İzmir’deki operasyonda gözaltına alınan 24 polisten 22’si serbest bırakıldı, ikisi tutuklandı. Beş günlük gözaltı ve ifade sürecinin ardından serbest bırakılan polislerden Kırıkkale eski İstihbarat Şube Müdürü İbrahim Şimşek, İzmir İstihbarat Şube Müdürlüğü’nün sahte evrak ürettiğini söyledi. Şimşek, “Adam 2012’de tayin olmuş, İzmir’den gitmiş, 2013 yılının İzmir’deki evrakını getirmişler koymuşlar. 2009 yılında ben gitmişim, bana geliyorlar, 2010 yılının evrakını soruyorlar. Arkadaşlarımız fotokopi üzerine İzmir İstihbarat Şube Müdürlüğü, ben buradan söylüyorum, avukatlarımız bununla ilgili hukuki işlemi başlatacaklar, İzmir İstihbarat şubeleri sahte evrak üretmeye başladı.” dedi.

İzmir İstihbarat ve Terörle Mücadele şubelerinde kritik görevlerde bulunmuş polislere yönelik operasyonun ikinci perdesinde 26 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Bunlardan birçoğu, kendileri emniyete giderek teslim oldu, 24 kişi İzmir Adliyesi’ne sevk edildi. Cumhuriyet savcılığında ifadeleri alınan polislerden 10'u sorgularının ardından serbest bırakıldı, 14 polis ise tutuklanma talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Mahkemede yaklaşık 30 saat süren ifade alma işlemi, bu sabah saatlerinde sona erdi. Hakim, 14 polisten 12’sinin serbest bırakılmasına, emniyet müdürleri Memduh Tosun ve Taner Aydın’ın ise tutuklanmasına karar verdi.

Mahkemenin kararını açıklamasından sonra serbest bırakılan polisleri, adliye kapısında aileleri ve sevenleri karşıladı. Anne, baba, eş ve çocukları, birbirlerine sarılarak gözyaşı döktü. Serbest bırakılan polislerden eski İstihbarat Şube Müdürü Şimşek, İzmir’de 2008 ile 2010 yılları arasında görev yaptığını belirterek, “İki yıl içinde İstihbarat şubesiyle yaptığımız görevle alakalı evraklarla ilgili hakkımızda gözaltı kararı çıkarılmış. Eşim ve çocuklarımla beraber İzmir’de sanki bir teröristmişim gibi Terörle Mücadele (TEM) polisi tarafından önlü arkalı durdurulmak suretiyle eşim ve çocuğumun yanında arabada gözaltına alındım. TEM şubesine getirildim ve örgüt üyesi olmak suçlamasıyla ifade verdim. Yıllarca terörle mücadelede uğraştım, Diyarbakır’da 4 sene görev yaptım. PKK ile mücadele ettim. El-Kaide ile İzmir’de mücadele ettim. Terörle mücadeleyle hayatımız geçti. Bize hazırlanan savcılığın sevk iddiasında, hakkımızda örgüt üyeliği suçlaması yapıldı. Hakkımızda, alınan ifadelerle gözaltı işlemini Terörle Mücadele şubesi yapıyor. Bakın yani biz terörist miyiz arkadaşlar? Ben devletin iki yıldızlı şube müdürüyüm. Telefonum 24 saat açık, asla kapatmıyorum. Beni aradığınız zaman bir telefon kadar yakınım ve tebliğ ettiğiniz yer, neresini istiyorsanız gelirim. Gözaltı kararı bile söylerseniz gelir, size teslim olurum. Haberim yok, hakkımda gözaltı kararı çıkarılmış ve beni yaka paça alıyorsunuz, TEM şubesine götürüyorsunuz. Oradan savcılığa getiriyorsunuz. Arkadaşlarımızla beraber içeride kolay olmadı, 36 saate yakın ifade sürecimiz oldu. İnsanlar sıralarda uyukladı, ifadelerini vermeye çalıştı ama sonuçta şu ortaya çıktı ki 14 kişi tutuklanma istemiyle sevk edilmiştik, 12’si serbest bırakıldı. Arkadaşlar, bizler yaptığımız işin arkasındayız. Bizler hukuksuz hiçbir iş yapmadık. Görevimizi layıkıyla yerine getirmeye çalıştık. İçeride kalan iki arkadaşımız suçlu mu? Asla onlar da değiller. Yakında onlar da çıkacaklar ama burada içeride hazırlanan 40 küsur tane dosya var. Bu dosya içerisinde inanın çalışmadığı yıllarda, görev yapmadığı yıllarda arkadaşlarımıza sorular soruluyor. Adam 2012’de tayin olmuş, İzmir’den gitmiş, 2013 yılının İzmir’deki evrakını getirmişler koymuşlar. 2009 yılında ben gitmişim, bana geliyorlar, 2010 yılının evrakını soruyorlar. Arkadaşlarımız fotokopi üzerine İzmir İstihbarat Şube Müdürlüğü, ben buradan söylüyorum, avukatlarımız bununla ilgili hukuki işlemi başlatacaklar. İzmir İstihbarat şubeleri sahte evrak üretmeye başladı bu saatten sonra.” dedi.

'SAHTECİLİK YAPILIYOR'

İbrahim Şimşek, sözlerine şöyle devam etti: “Hiç ilgisi olmayan, evrakın üzerinde imzası ve parafı bulunmayan arkadaşlarımıza, hiç çalışmadığı büroların evrakları ekleniyor. Adam El-Kaide bürosunda çalışıyor, PKK’nın, DHKP-C’nin evraklarını eklemişler. Bunların hepsi dosyalarda mevcut, yani bunlar adliyeyi, adli makamları yanıltmakla ilgili işlerdir. Bunu yapan insanlar, bizi itham ettirdikleri sahtecilikle ilgili işlemlere aslında kendileri maruz kalacaklardır. Kendimizden eminiz, hiçbir yasadışı, illegal işe bulaşmadık.” diye konuştu.

'TEM'İN GÖREVİ, POLİSLERİ DERDEST ETMEK OLMAMALI'

TEM Şubesi’nin görevinin gelip polisleri derdest etmek olmaması gerektiğini söyleyen Şimşek, “Terörle Mücadele’de çalışan insanlar sokaklarda pankart açan, eline dövizleri alıp taşıyan, kimin poster yapıp taşıdığını hepiniz görüyorsunuz. Günbegün Güneydoğu’yu seyrediyoruz. Nereye gittiğimizi biz de bilmiyoruz. Onların işi, bunları takip etmek olmalı. Bizi takip edip yakalamak olmamalı. Eğer siz istihbarat polislerine bunu yapmaya devam ederseniz, inanın şu anda dahi istihbaratta çalışan, görev yapan insanlar, yarın bizim düştüğümüz duruma düşerler. O yüzden herkesi itidale, sağduyuya çağırıyorum. Yapmayın. Yapılan şey doğru değil. Siz hakikatin üzerini kapatamazsınız, bunlar er ya da geç ortaya çıkar.” dedi.

Serbest bırakılan polislerden Emniyet Amiri Haldun Çabuk ise İzmir’de 19 Ağustos 2014'teki operasyonun benzerinin yapıldığını belirterek, “Birtakım personellerin ayıklanarak, bazı insanlara yine mağduriyet verilmeye sebebiyet verildi. Yaklaşık dört gün boyunca hiç uyumadık. Zor şartlar altında ifade vermek zorunda bırakıldık ama çok şükür biz bunca yıl vatanımıza hizmet ettik. Herhangi bir sıkıntı olmadı. Vatanımız için çalıştık, yanlış bir iş yapmadık.” dedi.