IDEF 2015 12'nci Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı'na katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, fuarda sergilenen ürünleri inceledi. Programda bir de konuşma yapan Erdoğan, savunma sanayiinde ilerleme olduğunu belirterek, projeler hakkında bilgi verdi. Erdoğan, "Yıllık 1 milyar dolan araştırma geliştirme harcaması ile savunma sanayiimiz en çok araştırma geliştirme ve teknoloji yatırımı yapan sektör haline geldi. Son 2-3 yılda bizzat katıldığım savunma sanayii projelerinin dahi bu konuda bir fikir vermeye yeteceğini düşünüyorum." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜYAP Fuar ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen IDEF 2015 12'nci Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı’na katıldı. Programda, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Bilim ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ile 70 ülkenin temsilcisi de hazır bulundu.

Programda konuşan Erdoğan, Türk ordusunun kuruluşuna ve bu aşamadaki gelişmelere değindi. Tarihi bilgiler veren Erdoğan, fuarı düzenleyenlere teşekkür etti. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye Cumhuriyeti her ne kadar 92 yıllık geçmişe sahip bir devletse de bizim devlet geleneğimizin binlerce yıllık, bu coğrafyadaki varlığımızın da bin yıllık bir geçmişi var. Kara Kuvvetleri Komutanlığımız bu yıl kuruluşunun 2224. Yılını kutluyor. Anadolu topraklarını vatan haline dönüştürmemizin müjdecisi olan Malazgirt savaşının üzerinden 944 yıl geçti. Tarihimizdeki en önemli askeri güçlerimizden biri olan Yeniçeri Ocağı’nın 653. Kuruluş yıldönümüne ulaştık. İstanbul’un fethinin 562. Seneyi devriyesini idrak ediyoruz. Modern ordumuzun kuruluşunun üzerinden 189 yıl geçmiş durumda. Cumhuriyetimiz 92 yıllık olabilir ama bilhassa askeri kurumlarımızın geçmişleri çok eski dönemlere kadar uzanıyor. Bu köklü geçmişte, günümüzde savunma sanayii diye ifade ettiğimiz askeri amaçlı araç gereç üretimi konusunda da çok önemli örnekler vardır. Selçuklu Devleti’nde başlayan Osmanlı döneminde devam eden süreçte dünyanın en güçlü savaş gemileri bu coğrafyadaki tersanelerde üretildi. İstanbul’un fethi başta olmak üzere kara savaşlarının en büyük gücü olan toplar bu coğrafyada geliştirildi ve döküldü. 17. Yüzyıla kadar bu bölge dünyanın en önemli savunma sanayii merkezi durumundaydı. Daha sonra Avrupa ülkeleri üstünlüğü ele geçirdi ve bu şekilde günümüze kadar geldi. Bununla birlikte bilhassa Kurtuluş Savaşı gibi zor dönemlerde eldeki kıt imkanlar en iyi şekilde kullanılarak, büyük zaferler kazanmamızı sağlayan üretimler yapıldı. Cumhuriyetin ilk döneminde geçmişte yaşanılan sıkıntılar da göz önünde bulundurularak, savunma sanayii konusunda gerçekten çok ciddi bir atılım başlatıldığını görüyoruz. Bilhassa 2. Dünya Savaşı’nın ardından bu çabaların yerini dışarıdan hazır ürün alınımına bıraktığını üzüntüyle müşahede ediyoruz. Uçak fabrikaları, tersaneler ve diğer tesislerin kapısına kilit vurularak ihtiyaçlar NATO çatısı altında dışarıdan temin edilmeye başlandı. Kıbrıs çıkarması ve uzun yıllar boyunca sürdürmek zorunda kaldığımız terörle mücadele dönemi, kendi savunma sanayiini kurmamızın gerekli olduğunu gösterdi.”

2002 yılına kadar milli savunma sanayiinde dışa bağımlılığın yüzde 80’lerde olduğunu anlatan Erdoğan, “Bugün savunma sanayii ihtiyacımızın yüzde 54’ünü kendi imkanlarımızla karşılar hale geldik. Amacımız 2023 yılına geldiğimizde savunma sanayiimizi dışa bağımlılıktan tamamen kurtarmaktır. Bugün dünyanın en büyük 100 savunma sanayii firması arasında iki Türk firması da yer alıyor. Savunma sanayiimizin üretim gücü geçtiğimiz yıl 5 milyar doları aştı. Yıllık 1 milyar dolan araştırma geliştirme harcaması ile savunma sanayiimiz en çok araştırma geliştirme ve teknoloji yatırımı yapan sektör haline geldi. Son 2-3 yılda bizzat katıldığım savunma sanayii projelerinin dahi bu konuda bir fikir vermeye yeteceğini düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

