12 Eylül 1980 darbesini yaptıkları gerekçesiyle müebbet hapse mahkum edilen dönemin Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı davada mahkemenin sürpriz bir ara karar verdiği ortaya çıktı. Davaya katılan avukatlarından Mehmet Horuş, Yargıtay'ın bozma kararına karşı diyecekleri sorulan 12 Eylül döneminde idam edilen Erdal Eren ile Necati Vardar'ın kardeşleri hakkında duruşmaya katılmadıkları için zorla getirilme kararı çıkarıldığını belirtti. Duruşma, referandum sonrası 4 Mayıs'a ertelendi.

BUGÜNKÜ DURUŞMADA ORTAYA ÇIKTI 

Ara kararda mahkeme Yargıtay'ın bozma kararına karşı diyeceklerini sormak için tebligatta bulunduğu ancak  Eren ve  Vardar'ın kardeşleri duruşmaya gelmeyince mahkemenin zorla getirme kararı verdiği bugünkü duruşmada ortaya çıktı.

AVUKAT: VİCDANLARI RAHATSIZ EDİCİ 

Yargıtay 16.Ceza Dairesi, 12 Eylül darbe davasında müebbet hapse mahkum edilen Evren ve Şahinkaya'nın yargılama aşamasında ölmeleri nedeniyle haklarındaki davanın düşürülmesine karar vermişti. Yargıtay'ın bozma kararının ardından Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın dünkü duruşmasına katılan bir kısım mağdurların avukatı Mehmet Horuş, Yargıtay bozma ilamının özetlenerek okunmasını istedi. Yargıtay'ın bozma kararına karşı bir kısım katılanlar hakkında yazılan talimatların ileri tarihlere bırakıldığını belirten Horuş, "Gelmeyen bir kısım katılanlar için örneklemek gerekirse Erdal Eren'in kardeşi Erkan Uğur Eren ile Necati Vardar'ın kardeşi  Serdar Vardar'a zorla getirme emri çıkarılmış olmasının vicdanları rahatsız edici bir uygulama olduğu, bu nedenle bu uygulamanın önüne geçilmesini talep ediyoruz" dedi.

Mahkeme heyeti Yargıtay'ın bozma kararını özetleyerek okudu. Ardından söz verilen katılan avukatları, Yargıtay'ın bozma kararına uyulmamasını talep etti. Sanıkların avukatları ise bozma kararına uyulmasını istedi. Cumhuriyet Savcısı İsmail Şahin ise, sanık Ahmet Kenan Evren'in 09 Mayıs 2015, diğer sanık Ali Tahsin Şahinkaya'nın da 09 Temmuz 2015 tarihlerinde öldükleri anlaşıldığından haklarında açılan kamu davasının TCK'nın 64/1 maddesi uyarınca ayrı ayrı düşürülmesine karar verilmesini talep etti. Katılan vekilleri esas hakkındaki beyanlarını vermek için süre istedi. Mahkeme heyeti, avukatlara süre vererek duruşmayı 16 Nisan'da yapılacak referandum sonrasına 4 Mayıs'a erteledi.

Ağabeyimin son mektubunu verin

Necati Vardar
İdam edilen Necati Vardar, Seyit Konuk ve İbrahim Ethem Coşkun’un dosyaları 30 yıl sonra ailelerine teslim edildi. Vardar’ın dosyasından birlikte idam edildikleri dava arkadaşları gibi 30 yıl önce el konulan son mektubu çıkmadı

Türkiye idamı yeniden tartışırken, İzmir’de 1982’de idam edilen Necati Vardar, Seyit Konuk ve İbrahim Ethem Coşkun’un dosyaları, 30 yıl sonra ailelerine teslim edildi. Milliyet, Devrimci 78’liler Federasyonu’nun 1982’de idam edilen Necati Vardar’ın Genelkurmay Başkanlığı’ndan aldığı dosyasını, kardeşi Serdar Vardar’a teslim edildiği sırada oradaydı. Vardar, Coşkun ve Konuk’un dosyalarında olduğu gibi, ağabeyinin dosyasından da son mektubunun çıkmaması nedeniyle büyük hayal kırıklığı yaşadı. Milliyet’in daha önce gündeme getirdiği, son mektuplara içeriğin sakıncalı bulunması nedeniyle, cezaevinden gönderilen mahkum mektupları gibi işlem yapılarak el konulmasına yönelik tutanağı dosyada bulan Vardar, ağabeyinin idamını, yargılama sürecini ve dosyayı alınca hissettiklerini şöyle anlattı:

