Gazeteciler Cemiyeti, basın mensuplarının TBMM’den bile uzaklaştırılmaları aşamasına gelen ayrıştırma ve ötekileştirme uygulamalarının kabul edilemez olduğunu söyledi.

Gazeteciler Cemiyeti (Ankara) Özgürlük İçin Basın (ÖİB) Projesi mart ayı raporunda "Akreditasyon uygulamasının yaygınlaşarak devam etmesi, medya çalışanlarının çalıştıkları kuruma göre ‘kabul edilebilir’ veya ‘kabul edilemez’ olarak ayrıştırılması, sansür olmasının yanı sıra bir insan hakları ihlalidir" denildi.

Gazeteciler Cemiyeti, Özgürlük için Basın Projesi mart ayı raporunu yayımladı. Raporun değerlendirme bölümünde "Ötekileştirme insanlık suçudur. Medya kuruluşlarının ve gazetecilerin, ayrıştırıcı ve ötekileştirici ifadelerle hedef gösterilmeleri kabul edilemez." ifadesine yer verildi. Medya kurumları ve mensupları arasındaki ayrışmanın, boyutlarının giderek büyüdüğüne değinilen raporda, iktidara yakın basın kuruluşlarına her türlü kolaylık sağlanırken, ‘ötekileştirilen’ diğer kesimin habere ulaşmasının önüne, akreditasyon uygulamaları gibi engeller konulduğu ifade edildi.

Raporda, özgür ve çok sesli medya ortamının sadece yasal düzenlemelerle sağlanmasının mümkün olmadığı vurgulandı. Polise geniş yetkiler tanıyan İç Güvenlik Tasarısının yasalaşması ile Çağlayan Adliyesi'nde Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın iki eylemci tarafından rehin alınması üzerine çıkan çatışmada üç kişinin de hayatını kaybetmesi, ÖİB raporunda mart ayının en önemli iki olayı olarak kayda geçirildi. Gelişmeler üzerine muhalefet partilerinin tepkilerinin dozajının arttığına dikkat çekildi.

Mart ayı raporunda, İç Güvenlik Yasası ile polise 48 saat sorgusuz gözaltı dahil olmak üzere çok geniş yetki ve haklar tanınması, Anayasa'ya aykırı olarak gösteri ve protesto hakkının kısıtlanması, polise dilediği yer ve zamanda üst ve konut aramasına imkanı tanınması ile BM İnsan Hakları ve Avrupa İnsan Hakları sözleşmeleri ile mevcut anayasal ilkelerinin açıkça çiğnendiğine vurgu yapıldı.

Raporda, Çağlayan Adliyesi'ndeki DHKP-C’li eylemcilerin gerçekleştirdiği olaya polisin müdahalesi sırasında Savcı Kiraz’ın da hayatını kaybetmesi ile tüm haberlere sınırsız yayın yasağı getirilmesinin, muhalefetin olayın gerisinde derin güçlerin olduğu iddialarına sebep olduğuna yer verildi. Seçim sürecine girilirken partilerdeki çalışmaların yoğunlaştığına dikkat çekilen raporda, HDP’nin bu kez seçime parti kimliği ile girmesinin önemi vurgulandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın miting ve toplantılarında ‘Türk usulü başkanlık’ sistemine geçmek üzere AK Parti’nin oylarının artırılması talebinin muhalefet partilerin tepkisine yol açtığı kaydedildi.

AB Sivil Düşün Programı çerçevesinde Gazeteciler Cemiyeti tarafından yürütülen Özgürlük İçin Basın Projesi kapsamında ifade ve basın özgürlüğü ihlalleri aylık raporlar halinde kayıt altına alınıyor.