Hazır alımdan ortak üretime, oradan kısmi tasarım aşamasına gelen savunma sanayiinde, hedefin özgün tasarım olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti: “Şu andaki tüm projelerimizde buna yöneliktir. Sanayi ve teknoloji alanındaki yatırımlarımız elbette sadece savunma sanayi ile sınırlı değil. Yerli cip üretiminden yerli otomobile, yüksek hızlı tren lokomotiflerinden hidroelektrik güneş ve rüzgar enerjisi santrallerine kadar geniş bir yelpazede sürüyor. Geçtiğimiz 12 yılda milli gelirini 230 milyar dolardan 800 milyar dolara çıkartan Türkiye 2023 yılında bu rakamı 2 trilyon dolara yükseltmeyi hedefliyor. Küresel kriz ortamına rağmen büyümesini istikrarlı bir şekilde sürdüren Türkiye önümüzdeki dönemde daha hızlı büyüyerek inşallah hedeflerine ulaşacak. İstikrar ve güven ortamı içinde güçlenen, gelişen, kalkınan Türkiye bölgesi içinde bir umut kaynağı haline geldi. Bölgemizdeki ve dünyadaki tüm mazlum toplumlara, tüm mağdurlara elimizi uzatıyor dertlerine derman olmaya çalışıyoruz. Bugün dünyada insani yardım yapan ülkelerin başında Türkiye geliyor. Geçtiğimiz yıl 4.5 milyar doları bulan insani yardımla dünyada üçüncü sırda yer aldık. Aynı şekilde bütün bu gayretlerimizi sürdürürken çevremizdeki karışıklıklardan, istikrarsızlıklardan, çatışmalardan kaçıp gelen milyonlarca insana ev sahipliği yapıyoruz. Ülkemizde bulunan Suriyeli ve Iraklı kardeşlerimizin sayısı 2 milyon civarındadır. Suriye’deki çatışmaların başladığı günden beri ülkemize sığınan kardeşlerimize yaptığımız harcama 5.6 milyar doları buldu. Buna karşılık Avrupa ülkelerinde şu anda toplam bulunan sığınmacı sayısı 250 bin. Kendilerine sığınmak üzere gelen mültecilerin gemilerinin Akdeniz’de batmasına ve içindekilerin boğularak hayatını kaybetmesine kayıtsız kalıyorlar. Hatta sorunun çözümü olarak botların limanları terk etmeden batırılmasını imha edilmesini teklif eden ülkeler bile var. Bugün Ak deniz umut yolcularının kendilerine sığınacak çatı arayan on binlerce mültecinin kundaktaki bebeklerin, kadınların mezarı oldu. Ak denizin suları acımasız dalgaları savaştan, açlıktan, kıtlıktan kaçan binlerce çocuğun hayatını yuttu. Biz açık kapı politikası izlerken ne yazık ki onlar sınır kapılarını da gönül kapılarını da sıkı sıkıya kapatmış durumdalar. Bu şekilde ne kendi ülkenizin ne de dünyanın güvenliğini sağlayamazsınız eğer çevrenizde bir ateş varsa oradan sıçrayan bir kıvılcım gelir eninde sonunda gelir sizi de bulur. Çözüm bu yangına sırtınızı dönmek değil el birliği ile iş birliği le tüm imkanlarla bu yangını söndürmenin yollarını aramaktır. Hiç siyaset hiçbir diplomasi hiçbir çıkar minyonlarca insanın acısından göz yaşından ölümünden daha önemli olamaz. Bakınız bu fuarın adı nedir savunma sanayi fuarı ülkenizi vatanınızı insanınızı savunmak bunun için her türlü hazırlığı yapmak her türlü tedbiri almak hem hakkımızdır hem de yöneticiler olarak görevimizdir. Bu imkanların başka toplumların haklarının gaspı için kullanılması bizim asla kabul etmeyeceğimiz bir davranıştır. Dünyada saldırganlar oldukça savunma için daima hazır olmak bir mecburiyettir. Biz savunma sanayimizi bu anlayışla sadece kendimiz için değil aynı zamanda dostlarımız kardeşlerimiz içinde destekliyor güçlendiriyoruz. Bilgi birikim ve tecrübelerimizi dostlarımızın istifadesine sunuyoruz. Sadece ürün satmanın peşinde.”