Eski Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal ile Teknik Direktör Fatih Terim arasındaki mesajlaşmanın basına verilmesiyle ilgili davada, sanık olan Aysal savunma yaptı. Terim’in Galatasaray'dan gönderilmesini kamuoyu nezdinde meşru göstermek için bu mesajların kendisi tarafından yayınlatıldığı iddiasını reddeden Aysal, “Galatasaray yönetiminin birinin görevine son vermesi için kimseden onay almasına ihtiyacı yok. Kimi isterse alır veya gönderir.” dedi. Aysal, söz konusu mesajları kendisinin yayınlatmadığını savundu.

İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya şikayetçi Fatih Terim katılmadı. Daha önceki duruşmaya gelmediği için hakkında zorla getirilme kararı verilen sanık Ünal Aysal, kendisi gelerek ara celse açılan mahkemede savunmasını yaptı. Hakim, Aysal’a Terim’in Galatasaray teknik direktörü olduğu dönemde aralarındaki mesajlaşmayı Rasim Ozan Kütahyalı aracılığıyla yayınlattığı gerekçesiyle hakkında 'haberleşmenin gizliliğini ihlal' suçlamasından dava açıldığını hatırlattı.

Kütahyalı ile bir mesajlaşması bulunmadığını ifade eden Aysal, olayla da bir ilgisi bulunmadığını iddia etti. Kendisine gelen dostane mesajların basında bu şekilde nasıl yer aldığını bilmediğini kaydetti. ‘Kutlarım, hayırlı olsun’ içerikli, hakaret olmayan mesajları yayınlatmasının bir anlamı da olmadığını ifade etti. Söz konusu mesajların kendi telefonuna geldiğini söyleyen Aysal, bu mesajları kimin basına vermiş olabileceği sorusu üzerine, “Fatih Terim’in işten ayrılmasından sonra arkadaşlara telefonuma cevap vermeyince böyle bir mesajlaşma yaşandığını söyledim. Ancak mesajları göstermemiştim. Onlardan biri söylemiş olabilir. Ayrıca toplantılara girerken telefonun sesini kısar odamda bırakırım. Diğer yönetici arkadaşlar da toplantıya almaz telefonlarını. Bu arada biri alıp fotoğrafını çekmiş olabilir mi bilmiyorum.” dedi.

Kütahyalı’nın mesajları yayınladığı programın Fatih Terim’in Galatasaray teknik direktörlüğünden ayrılması içerikli olduğunu kaydeden Aysal, “Bu tür programları izlemiyorum. Sonradan öğrendim. Reyting amaçlı yapılan şeyler. Muhtemelen iddialaşma oldu, bu arkadaş da iddiasını kanıtlamak için gösterdi.” ifadelerini kullandı.

Aysal’ın avukatı Köksal Bayraktar, müvekkilinin savcı tarafından tanık olarak dinlendiğini, mesajları kimin diğer sanık Kütahyalı’ya gönderdiğinin hala bilinmemesine rağmen sanık olmasının sürpriz olduğunu kaydetti.

Fatih Terim’in avukatı Rezan Epözdemir, Aysal’a sorular sordu. Epözdemir, eksik yayınlanan bu mesajlar bilginiz dışında yayınlandıysa neden savcılığa başvurmadınız?” diye sordu. Aysal, mesajlarda rahatsız edici bir içerik bulunmadığı için şikayetçi olmadığını söyledi.

Aynı programın 3 Şubat 2014 tarihli yayınında 'Galatasaray'a yönelik manifesto' adıyla verilen açıklamada, “Mesajları medyaya hangi yöneticileriniz verdi açıklayın, yoksa biz açıklarız” denildiğini belirten Avukat Epözdemir, “Bu programla ilgili neden bir girişimde bulunmadınız?” diye sordu.

Soruya itiraz eden Aysal’ın avukatları, “Söz konusu programın yapımcıları tanık olarak dinlendiklerinde mesajları kimin verdiğini bilmediklerini, reyting için yaptıklarını belirtmişlerdir.” dedi.

