Seçime günler kala basın ve ifade özgürlüğü Gaziantep’te tartışıldı. Ankara Gazeteciler Cemiyeti tarafından yürütülen ‘Özgürlük İçin Basın’ projesi kapsamında söz alan Gazeteci Murat Atay, Türk medyasının içinde bulunduğu durum itibariyle sıkıntılı bir süreçten geçtiğini belirterek, “Yakın zamana kadar ülkede 4. güç olarak anılan medya sektörü ne acıdır ki, tabiri caizse günümüzde şamar oğlanına döndü, döndürüldü.” dedi.

Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu tarafından yürütülen Sivil Düşün Programı Ağlar ve Programlar Hibe Programı kapsamında finanse edilen ve Ankara Gazeteciler Cemiyeti tarafından yürütülen ‘Özgürlük İçin Basın’ projesi eğitim semineri Gaziantep’te gerçekleştirildi. Güneydoğu Anadolu Bölge Komitesi’nin ev sahipliğinde Gaziantep Ticaret Odası’nda düzenlenen eğitime gazetecilerden, STK temsilcilerinden, İletişim Fakültesi akademisyenleri ve öğrencilerinden oluşan toplam 76 kişi katıldı. Özgürlük İçin Basın Projesi Güneydoğu Anadolu Komite Başkanı Gazeteci Murat Atay, medya çalışanlarının büyük bir bölümünün meslek ilkelerinden uzaklaşıp, kamu yararı yerine kendi yararını gözetmeye başlaması nedeniyle toplumun gazetecilere ve mesleğe olan inançlarının hiçbir zaman olmadığı kadar zayıfladığını söyledi.

MEDYAYA VE MEDYA ÇALIŞANLARINA BAKIŞ AÇISI SAĞLIKLI DEĞİL

Medyanın içinde bulunduğu durumdan duyduğu rahatsızlığı dile getiren Murat Atay, toplumda medyaya ve medya çalışanlarına bakış açısı ve algının sağlıklı olmadığını vurguladı. Buna sebep olanların yine gazeteciler olduğunu ileri süren Atay, “Yakın zamana kadar ülkede 4. güç olarak anılan medya sektörü ne acıdır ki, tabiri caizse günümüzde şamar oğlanına döndü, döndürüldü.” diye konuştu.

TÜRK MEDYASI CAN ÇEKİŞİR HALE GELDİ

Özellikle medya kuruluşlarının sermayenin eline geçmesiyle birlikte sektördeki kan ve itibar kaybının hızlandığını açıklayan Atay, şunları kaydetti: “Yatağa düşen Türk medyası can çekişir hale gelmiştir. Aramızda bu sektöre, gazetecilik mesleğine gönül vermiş genç arkadaşlarımız da varken bu kadar karamsar bir portre çizmek istemezdim. Ancak ne yazık ki gerçekler gizlenemiyor ve her şey gün gibi ortada. Eğitimini aldığınız bu meslek gerçekten kutsal bir meslek. Mesleğinizi amacına uygun bir şekilde yapmanız halinde bu mesleğin tadını alır, hakkını verirsiniz. Mesleğinizde kalıcı olabilmek için meslek ilkelerinden ve ahlakından asla vazgeçmeyin, ödün vermeyin. Ancak bu şekilde toplumda ve mesleğinizde kalıcı olarak karşılık bulabilirsiniz. Aksi taktirde görevde bulunduğunuz dönemde konjonktür gazetecisi olur, kısa bir sürede gerek meslektaşlarınız gerekse mesleğiniz tarafından dışlanır, kalıcı olamazsınız.”

KISITLAMALARA KARŞI MEDYANIN DAYANIŞMA İÇERİSİNDE OLMASI GEREKİR

Proje Koordinatörü Yusuf Kanlı ise basın özgürlüğünün serbest toplumun can damarı olduğunu, bilgili ve özgür tercih imkanı olmadan çağdaş demokratik yönetimin mümkün olamayacağını ifade etti. Yayınladığı bir haber yüzünden Cumhuriyet gazetesinin ve haberi paylaşan internet sitelerinin kovuşturmaya uğramasını kınayan Kanlı, haber özgürlüğünün ve haberdar olma hakkının kısıtlanmasına karşı medyanın dayanışma içerisinde olması gerektiğini sözlerine ekledi.

Eğitim seminerinde konuşmacılar basın etiği, ifade özgürlüğü, Türkiye’de yazılı, elektronik ve görsel-işitsel medyanın günümüzde karşılaştığı tehlikeler, zaman yönetimi, sosyal güvenlik ve sosyal medya konularında paylaşımda bulundu. Temel gazetecilik eğitiminin sonunda katılımcılara sertifikaları verildi.