtlı bir telefon bu grubun içerisinde kullanılmış. Biz bunu farketmemişiz, çünkü bir polis memuru kullanmamış. Adli dosyada gidin, Kaçakçılık buna operasyon yaptı, bunun dosyasında göreceksiniz. Bizim başka birini dinleme gibi derdimiz yok diye anlatmaya çalıştık ama yine de, ‘Siz kendinizi ispatlamaya çalışın.’ dediler. Bu kadar içi boş dosyayla tamamı fotokopi, bize suçlanan evrakların aslı kendilerinde olmamasına rağmen bizi suçlamak adına evraklarda belli tahrifatlar yaparak, bir kısımlarını gizleyerek bir kısım insanı, personeli mağdur etme adına yapılmış operasyondur ama bunların hepsi hukukun karşısında bir şey ifade etmeyecektir. Birçok ilde de aynı şeyler yapıldı, tutuklama da olmamıştı. Tamamı yasalara uygun, mahkeme kararıyla yapılan çalışmalar.” dedi.

'PARALEL DEDİKLERİNDEN SEKİZİ HALA AYNI ŞUBEDE'

20 yıllık polis müdürü olan Memduh Tosun, “Sekiz yıl da İzmir’de çalıştım, üç yıl önce İzmir’den gittim. Konya’ya, oradan da Yalova’ya gittim. Bundan beş ay önce aynı suçlamayla, hattâ daha fazla suçlamayla örgüt üyeliği, örgüt kurma, yönetme, kişisel verileri saklama gibi birçok absürd suçlamalarla gözaltına alındık. Gözaltına alınma sürecinde öyle bir algı oluşturulmuştu ki hiç kimse bizi dinlemeye gerek görmeden, savcımız 32 kişiyi tutuklama istemiyle mahkemeye sevk etti. Neticesinde 11 arkadaşımızla Buca Cezaevi’ne gittik ve 38 gün kaldıktan sonra tahliye edildik. İddianame hazırlandıktan sonra birinci olayda şöyle bir konu gerçekleşti, mart ayında gazetede bir haber çıkmış. İzmir’deki polislerin illegal dinleme yaptığına dair 68 telefonla ilgili, bunlar usulsüz dinlenmiş diye basına yansıdı ve bununla ilgili soruşturma yürütüldü, adli ve idari. Burada şöyle bir çarpıklık var, hukuk önünde eşitlik var diyoruz. Burada toplamda da 68 evrakta imzası olan 52 kişiyle ilgili savcılığa, 'Bu evraklarda imzası var' diye yazılmış. 52 kişiden 20 tanesi aynı konumlar, aynı suçlamalar olmasına rağmen bunların tamamıyla ilgili adli, idari hiçbir işlem yapılmadığı halde görevlerinin başında çalışıyorlar. Bunlardan ayırdıkları diğer 32 kişiye gözaltı işlemi yaptılar ve biz tutuklandık. Birinci operasyonla ilgili ‘paralel yapı operasyonu’ dediler. Bu da tamamen yalan. Yalanların da bir özelliği var, yatsıya kadar mumlar yanabiliyor. Bu kişilerden paralel dediklerinden sekizi hala aynı şubedeler ve savcılık ifadelerinde söyledikleri, en kozmik denilen bürolarda çalışıyorlar. Nasıl paralelle halen aynı şubede çalışıyorlar? Bunların tamamı, polisi yıpratmaya yönelik şeyler.” şeklinde konuştu.

'AİLELERİNDEN FEDAKÂRLIK YAPAN İNSANLAR TUTUKLANDI'

Tutuklanan ya da algı operasyonuna maruz bırakılan polislerin tamamının fedakârca çalışan insanlar olduğunu söyleyen Tosun, “Kendimi dışında tutarak söylüyorum, bu arkadaşların birçoğu tamamı örgütlerle mücadele için, uyuşturucu kaçakçılarıyla mücadele, mafyayla mücadele için birçok zaman gecelerce sokaklarda yatmış, ailelerinden, çocuklarından fedakârlık yapmış insanlar. Gerçekten bu insanlara haksızlık yapılmaktadır. Birinci gözaltında bunları anlatamadık. İkinci gözaltı kararına geldiğimizde savcımız, hakimlerimiz gerçekten böyle bir şey olabilir diye dinlediklerinde savcımız bu defa 26 kişiden 14’ünü mahkemeye sevk etti ve örgüt davası gibi birçok şeyi düşürmüştü. Bizim yaptığımız çalışmaların tamamı mahkeme kararıyla, usullere, yasalara tamamen uygun yürütülmüş çalışmalardır. Hakim dinlediğinde aynı kanaat oluştu, biz iki kişi müdürler olarak tutuklanmıştık. Tabii diğer arkadaşların burada olmamasına sevindik. Neticede şu an için bu evraklar mahkeme önüne geldiğinde, zaten tamamen algıya yönelik, herhangi bir suç söz konusu değil.” diye konuştu.