Ancak Hakim, Aysal’dan soruyu cevaplamasını istedi. Aysal da, “Bu programı takip etmiyorum. Böyle bir manifestodan da haberim yok.” diye konuştu.

Sorulardan sonra söz alan Terim’ni avukatı Epözdemir, Aysal’ın ‘Mesajların içeriğini yöneticilere söylemiştim, bu şekilde basına ulaşmış olabilir’ şeklindeki savunmasının geçersiz olduğunu savundu. Programda telefon ekranının gösterildiğini ve mesajın kimden kime gittiğinin yer aldığını kaydeden Epözdemir, “Sanığın telefonundaki mesajların kim tarafıdan basına gönderildiğini bilmediğini söylemesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Mesajların yayınlandığı tarihte Terim’in Galatasaray teknik direktörlüğü görevine son verilmişti. Mesajların içeriğinde hakaret olduğunu iddia etmiyoruz zaten. Sanık mesajları yayınlatmasının bir anlamı olmayacağını belirtiyor. Mesajların yayınlanmasının amacı Terim’in görevine son verilmesini meşru göstermek. Çünkü teknik direktörlükten ayırma sebebi Terim’in Aysal’ın telefonuna ve mesajlarına cevap vermediği iddiasıdır. Halkımıza Terim’i ayırma sebebinin haklı olduğu anlatılmaya çalışılmıştır.” dedi.

Aysal’ın avukatlarından İlkan Koyuncu, Terim’in avukatının müvekkiline ısrarla neden savcılığa başvurmadığını sorduğunu hatırlatarak, “Hem Aysal’ın hem de kulübün avukatıyız. Bu bir stratejidir. Hakaret yoksa sürekli şikayette bulunmuyoruz. Halka açık şirket olduğu için SPK suçlarına karşı şikayette bulunuyoruz.” diye konuştu.

Söz isteyen Aysal, Galatasaray yönetiminin göreve son vermek için başkasının onayına ihtiyacı olmadığını söyledi. Kimi isterlerse alacaklarını veya gönderebileceklerini kaydeden Aysal, bunun için zemin oluşturmaya ihtiyaç duymadıklarını belirtti. Aysal, “O dönemde Fatih Terim milli takıma imza atmıştı. Bizim onayımız yoktu. Biz o dönem milli takım için sadece 4 maç izin vermiştik. Ancak o kulüpten izin almadan daha uzun süreli anlaşmaya imza attı. Kendisi de basında açıklamıştı.” dedi. Aysal, bu nedenle Terim’in avukatının, göreve son vermeyi meşru göstermek için mesajların kendisi tarafından yayınlatıldığı yönündeki iddialarını kabul etmediğini ifade etti.

Terim’in avukatı Epözdemir, Terim’in o tarihte milli takıma imza atmadığını ileri sürdü. Terim’in iş akdinin feshiyle ilgili basında çıkan haberleri mahkemeye sunacaklarını kaydetti.

Mahkeme, Ünal Aysal’ın duruşmalara gelme zorunluluğunu kaldırdı. Söz konusu programın görüntülerinin duruşmada izlenmesine karar veren mahkeme duruşmayı erteledi.

Duruşmanın ardından Aysal, protokol kapısından adliyeden ayrıldı. Bir açıklama yapıp yapmayacağı sorulan Aysal, ‘iyi günler’ diyerek aracına bindi.

Teknik Direktör Fatih Terim ile aralarında yaptıkları mesajlaşmaların basında yayınlanmasına neden olduğu iddiasıyla Aysal hakkında “haberleşmenin gizliliği ihlal” suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapis istendi. Bu mesajları televizyonda yayınlayan Rasim Ozan Kütahyalı hakkında da hakaret ve haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan 1 yıldan 6 yıl 8 aya kadar hapis cezası talep edildi.