BABAMI YUMRUKLADILAR

“İstese kaçardı ağabeyim ama polis baskınında bile evdeydi. Gelip sabah 04.00’te evimizi bastılar. Birçok olayla suçlandı ağabeyim ve arkadaşları. Aslında asıl olayları biri üstlendi ama mahkeme üçünü de astı. Evi bastıklarında da delil diye sadece Tarık Akan’ın fotoğrafları vardı, onları götürdüler. Asla asılacağını düşünmüyordu. 15 yıl verirler örgüt üyeliğinden diyordu en fazla. Yatıp çıkacağını düşünüyordu. Sadece bir şeye çok üzülüyordu. Evimizi bastıklarında bir polis babama yumruk atmıştı, o polisi çok düşünüyordu. Gördüğü işkencelere rağmen o polis canını sıkmıştı. Annemle ziyaretine giderdik. Camdan ellerini birleştirmeye çalışırlardı, cam arkasından. Annem Boşnakça biliyor sadece. Öyle konuştu mu jandarma bağırırdı. O yüzden anlıyorum Kürtler’in ne yaşadığını da. Söylediği de ‘nasılsın oğlum’. Onu bile engellemeye çalışırlardı.

ÜÇÜNE DE İDAM

Arkadaşı ‘ben yaptım eylemleri’ demesine rağmen üçünü de idama mahkum ettiler. Aslında duruşmalardaki hal ve tavırlarından ya da takdirle indirim yapsalar, 15 yıl yatıp çıkacak ama yapmadılar. İdam dediler. Başta farklı, iyi bir hâkim vardı. Karar duruşmasından önce değişti. 5 celsede bitti yargılama. İdam dediler ve 1982’de infaz ettiler. Buca Cezaevi’nde idam ettiler ağabeyim ve arkadaşlarını. Söz vermişlerdi çağıracaklarına ama bize haber vermediler. Akşam TRT’nin 20.00 haberleri vardı. Orada onaylandığı açıklandı idamların. Sonra eve geldiler akrabalar akın akın. Biz idamın ne zaman olacağını bekliyorduk. Meğer hemen o gece infaz etmişler. Sabah 04.30’du. Avukat geldi. Kapıyı çaldı ve ‘başınız sağ olsun’ dedi.

ERDAL EREN KİMDİR?

ERDAL EREN KİMDİR?

25 Eylül 1964 Şebinkarahisar, Giresun doğumlu olan Erdal Eren, 12 Eylül Darbesi öncesinde bir askeri inzibat erini öldürdüğü gerekçesiyle hüküm giyen ve 13 Aralık 1980’de asılarak idam edilen Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği üyesi ve Ankara Yapı Meslek Lisesi öğrencisidir.

Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği üyesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğrencisi Sinan Suner, 30 Ocak 1980 tarihinde Milliyetçi Hareket Parti’li Bakan Cengiz Gökçek’in koruması Süleyman Ezendemir tarafından vurularak öldürüldü.

Erdal Eren, Suner’in öldürülmesini protesto etmek için 2 Şubat 1980 tarihinde gerçekleştirilen gösteride gözaltına alınan 24 kişiden biriydi. Gösteri esnasında çıkan çatışmada ölen er Zekeriya Önge’yi öldürdüğü iddiasıyla tutuklandı ve yargılanarak 19 Mart 1980 tarihinde idama mahkûm edildi. Milli Güvenlik Konseyi tarafından onaylanan karar, 13 Aralık 1980’de Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi’nde infaz edildi.

Erdal Eren idam edilmeden 16 saat önce kendisini ziyaret eden gazeteciler Savaş Ay ve Emin Çölaşan’a, “avukatıyla görüştürülmediğini, 18 yaşının altında olmasına rağmen idam edilmek istendiğini, yaşının 18’den küçük olduğunu tespit edecek olan kemik testi yapılması talebinin kabul edilmediğini, vurduğu söylenen jandarma erine çok uzaktan ateş açtığını ama otopside yakın atışla öldüğünün kanıtlandığını, kendisini ibret olsun diye asacaklarını ve ölümden korkmadığını söyledi. İdam kararı verilen Erdal Eren’in 17 olan yaşı bir gün içinde 18 olarak büyütüldü ve sonrasında hemen idam edildi.

Ağabeyi Erkan Eren, Erdal’ın Mamak Askeri Cezaevi’nde tutuklu kaldığı dönemde gördüğü ağır işkencenin izlerine tanık olduğunu dile getirdi. Erdal Eren’in idam edildiği tarihte yaşının 18’den küçük olduğunu belirten Erkan Eren, infazı radyodan öğrendiklerini ve Erdal Eren’in kimsesizler mezarına gömülmek istendiğini söyledi.