Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır milletvekili Altan Tan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e tahsis ettiği zırhlı aracın ardından uçak tahsis etmek istemesine eleştiri getirdi. HDP’li Tan, “Peygamberler ellerinden geldiği kadar mütevazi yaşamışlardır. Bir Nemrut, Firavun gibi haşa yaşamamışlardır. Dini temsil eden kişilerin gösterişten, şatafattan, gururdan sakınmaları lazım.” dedi. Altan Tan, Erdoğan'a bir çağrı yaparak, "'Söz veriyorum yeni bir anayasa yapacağım, Kürtçe anadilde eğitime de evet diyorum. Bölgesel yönetime de evet diyorum. Cemevlerinin ibadethane olmasını kabul ediyorum. Hırsızlığa, yolsuzluğa son veriyorum.' diyerek, elindeki Kur’an-ı Kerim’in üzerine yemin et, biz bu gece istifa ediyoruz. Seçimden çekiliyoruz ve oyumuzu da sana veriyoruz. Bunların hiç birini de yapmıyorsan sen başka bir iş peşindesin.” ifadelerini kullandı.

HDP Diyarbakır milletvekili Altan Tan, Gaziantep’te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. 7 Haziran seçimlerinin Türkiye’nin gelecek 10 yılını belirleyeceğini belirten Altan Tan, Türkiye’de çok ciddi bir gerilim ve kamplaşma olduğuna dikkat çekerek, Türkiye’nin ne kadar fay hattı varsa AK Parti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bunları onaracağı yerine gerilimleri kendine siyaset yolu yaptığını vurguladı.

'BU ÇEREZDEN FAKİR FUKARAYA DA DAĞITSIN'

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in lüks araçların fiyatlarına çerez parası demesine de değinen HDP’li Altan Tan, “Maliye Bakanı benim hemşehrim. Onun köyü ile benim köyüm arasında bir köy var. Bu çerezden biraz da fakir fukaraya dağıtsın, madem bu kadar çok çerez, fındık, fıstık varsa. Bu üslup zaten başlarını yiyecek.” diye konuştu.

'DİNİ TEMSİL EDEN KİŞİLERİN GÖSTERİŞTEN, ŞATAFATTAN, GURURDAN SAKINMALARI LAZIM'

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e Cumhurbaşkanı tarafından zırhlı araç tahsil edilmesine ve daha sonra da uçak verilmek istenmesine değinen Tan, dini temsil eden kişilerin kendilerine dikkat etmesi gerektiğini vurguladı. Sembol insanların her hareketi ile örnek olmaları lazım diyen Tan, şunları kaydetti: “Diyanet İşleri Başkanı’nın arabasıyla ilgili kamuoyu vicdanında bir sorun yaşandı. İslam’da, bütün dinlerde ve peygamberlerde ellerinden geldiği kadar mütevazi yaşamışlardır. Elinde saltanat, güç olan peygamberler bile yediklerine, içtiklerine ve harcamalarına dikkat etmişlerdir. Bir Nemrut, Firavun gibi haşa yaşamamışlardır. Bütün alimler, Hz. Peygamber’in bazı günler açlıktan midesine taş bağladığını, hasırın üstünde yattığını, miras bırakmadığını söylemektedirler. Bir Diyanet İşleri Başkanı 300 milyarlık bir araca binse ne olur? Sembol insanların her hareketi ile örnek olmaları lazım. O imkanı varsa bile buna dikkat etmesi gerekir. Toplumun önderi olan kişilerin, bir dini temsil eden kişilerin buna çok fazla dikkat mecburiyetleri var. Dini temsil eden kişilerin gösterişten, şatafattan, gururdan sakınmaları lazım.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın arabadan sonra uçak tahsis etmek istemesini ‘meydan okuma’ olarak nitelendiren Tan, “Sen niye bu kadar halkla zıtlaşıyorsun. Tamam uçakta verebilirsin, istersen tren de ver. Ama halkla bu kadar zıtlaşılmaz. Kamuoyunda bir olumsuz etki yapmışsa bu hadise, bunun daha fazla üstüne gitme, inatlaşma, zıtlaşma. Biz kavga edersek senin rolün bizi barıştırmak.” ifadelerine yer verdi.

'BAŞBAKAN VE REİSİ CUMHURUN YÜZÜ ÇARŞAMBA PAZARI GİBİ'

Barajı geçme konusunda rahat olduklarını açıklayan Tan, “Bizim mitinglerde arkadaşlar gülüyor, kahkaha atıyor. Başbakan ve Reisi Cumhurun yüzüne bakın Çarşamba pazarı gibi. Barajı geçiyor muyuz, geçmiyor muyuz?” diye sordu.

'HIRSIZLIĞA, YOLSUZLUĞA SON VERİYORUM DEYEREK, MEYDANLARDA TAŞIDIĞI KUR’AN’A EL BASSIN, OYUMU AKP’YE VERECEĞİM'

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meydanlarda Kur’an-ı Kerim ile gezmesini nasıl değerlendirirsiniz? diye gelen bir soruya Tan, iddialı bir cevap verdi. Erdoğan’ın Kürt seçmenin dini hassasiyetini bildiğini dile getiren Tan, şunları kaydetti: “Elinde başka bir sermaye kalmadı. HDP’ye oy veren Kürtlerin bile yüzde 80’i dindar, namazında, orucunda insanlar. Benim bir amcam var, 57 senedir içiyor. Her gece içiyor, Ramazan geldiği zaman içmiyor. Bunda bile bir saygı var. Yaşantısıyla dindar ya da en azından dine saygılı kitlemiz var. Bu kitle uzun dönem Refah Partisi’ne oy verdi. Daha sonra AKP’ye oy verdi. Roboski’den sonra, Kobani’den sonra vatandaşlarda bir kırılma yaşandı. HDP’ye gelen 4 yeni oydan 3’ü AKP’den geliyor. Bu iş bir din meselesi değil, hak ve hukuk meselesidir. Tayyip Erdoğan’a sesleniyorum; elinde Kur’an, cebinde Kenan Evren darbe anayasası. Kardeşim getir bu Kur’anı aramızda hakem yap. Kürt halkının dini hassasiyetini dini hassasiyetini istismar ediyor. Sen bu gece kalk bir gusül abdesti al, televizyonlara çık, ‘Ben Türkiye’de kimin gönlünü kırdıysam özür diliyorum. Söz veriyorum yeni bir anayasa yapacağım, Kürtçe anadilde eğitime de evet diyorum. Bölgesel yönetime de evet diyorum. Cemevlerinin ibadethane olmasını kabul ediyorum. Hırsızlığa, yolsuzluğa son veriyorum.” diyerek, elindeki Kur’an-ı Kerim’in üzerine yemin et, biz bu gece istifa ediyoruz. Seçimden çekiliyoruz ve oyumuzu da sana veriyoruz. Bunların hiç birini de yapmıyorsan sen başka bir iş peşindesin.”

'HİLE İLE BARAJI GEÇEMEZSEK ONLARA ZEHİR ZIKKIM EDERİZ'

Hile ile barajı geçemedikleri halde onlara zehir zıkkım edeceklerini belirten Tan, “Bunu tehdit için değil, hırsızlık üzerine kurulu milletvekilleri hiçbir yerde meşru kabul edilemez. Protesto edeceğiz, tavır koyacağız, ikaz edeceğiz, ihtar edeceğiz. Sandıkta hileyle, sayım dalavereleriyle 60 milletvekili alıp götürürse bu zehir zıkkım olur. Bütün demokratik, legal, dünyanın meşru kabul ettiği yöntemlerle olacak.” şeklinde konuştu.