Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkenin içinde bulunduğu siyasi belirsizliğin ve çatışma ortamının sorumlusunun kendisi başta olmak üzere iktidar partisi olmadığını söyledi. “Bugün Türkiye, siyasi bir belirsizlik ortamından geçiyorsa bunun sorumlusu iktidar partisi veya bir kişi midir?” diye soran Erdoğan, “Şayet bugün ortaya çıkan tablo için bir suçlu aranacaksa bakılacak olan yer Ankara değil, Kandil’dir. Israrla çatışmaları devletin, hükümetin ve akıl almaz bir şekilde şahsımın başlattığı iddiası, dezenformasyondan başka, kara propagandadan başka bir şey değildir.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, YÖK Başkanı Prof. Yekta Saraç ve YÖK Yönetim Kurulu üyeleri ile üniversite rektörlerini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul etti. Erdoğan, yaptığı konuşmasına Dağlıca ve Iğdır'da hayatlarını kaybeden şehitlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyerek başladı. “Şairin dediği gibi ‘bu ülkede şehitler tepesi hiç boş kalmadı’ Öyle anlaşılıyor ki boş da kalmayacak. Yattığı toprak, tuttuğu bayrak belli. Bütünüyle şehitlerimizin toprağa akan her damla kanı bu coğrafyayı ilelebet vatanımız olarak tescil eden bir mühürdür” diyen Erdoğan, “Hangi kökene, hangi meşrebe olursa olsun tüm milletime, siyasetçilere, medya mensuplarına, aydınlara, akademisyenlere, sivil toplum örgütlerin temsilcilerine seslenmek istiyorum. Her karışıyla Anadolu ve Trakya toprakları hepimizin ortak vatanıdır.” şeklinde konuştu. TBMM’nin hepimizin Meclis’i olduğunu kaydeden Erdoğan, “Devletin tüm kurumları milletimizin tamamına aittir. Yöntemde, söylemde anlaşamıyor olabiliriz. Ama hedeflerimiz konusunda birlik olmalıyız. Siyasette rekabet başka bir şeydir. Ülkenin ve milletin bekası söz konusu olduğunda bir araya gelmek başka şeydir.” dedi.

‘SİYASİ BELİRSİZLİĞİN SORUMLUSU İKTİDAR PARTİSİ MİDİR?’

Hayatının hiçbir döneminde siyasi rekabetten kaçmadığını, Türkiye söz konusu olduğunda ise her şeyin teferruat olduğunu kaydeden Erdoğan, herkesten benzer tavrı beklediğini kaydetti. Terörün ‘ama’sız kınanması gerektiği üzerinde duran Erdoğan, “Bugün Türkiye, siyasi bir belirsizlik ortamından geçiyorsa bunun sorumlusu iktidar partisi veya bir kişi midir?” diye sordu.

‘KÜÇÜK HESAPLAR PEŞİNDE KOŞANLARI ŞİDDETLE KINIYORUM’

Kendisinin fani olduğunu ifade eden Erdoğan, “Yarın bizler toprak olup gittiğimizde çocuklarımıza, torunlarımıza, daha sonraki kuşaklara güçlü, müreffeh bir ülke bırakmak hepimizin en başta gelen görevi değil midir? Unutulmamalıdır ki söylenen her söz, ortaya konan her tutum tarihe atılan bir imzadır.” şeklinde konuştu. Erdoğan, “Bugün de ‘Erdoğan kaybetsin de Türkiye ne olursa olsun’ gibi bir akıl tutulmasına kapılanların olduğunu görüyoruz. Türkiye PKK terörü, DHKP-C terörü, DAEŞ tehdidi, paralel devlet yapılanması ihaneti karşısında mücadele verirken böylesine küçük hesaplar peşinde koşanları şiddetle kınıyorum.” dedi.

‘YAPTIĞIM HER ŞEYİN HESABINI MİLLETİME VE RABBİME VERMEYE HAZIRIM’

“Şahsın ben, yaptığımın her şeyin hesabını bu dünyada milletime, ebedi alemde Rabbime vermeye hazırım. Demokrasilerde hesaplaşmanın ve zemini sandıktır. Seçimlerdir. Önümüzde 1 Kasım var. 1 Kasım’da da milletimiz inanıyorum ki bütün bu olanların hesabını birilerine soracaktır.” diyen Erdoğan, Türkiye’de iktidar partisi kadar muhalefet partisine de ihtiyaç olduğunu söyledi.

