Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çözüm süreciyle ilgili, "Şundan emin olun; kimsenin kimseye bir şey verdiği yok. Biz 78 milyonumuz, insanımızın her birine hangi hakkı, hangi imkanı veriyorsak, bölgedeki insanımıza da yılların ihmalini, yanlışlarını telafi ederek aynı şeyleri veriyoruz. Ne bir eksik ne bir fazla." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gaziantep Demokrasi Meydanı'nda konuştu. Suriye’de yaşanan gelişmelere değinen Erdoğan, “Türkiye'nin çevresi adeta ateş bir çemberi. Suriye'de kendi halkına zulüm eden bir zalim, ülkenin yıkımı, yüz binlerce insanın ölümü, milyonlarca insanın perişanlığı pahasına koltuğunda oturmaya devam ediyor. Irak'ta bir yandan DAİŞ tehdidi diğer yandan mezhep fanatizmi, öteki taraftan etnik ısrar ülkeyi adeta paramparça etmiş durumda. Komşularımız bu durumda iken bize rahat içinde, konfor içinde yaşamak yakışmaz." şeklinde konuştu.

Erdoğan, “Biz bugüne kadar sınırımıza gelmiş kimseyi göndermedik. Biz bugüne kadar ölümden, sefaletten kaçan hiç kimseye kapımızı kapatmadık. Türkiye'nin 2 milyonu aşkın mülteciye, harcamalarla, açılan kamplarla hizmete devam ediyoruz. Bundan sonra gelen Suriyeli mültecilere kapıları asla kapatmayacağız.” dedi.

Çözüm sürecine de değinen Erdoğan, "Analar ağlamasın diye çıktığımız bu yolda, önemli bir noktasına ulaştık. Şunu bütün samimiyetimle ifade etmek isterim ki, biz sadece milletimiz için, milletimizin kardeşliği için bu süreci başlattık. Söz verdiler, tutmadılar. Söz verdiler, tersini yaptılar. Söz verdiler hiç öyle bir şey yokmuş gibi davrandılar. Provoke ettiler, 6-7 Ekim de vatandaşı sokağa döktüler, vatandaşımızın dükkanlarını yaktılar, araçlarını yaktılar. Belediyelerin araçlarıyla kanallar açtılar, sabote ettiler. Tahrik etiller, tahkir ettiler. Bütün bunlara sabrettik. Bunlara farklı muamele yapılabilirdi, ama yapmadık. Bizim derdimiz bu ülkede huzuru, refahı getirmek bunu tahkim etmekti. Bunun başarabilmekti. Biz yeri geldi kan kustuk, baldıran zehri içtik, kızılcık şerbeti içtik yola böyle devam ettik. Boğazımız düğümlendi yuttuk. Süreç bugünlere kadar geldiyse sağ duyumuz ve irfanını kaybetmeyen milletimize aittir.

Erdoğan şöyle devam etti: "Gaziantep bu noktada dik durdu oyunlara gelmedi, tam aksine Gaziantep oyun bozdu. Biz yine sabrediyoruz, bekliyoruz, takip ediyoruz. Bugüne kadar onlara rağmen bu süreç ilerlediyse şimdide onlara rağmen bu sürecin nihai hedefe ulaşacağına inanıyoruz. Onlara kalsa Türkiye bugün yeniden kanın, gözyaşının hakim olduğu bir yere dönüşecekti. Milletimiz buna izin vermedi, en başta bölge halkı buna izin vermedi. İnanıyorum ki bu aşamada da yine milletim bölge halkı meseleye sahip çıkacak ve gereğinin yapılmasını sağlayacaktır. Bunun için annelere, abilere, ablalara büyük görev düşüyor. Gaziantep çözüm sürecinin bir modelidir. Çözüm süreci derken istediğimiz bölgedeki insanımızın tüm çeşitliliğiyle, tüm farklılığıyla, Gaziantep'te olduğu gibi yan yana barış içinde, huzur içinde, sevgi, saygı içinde yaşamasını sağlamaktı. Bu işin sonuna ne olacak diyenler varsa gelsinler Gaziantep'e baksınlar."

KİMSENİN KİMSEYE BİR ŞEY VERDİĞİ YOK

"Biz ülkemizi çok sevdiğimiz, milletimiz çok sevdiğimiz için bu süreçte ısrarlıyız. Yoksa öteki türlüsü çok kolay ama çözüm olmadığını, 40 bin can verecek yüz milyarlarca doları dağlara gömerek gördük. Şundan emin olun; kimsenin kimseye bir şey verdiği yok. Biz 78 milyonumuz insanımızın her birine hangi hakkı, hangi imkanı veriyorsak, bölgedeki insanımıza da yılların ihmalini, yanlışlarını telafi ederek aynı şeyleri veriyoruz. Ne bir eksik ne bir fazla."