Birgün Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Barış İnce, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle yine hakim karşısına çıktı. Duruşma sonunda açıklama yapan İnce, “Cumhurbaşkanlığı makamını tanımayan, ona saygısızlık yapan bugün orada sarayda oturup politik mitingler gerçekleştiren ve cumhurbaşkanlığı ile alakası olmayan işler yapan kişidir.” dedi.

İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya sanık İnce ve taraf avukatları katıldı. Şikayetçi olan Erdoğan duruşmaya katılmadı. Barış İnce hakkında Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle açılan davaya verdiği savunmasında akrostiş (bir şiirde dizelerin ilk harflerinin aşağı doğru okunduğunda anlamlı sözcükler oluşması) şeklinde ‘hırsız Tayyip’ ifadesini kullandığı için hakaretten bir dava daha açılmıştı. Açılan ikinci dava kapsamında İnce bugün bir kez daha hakim karşısına çıktı.

Savunmasını yapan İnce, yolsuzluk soruşturmalarının yapıldığı günlerde şikayete konu ‘hırsız Tayyip’ sloganının çok atıldığını hatırlattı. Yaptığı savunmanın politik bir eleştiri olduğunu hakaret içermediğini söyledi.

İnce’nin avukatı Tolga Güvercin, bir imamın dolandırıcılara hırsız dediği için Erdoğan’a hakaretten meslekten ihraç edildiğini hatırlattı ve buna dair gazete kupürünü mahkemeye verdi. Erdoğan’ın sert bir siyasi dil kullandığını kaydeden Güvercin, bunun karşılığını da zaman zaman bulduğunu söyledi. Güvercin, yolsuzluğa ilişkin tapelerin gerçek olup olmadığı yönünde rapor alınması talebinde bulundu.

Avukat Ali Deniz Ceylan da güçlü bir siyasi figür olarak Erdoğan’ın eleştirilere muhatap olmasının normal olduğunu belirtti. 17 ve 25 Aralık yolsuzluk soruşturma dosyalarının istenmesini talep eden Ceylan, CD ile bazı tape kayıtlarını mahkemeye sunacaklarını, bunların mahkemede okunmasını ya da dinlenmesini talep etti.

Erdoğan’ın avukatları şikayetlerinin devam ettiğini, davaya katılmak istediklerini belirtti. Avukat Ferah Yıldız, müvekkili Erdoğan’ın 17 ve 25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarının tarafı olmadığını belirterek bu dosyaların istenmesi talebinin reddedilmesini istedi.

Taraflara yazılı beyanları için süre veren mahkeme, Erdoğan’ın katılma talebini kabul etti. Sanık avukatlarının verecekleri delillerin bir sonraki celse değerlendirilmesi kararını veren mahkeme, duruşmayı erteledi.

Duruşmanın ardından İnce ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) adliye önünde basın açıklaması yaptı. TGS İstanbul Şube Başkanı Gökhan Durmuş, bugünlerin gazetecilik için zor günler olduğunu belirtti. Her gün davalar açıldığını, tehditler savrulduğunu ifade eden Durmuş, “Bugün Barış’ın davası vardı. Birazdan yine Evrensel hakkında açılan Tayyip Erdoğan’ın açtığı davalar var. Hepimiz biliyoruz, Can Dündar hakkında tehditler direkt Cumhurbaşkanı tarafından yapılan tehditler. Yine 1 Haziran günü Zaman Gazetesi muhabirinin polis tarafından darp edilmesi, Michelle’in yine polis tarafından darp edilmesi. Sürekli gazeteciler üzerinde ciddi baskılar yaşanıyor. Türkiye’de maalesef basın özgürlüğü yok. Bunu söylemekten artık biz de utanır hale geldik. Çünkü her fırsatta gazeteciler hedef haline geliyor, saldırıya maruz kalıyor. Artık gazetecilerin saldırıya maruz kalmasını istemiyoruz. Bu yüzden herkesi dayanışmaya çağırıyoruz. Bütün davaları duruşmaları birlikte izlemeye ve bu mahkemelerin davaların geri çekilmesini talep ediyoruz.” dedi.

Hakkındaki davanın ‘akrostiş davası’ diye bilindiğini ifade eden İnce, “Aslında bir komedi davasıdır. Çünkü ortada bir savunma var ve biz savunmayı savunmak için az önce savunma verdik. Bu daha ne kadar sürecek onu bilmiyoruz fakat böyle gittiği müddetçe, basına yönelik bu saldırıla devam ettiği müddetçe bizler çok savunma hazırlarız gibi gözüküyor. Bugünlerde bize isnat edilen suç TCK 299 yani cumhurbaşkanına hakaret suçu. Avukatlarımızın da ifade ettiği gibi bir nevi 301 davasına dönüşmüş durumda. Erdoğan’a dair her türlü eleştiri cumhurbaşkanı makamına hakaret olarak algılanıyor. Aslıda durum böyle değil. Tayyip Erdoğan ve ailesiyle ilgili oluşmuş rüşvet, yolsuzluk iddialarına dair yaptığımız haberlerdir bunlar.” diye konuştu.

‘Hırsız Tayyip’ ifadesinin akrostişte geçen bir nevi politik hiciv olduğunu kaydeden İnce, “Aynı zamanda dışarıda bu sloganı atan milyonlara bir selam bir göndermedir. Yine bu sloganı attığı için içeriye alınan, tutuklanan arkadaşlarımızla bir dayanışma mesajı içerir. Yapmaya çalıştığım şey buydu. Bir hakaret içermiyordu. Cumhurbaşkanlığı makamıyla bir alakası yoktu. Cumhurbaşkanlığı makamını tanımayan ona saygısızlık yapan bugün orada sarayda oturup politik mitingler gerçekleştiren ve cumhurbaşkanlığı ile alakası olmayan işler yapan kişidir.” ifadelerini kullandı.

İnce, Cumhuriyet gazetesi ve Can Dündar ile dayanışma içerisinde olduklarını da belirtti.