Toplumsal ilişkilerde tahribat yaptığı gerekçesiyle kumarhane sayısını azaltan eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel, dershanelerle kumarhanelerin aynı kategoride gösterilmesine tepki gösterdi. Yücel, “Kumarhanelerde toplumsal yaralar oluşturmaya müsait ortam vardı. Dershanelerle bunları ilişkilendirmek söz konusu olamaz. Yani bu inandırıcı da olmaz, doğru da olmaz. Bu son derece saçma olur.” dedi.

Anayasa Mahkemesi (AYM), dershanelerin kapatılmasıyla ilgili karar öncesi Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile sektör temsilcilerini özel duruşmada dinlemişti. Dava karar aşamasındayken, kapatmayı savunan AYM raportörünün raporu tartışmalara neden oldu. Mahkeme üyelerine dağıtılan raporda, ‘Onlar da özel teşebbüstü ancak yine de kapatıldı’ ifadeleri kullanılmıştı.

Toplumsal ilişkilerde tahribat yaptığı gerekçesiyle yasada değişiklik yaparak kumarhane açmayı zorlaştıran eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel, Cihan Haber Ajansı’na konuyu değerlendirdi. “Kumarhanelerle dershaneleri aynı kategoriye koyup değerlendirmek mümkün değil bir kere.” diyen Yücel, “Biz kumarhaneleri kapatmadık. 2634 sayılı yasanın 19. maddesinde bir değişiklik yaptık. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan belge almış olan konaklama tesisleri. Zaten onların içinde de 5 yıldızlı ve birinci sınıf tatil köylerine izin veriliyordu. 'Onları sağlamayanlar salon açamazlar' dedik. Var olanların da 6 ay içerisinde belgeleri iptal edildi. Bu kumarhanelerin toplumda yol açtığı tahribatlar vardı. Toplumsal yaralar oluşturmaya müsait ortam vardı. O yüzden yani. Dershanelerle bunları ilişkilendirmek söz konusu olmaz, olamaz. Yani bu inandırıcı da olmaz, doğru da olmaz. Bu son derece saçma olur. Kimse inanmaz ona. Bu gerekçeye ben de inanmıyorum.” ifadelerini kullandı.

Siyasi iktidarın kendine göre bir yönetim anlayışı olabileceğini ifade eden Yücel, şöyle devam etti: “O anlayış içerisinde okul, eğitim, dershane vs. gibi bunların konumlamalarını farklı yapıyor, değerlendiriyor olabilir ama kumarhanelerle dershaneleri aynı kategoride değerlendirmek son derece yanlıştır. Biz kumarhanelerin amacına hizmet etmediğini, turizmin gelişmesine katkıda bulunmadığını, tam tersine toplumsal ilişkilerde tahribat yaptığını gördük.”