‘KAMUOYUNUN HABER ALMA ÖZGÜRLÜĞÜNE HİZMET EDECEK MEDYAYA İHTİYAÇ VAR’

Erdoğan, “Güçlü bir demokrasi gücü aynı zamanda güçlü muhalefetten alır. Türkiye’nin, kamuoyunun haber alma özgürlüğüne hizmet edecek medyaya da ihtiyacı var. Türkiye’nin her çeşit savunacak, analiz yapacak, kavram üretecek aydınlara da ihtiyacı var. Ama daha önemlisi Türkiye’nin birliğini, beraberliğini korumaya, geleceğini güvence altına almaya ihtiyacı var. Siyasi partiler de, medya da, aydınlar da milletimizin bu ortak beklentisine cevap verebildikleri, katkı sağlayabildikleri oranda anlamlıdır. Kendi milletine, onun değerlerine, tercihlerine ve gelecek hedeflerine düşmanlık eden partilerle, medyayla, aydınlarla kat edebileceğimiz bir yol yoktur.” dedi.

‘TERÖRLE İLİŞKİSİ OLMAYAN BİR VATANDAŞIMIZIN ZARAR GÖRMESİ BİZİ ŞEHİTLERİMİZ KADAR ÜZÜNTÜYE BOĞAR’

Bölücü terör meselesinin çözüleceğini kaydeden Erdoğan, “Devlet çarkı biraz ağır işler. Ama bu çark bir dönmeye başladığında da önünde hiçbir gücün, hiçbir örgütün, hiçbir çetenin, hiçbir algı operasyonun önünde durabilmesi mümkün değildir. Bunun da altını çiziyorum. Devletimiz askeriyle, polisiyle, istihbaratıyla bölücü terör örgütünün ve uzantılarının üzerine gidiyor.” diye konuştu. Terör örgütüne yönelik operasyonlarda örgüte büyük zayiat verdirildiğini söyleyen Erdoğan, “Vatandaşlarımızdan sağduyularını, metanetlerini muhafaza etmelerini özellikle rica ediyorum. Bizim mücadelemiz sadece ve sadece terörizme ve teröriste karşıdır. Ekmeğinin peşinde olan, terör ve teröristle hiçbir ilişkisi olmayan herhangi bir vatandaşımızın zarar görmesi bizi en az şehitlerimiz kadar üzüntüye boğar.” ifadelerini kullandı.

‘SOMUT ADIM ATACAK OLAN TERÖR ÖRGÜTÜDÜR’

Elinde molotof olana güvenlik güçlerinin silah kullanmasına izin verildiğinin altını çizen Erdoğan, “Terör örgütünün silahları ya devlete teslim edecek ya da üzerlerine beton dökülüp bir daha kullanılamaz hale getirilecektir. Artık bunun dışında konuşulacak, görüşülecek, tartışılacak hiçbir şey yoktur. Devlette de millet de bu meselede üzerine düşeni ziyadesiyle yapmıştır. Gereken sabrı ve fedakarlığı göstermiştir. Silahların gömülmesi, terörün durması, ülkenin yeniden huzur iklimine kavuşması konusunda somut adım atacak olan terör örgütüdür.” şeklinde konuştu.

‘SÜRECİ SABOTE EDEN TERÖR ÖRGÜTÜ VE UZANTISI SİYASİLERDİR’

“Çatışmaları başlatan, süreci bitiren, sabote eden terör örgütü ve onun uzantısı olan siyasilerdir” diyen Erdoğan, “Israrla çatışmaları devletin, hükümetin ve akıl almaz bir şekilde şahsımın başlattığı iddiası dezenformasyondan başka, kara propagandadan başka bir şey değildir. Bu iftiraları dile getiren, yayan, herkes toprağa düşen her şehidin vebaline, dökülen tüm kanlara ortaktır.” dedi.

‘SUÇLU ARANACAKSA BAKILACAK YER ANKARA DEĞİL, KANDİL’DİR’

“Şayet bugün ortaya çıkan tablo için bir suçlu aranacaksa bakılacak olan yer Ankara değil, Kandil’dir. Sorumlular hükümette, iktidar partisinde değil, örgütün yönetiminde ve tercihlerini demokrasiden yana kullanamayan onların güdümündeki partide aranmalıdır.” diyen Erdoğan, “Güçlü bir duruş sergilemeyen her parti, her medya kuruluşu, her sivil toplum örgütü de bu sorumluluğa ortaktır.” diye konuştu.

ERDOĞAN’DAN HÜRRİYET’E: ÖNCE ZEHRİ ATIYOR, VİRÜSÜ SALIYOR

Erdoğan, “Bir televizyon programında bana birlikte mülakatı yaptığımız arkadaşımız, 400 vekille ilgili soru soruyor, ben kendilerine 7 Haziran seçimleri öncesinde Kırşehir’de yaptığım bir toplu açılış töreninde '400 vekili alacak bir partiyle yeni Türkiye kurulabilir' diyorum. Ve hemen twitler başlıyor. Basında amiral gemisi olduğunu söyleyenler bu konuda başlıyor. 'Yani 400 vekil alsaydınız Dağlıca olmayacak mıydı' diyor. Bu kadar hedef saptırma olabilir mi? Sen nasıl medyasın? Ondan sonra 10 dakika geçiyor, kaldırıyor. Ama önce zehri atıyor. Virüsü salıyor. Bu nasıl bir medyada dürüstlüktür?” şeklinde konuştu.