Fethullah Gülen, sulh ve barış konuları üzerinde önemli
değerlendirmelerde bulundu. Günlük sohbetlerinin yayınlandığı 'herkul.org'
internet sitesinde yayınlanan son sohbetinde Gülen, "Sulh hayırdır"
(Nisâ, 4/128) mealindeki ayet üzerinde durarak, Kuran'ın her zaman için sulh
yolunu gösterdiğine işaret etti ve İslam'da sulhun esas olduğunu vurguladı.
MİLLİ ONURU AYAKLAR ALTINA ALMAMAK ŞARTIYLA...
En küçük daireden en büyük daireye kadar yaşamın her alanında Kur'an'ın 'Sulh
hayırdır" dediğini kaydeden Gülen, "Evvela Kur'an-ı
Kerim çok küçük dairede molekül dairesinde meseleyi ele alıyor. Oradaki
kadın erkek münasebetleri açısından Kur'an-ı Kerim'de huzursuzluklar
karşısında ayrılalım mı kalalım mı yuvayı devam ettirelim mi ettirmeyelim mi
talaka bi hakkı hayat tanıyalım mı tanımayalım mı? Kur'an-ı Kerim orada hükmü veriyor
”˜vessulhuhayr' diyor" dedi.
Gülen şöyle devam etti:
“En küçük dairede molekül dairesinde bu mesele hayırlıysa kasaba dairesinde
sulh, kasaba dairesinde evleviyetle, şehir dairesinde evleviyetle, devlet
dairesinde evleviyetle ve cihan dairesinde evleviyetle bu açıdan hangi dairede
olursa olsun diyelim ki Türkiye'de sulh-u umumîyi hangi konuda temin etmeye
çalışıyorsunuz işte farklı anlayışta inanan inanmayan muvahhid, ateist, deist,
araftakiler nerede olduğu belli olmayan bunlar arasında bile beraber
yaşanabileceğini ortaya koymak lazımdır. O istikamette stratejiler ortaya
koymak lazım. Ne var ki günümüzde meseleler daha ziyade bunların dışında
cereyan ediyor. Mesela Alevi- Sünni mesela Kürt-Türk, Laz-Çerkez...
Şimdi bunlar arasında da bir sulh temin etme mevzuu yani şöyle davranılırsa
acaba bir sulh temin edilebilir mi, bir sulh temin etmek için insan bazen
hakikaten kan kusabilir ve kusarken de onu ketmeder kızılıcık şerbeti içmiştim
der kan kusabilir etek de öpebilir milli onur milli gurur ayaklar altına
alınmamak kaydıyla o mefkureye saygı devam ettiği müddetçe bence elde
öpülebilir etekte öpülebilir. Heyeti islamiye heyeti milliye arasında huzurun
temini adına bence o mevzuda katlanabilecek her şeye katlanmak lazım.
”˜Vessulhuhayr' Hayır sulhtadır. Sulh her zaman hayırlıdır."
"HUDEYBİYE'Yİ FETİH SAYIYORUZ"
İslam tarihinden Hudeybiye anlaşmasını örnek gösteren Gülen, şu tespitlerde
bulundu:“Hudeybiye'ye geliyorlar. Ve ihrama girmişler yanlarında kurbanları
var. Olumsuz hiçbir şey yapmaya genel durum müsait görünmüyor.Mekke müşrikleri
onlara karşı çıkıyor. Bir yönüyle belki o Bedir'deki kin ve nefret daha da
böyle çimlenerek dal budak salarak bu güne kadar büyümüş. Burada aynı zamanda
size bir şeyi de size hatırlatıyor o.
Böyle tepelerine vurunca her tepeden vuruş bu insanlarda kin ve nefret
oluşturur. Bir daha vurursanız güçlendirir daha vurur onu yok ederseniz arkadan
gelen nesillere kinler nefretler intikal eder. Arkadan gelen genç nesiller
sürekli kin nefret gayiz fezazet tavarüs eder. Ve ona göre hareket ederler.
Dolayısıyla oraya gelen insanlar ciddi bir gerilim içinde idiler. Fakat
Müslümanlar fevkalade bir temkinle o meseleyi sindiriyorlar. İçlerine
çekiyorlar. Evet kan kusuyorlar kızılcık şerbeti içtik diyorlar.Onunla bitmiyor
işleri. Geliyorlar, geriye döneceksiniz orada belli bir ümitle orada 400
kilometrelik mesafeyi atın katırın devenin üstünde seyahat ederek oraya kadar
gelmiş bir sahabenin inkisarı. Bu sahabede ciddi bir gerilim meydana getirir.
Ve insanlığın iftihar tablosuna orada bir anlaşma teklifinde bulunuyorlar. Bu,
seni geri döneceksiniz o 500 kilometreye yakın mesafeyi bir daha gerisin geriye
tepip Medine'ye gideceksiniz.
