Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde avukatlar 'Avukatlar günü' dolayısıyla anıta çelenk koydu. Törende konuşan Ereğli Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Tayyar Kartal, "Bizlerin cübbeleri birer silah değil, bağımsızlığımızın, onurlu ve dik duruşumuzun simgesi oldu her zaman. Bizler, tıpkı hakim ve savcılar gibi yargı görevi yapan, adaleti ve hukukun üstünlüğünü gaye edinen avukatlarız, hukukçularız." dedi.

Anıt önünde düzenlenen törende avukatlar anıta çelenk koymanın ardından saygı duruşunda bulundu ve İstiklal Marşı okudu. Günün anlam ve önemine dair konuşmayı, Ereğli Hukukçular Derneği Başkanı ve Zonguldak Barosu İlçe Temsilcisi Avukat Tayyar Kartal yaptı. Cübbelerinin birer silah değil, bağımsızlıklarının, her zaman onurlu ve dik duruşun simgesi olduğunu ifade eden Kartal, şöyle devam etti:

"İnsanlık tarihinin ilk zamanlarında 'zorbalıkla-kaba güçle' eş anlamlı olan ve o şekilde uygulanan “hak arama özgürlüğü”, günümüzde başta anayasalar olmak üzere, yasalarla, uluslararası sözleşmelerle tanınan, düzenlenen, kullanılabilen ve güvence altında olan bir özgürlüktür. Hak aramanın bağımsız ve tarafsız bir kurum olan yargı yolu ile elde edilmesi, aşama aşama gelişen ve gerçekleşen bir hukuksal aydınlanmanın sonucudur. Hak arama özgürlüğünün kullanılmasında ve korunmasında bireyin yanında yer alan, bilgisini ve zamanını hak arayan kişi veya kişilere özgüleyen hak arama ve savunma mesleğinin onurlu temsilcileri ise avukatlardır.

Avukatlar, insanlığa; başkalarının hakkına, mülkiyetine, özgürlüğüne saygıyı öğreten, insan hak ve bildirgesini yazan, kölelikten kurtuluş bildirgesini yayımlayan, çoğunluğun tiranlığına karşı duran, adaletsizlikle savaşan, kendini hakkaniyete adayan, eşitlik, özgürlük ve barış için mücadele eden, uzlaşmaya inanan insanlardır. Dünya tarihi bunun sayısız örnekleriyle doludur. İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde görev yapan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın katledilmesine ilişkin üzüntümüzü ve tepkimizi daha önce dile getirmiştik. Varlık sebebi hukukun üstünlüğünü, hak ve özgürlükleri korumak olan biz avukatların bu olaydan hareketle hedef haline getirilmesi, bu terör eyleminden sorumlu tutulmaya çalışılması kabul edilemez.

Olayın hemen ardından siyasi irade temsilcileri tarafından açıklanan ilk beyanların, avukatların adliyeye giriş biçimlerine yönelik olmasına sessiz kalmamız mümkün değildir. Bizler, birtakım dokunulmazlık ya da ayrıcalık talebinde bulunan kişiler değiliz ve hiçbir zaman olmadık. Bizlerin cübbeleri birer silah değil; bağımsızlığımızın, onurlu ve dik duruşumuzun simgesi oldu her zaman. Bizler, tıpkı hakim ve savcılar gibi yargı görevi yapan, adaleti ve hukukun üstünlüğünü gaye edinen avukatlarız, hukukçularız. Bizler, hakimiyle-savcısıyla ve avukatıyla bir bütün olan hukuk dünyasında bireylerin savunmalarını üstlenen, onların sırlarını taşıyan vekilleriz. Bizler hakkında özel hükümlerin bulunmasının nedeni işte bu özelliklerimizin gereğidir. Biz avukatlar, potansiyel şüpheli olarak zan altında bırakılmayı kabul etmiyoruz. Güvenlik kavramı ile birey hak ve özgürlükleri birbiriyle çelişir ve karşı karşıya gelen kavramlar olarak göstermeye çalışmak hatalıdır.

Güvenlik, her şeyden önce, kişilerin yaşam haklarının, her türlü özgürlüklerinin gelecek her türlü saldırıya ve müdahaleye karşı koruma altına alınmasını hedeflemelidir. Unutulmamalıdır ki Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Yargısal nitelikteki hak ve yetkilerin yürütme erkini elinde bulunduranlara devredilmesi, birey hak ve özgürlüklerinin idarenin takdir, yetki ve talimatına bırakılması hukuk devleti kavramı ile maalesef bağdaşmamaktadır. Bu yöndeki, birtakım güncel mevzuat değişikliklerini kaygıyla izlemekteyiz. Gelinen noktada, ayakları üzerinde dimdik durabilen, yetkin ve etkili birer hukukçu olarak topluma adalet ve güven duygusunu hissettirmek noktasında çaba sarf etmek, biz avukatların asli sorumluluğu olsa gerek. Adalet ve hukuku meslek ve özel yaşamlarında ilke edinmiş meslektaşlarım, son günlerde yaşadığımız olayların meydana getirdiği atmosfer içerisinde avukatlar günümüzün kutlu olmasını diler, bu vesileyle hepinize saygılar sunarım." Konuşmanın ardından tören sona erdi.