Sanatçı Yılmaz Güney’in kızı Güney Pütün’ün babasından miras kalan Güney Filmcilik’in yönetim toplantılarından haberi olmadığı, hissesinin azaltıldığı ve kendisinin yerine imza atıldığı iddiasıyla açtığı davada sanık olan Güney’in eşi Fatoş Güney (Jale Fatma Pütün) duruşmaya gelmezse hakkında yakalama kararı çıkarılacak.

İstanbul 50. Asliye Ceza Mahekemesi’nde görülen duruşmaya merhum Yılmaz Güney’in kızı Güney Pütün katıldı. Sanık olan Fatoş Güney ise gelmedi. Avukatı, Fatoş Güney’in rahatsızlığı nedeniyle gelemediğini belirterek rapor sundu.

Şikayetçi Güney Pütün, ifadesinde 1981 yılından beri Fransa’da yaşadığını anlattı. Film şirketinin 1974 yılında babası tarafından kurulduğunu belirten Pütün, 1984 yılında babasının vefatından sonra böyle bir şirketin kurulduğunu öğrendiğini kaydetti.

2002 yılına kadar Türkiye’ye hiç gelmediğini ifade eden Pütün, bu tarihten sonra yılda bir veya birkaç kez Türkiye’ye geldiğini anlatan Pütün, “Benim şirketin genel kurul toplantılarından haberim olmadı. 2011 yılında yaptığım araştırmada toplantılara bizzat katıldığım ve imza attığıma dair tutanak tutulmuş. Birden fazla toplantıda var göstermişler. Kimseye vekaletname vermedi. Hatta haberim olmadan şirketteki payım azaltılmış. Fatoş Hanım’ın bu işleri yaptığını düşünüyorum. Hisse payım azaltıldığı için maddi ve manevi zarara uğradım şikayetçiyim.” dedi.

Hakim, şirketin 2009 yılı toplantısına dair belgedeki Güney Pütün imzasını Pütün’e gösterdi. Pütün, imzanın kendisine ait olmadığını söyledi.

Tanık olarak dinlenen Mehmet Çetin Sönmez, 2010 öncesinde Güney Filmcilik’in 7-8 yıl boyunca mali müşavirliğini yaptığını belirtti. Genel kurul toplantılarında bulunduğunu anlatan Sönmez, Pütün yerine kimin imza attığını bilmediğini kaydetti. Güney Pütün’ü toplantılarda görmediğini söyleyen Sönmez, “Sanık Fatoş Güney’in (Jale Fatma Pütün) çocuklarının şirket işleriyle ilgisiz kaldığından yakınıyordu. Sanık Jale hanım çok fazla çaba harcıyordu. Sadece Yılmaz Güney’in ismini ve eserlerini yaşatmak için çabalıyordu.” diye konuştu.

Mahkeme, şikayetçi Güney Pütün’ün yazı ve imza örneklerinin alınmasına karar verdi. Sanık Fatoş Güney’in duruşmaya katılmama yönündeki mazeretini kabul eden mahkeme, gelecek duruşmada hazır olmadığı taktirde hakkında yakalama emri çıkarılacağını belirtti. Duruşmanın ardından Pütün'ün yazı ve imza örnekleri alındı.

Adliye çıkışında açıklama yapan Güney Pütün, “Fransa’dan duruşma için geldim. Sanık ikinci celse olmasına rağmen gelmedi. Konumuz şimdiye kadar ben Fransada iken benden habersiz yapılmış olan genel kurul toplantıları ve ben olmadan buradaymışım gibi atılan imzalar. Bu üzüntü verici bir durum. Ben babamın mirasına sahip çıkmak istiyorum. Benim görevim bu, bunun için de gereken mücadeleyi vereceğim.” dedi. Bu durumu 2011’de öğrendiğini ifade eden Pütün, “2002’ye kadar Türkiye’ye gelmemiştim. 2002’den itibaren her sene bir kez bazen iki defa geldim. Şirket konusunda sorduğum sorulara rağmen hiçbir cevap alamadım. Birçok şeyin benden gizlendiğini ve adıma imza atıldığını öğrendim.” diye konuştu.

İDDİANAME

İddianamede, şirketin 2005 ve 2009 genel kurul toplantılarında Pütün’ün var gösterildiği, adresinin ise hayali olduğu kaydedildi. Fatoş Güney iddianameye yansıyan ifadesinde, eşinin ölümünden sonra şirketin kendisi, oğlu Remzi Yılmaz Güney ve eşinin başka hanımdan olan kızı Güney Pütün’e miras kaldığını söyledi. Yılmaz Güney’in adını yaşatabilmek için Türkiye’ye döndükten sonra şirketi canlandırdığını ifade eden Güney, şirketin hiçbir zaman kar etmediği için kar payı dağıtmadıklarını belirtti. Şikayetçi Güney Pütün ile sürekli irtibat halinde olduklarını ve şirketle ilgili bilgileri aktardığını söyleyen Güney, amacının eşinin anısını canlı tutmak olması nedeniyle 2005 ve 2009’daki toplantılarda yurtdışında olduğu için katılamayan Pütün’ü var gösterdiklerini belirtti. Bu durumu Pütün’e bildikdiklerini söyleyen Güney, amacının sahtecilik olmadığını, şirketle ilgili bilgileri Pütün’e aktardığını kaydetti. İddianamede Fatoş Güney’in resmi belgede sahtecilik ve şirket hakkında yanlış bilgi vermek suçlarından 14 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.