RESUL SİNEYE ÇEKİYOR
Sahabenin onuru kırılıyor orada. İnsanlığın iftihar tablosu orada öyle mülayim davranıyor
ki malum Hazreti Ali'ye yazdırıyor. Allah Resulü'nden Bismillahirrahmanirrahim.
Diyorlar ki seni resul olarak bilmiyoruz. E ne yazacağız oraya. Abdullah'ın
oğlu Muhammed (SAV) yazacaksın. Bütün bunlar çok zor hazmedilir şeyler.Hz
Ali'ye sil onu dedikleri gibi yaz diyor. Çok ağırdır bu. Fakat Allah Resulü
sineye çekiyor, öyle yapıyor. Geriye dönelim diyor. Sonra onlar 10 senelik bir
şey imzalıyorlar. 10 sene birbirimize ilişmeyelim. Biz sizin yanınızda olanlara
da ilişmeyelim siz de bizim yanımızda olanlara da ilişmeyin. Orada sahabi
firaseti pek çokları şöyle diyor. 'Vallahi bu fütühat diyorlar. Bize
ilişmeyecekler, rahat dünyamızın her yerini gezecek dinimizi anlatacağız. Ve bir
gün gelecek şöyle diyecekler siz Mekke fethini fetih sayıyorsunuz biz
Hudeybiye'yi fetih sayıyoruz. Çünkü ayağımızı böyle rahat yere basma imkanı
oldu.' Ama çok kısa bir zaman sonra ahdı onlar bozdular. Bundan dolayı da
insanların iftihar tablosu da temkiniyle kuvvetiyle, o güne göre mekanize
gücüyle belki, güçlü lobisiyle Mekke'nin üzerine geldi,Mekke fethedildi. Sulhun
öyle bir yararı ortaya konulmuş oldu."
PROBLEMLER ÇÖZÜLECEKSE...
Günümüzde de Hudeybiye'de gösterilen tavra çok ihtiyaç olduğunu vurgulayan
Gülen, "Her halde bize ters gelen bazı şeyler olabilir. Keşke şu görüşme
olmasa, şu anlaşma olmasa, şu uzlaşma olmasa biz Türk milleti şöyle onurumuz
var böyle gurumuz var filan boyun eğmesek bazı şeylere evet demesek muhtemel o
türlü şeylerle bazı problemler çözülecekse bence işte o Hudeybiye sulhundaki
mantık ve muhakemeyle yapılması gerekli olan şey neyse bence onu yapmak
lazım" dedi.
ONLARA DA KATLANABİLİRİZ
"Güzergah emniyetini tehlikeye atmamak lazım" diyen Gülen, "
Ülkenin parçalanmasına meydan vermemek lazım. Devletimizin bir devleti aliye
olması istikametinde yoluna devam etmesini sağlamak lazım. Devletler
muvazenesinde, muvazene unsuru olmasını sağlamak lazım. Şimdi bu kadar getirisi
olan varidatı olan bir şey karşısından bazen çok kafamıza uymayan şeyler olsa
da onlara da katlanabiliriz" diye konuştu.
OSMANLI NASIL İDARE ETTİ?
Çok farklı milletleri uzun süre hakimiyeti altında tutan Osmanlı'dan da örnek
veren Gülen şöyle konuştu: "Bakın devleti aliye dediğimiz şey nedir
biliyor musunuz? Bu 250 milyon nerdeyse bir nüfus hakimiyeti vardır. Safkan
Türk o dönemde 11 milyondur. Eğer o anlaşmalar olmasa o uzlaşmalar olmasa, o
müsamahalar olmasa, o hoşgörüler olmasaydı dört asır problemsiz siz o işi
götüremezsiniz. Son asırlarda neden problemler oldu. Biz o sulh felsefesini, o
sulh düşüncesini yaşatamadık yani. Herkes bize benzeyecek dedik. Herkesi kendi
tarzı telakkilerinde, anlayışlarında belki serbest bırakmadık. Bize uyacaksınız
dedik. Onlar da desteği sizden bulamadıkları için dıştan destek aradılar ve dış
destekler de sizin için problem oldular. Problem olduysa biz bir yönüyle orada
o sulhu umumiyi koruyamayışımızdan oldu.
Fethullah Gülen'den İmralı Görüşmeleri İle İlgili Mesaj
Fethullah Gülen hükümetin terörü bitirmeye yönelik olarak attığı adımlarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Fathullah Gülen, “Alevî-Sünnî, Kürt-Türk, Laz-Çerkez şeklinde bölünüp parçalanmak istenen insanımız arasında sulhu temin etmek için elden gelen her şeyin yapılması, gerekirse kan kusulması ama ”˜Kızılcık şerbeti içmiştim' denilmesi gerekir” dedi.
Yorumlar