Gazeteciler Cemiyeti’nden yapılan açıklamada basına yönelik saldırılarda sıfır tolerans gösterilmesi gerektiği vurguladı. Türkiye’nin bıçak sırtında olduğunun belirtildiği cemiyete bağlı kurulların ortak deklarasyonunda “Basına yönelik saldırılara sıfır tolerans gösterilmeli, sorumlular derhal adalet önüne çıkarılmalıdır.” ifadelerine yer verildi.

Gazeteciler Cemiyeti seçilmiş kurullar; Yönetim Kurulu, Denetim Kurulu, Onur Kurulu ve Seçici Kurul üyelerinin ortak toplantısı yapıldı. Kurullar ortak toplantısı, saygı duruşu ve ardından okunan İstiklal Marşı ile başladı. Ortak toplantıyı bir konuşma ile açan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin TBMM’nin toplantıya çağrılması gerektiğini belirtti. Bilgin son zamanlarda basın kuruluşlarına yönelik baskıların yoğunlaştığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Medyaya yönelik vandallık ve saldırılara sıfır tolerans gösterilmesi gerekmektedir. Farklılıklara saygı göstermek demokrasinin gereğidir. Demokrasi, ancak üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü olunca yaşar. Özgür bir basın varsa o zaman demokratikleşmeden söz edebiliriz, parçalanmış, bölünmüş bir ülkede demokratikleşmeden bahsedilemez.”

BASINA YÖNELİK SALDIRILAR ÇOK SORUNLU BİR DÖNEMDEN GEÇTİĞİMİZİN GÖSTERGESİ

Gazeteciler Cemiyeti Yönetim, Basın Meclisi, Denetim, Onur ve Seçici Kurulları ortak bildirisinde şu ifadelere yer verildi: “Demokrasi üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü olursa vardır. Basına yönelik vahşete sıfır tolerans gösterilmelidir. Basın ve fikir özgürlüğü demokrasilerin kontrol mekanizmaları olarak yaşamsal önemdedir. Israrla belirtiyoruz ki özgür bir basın varsa, demokrasi de vardır. 100’ü aşkın internet haber sitesinin erişime engellenmesi, 150’den fazla medya emekçisinin son haftalarda işlerine son verilmesi, medya kurumlarına yönelik saldırılar çok sorunlu bir dönemden geçtiğimizin göstergeleridir. Basına yönelik saldırılara sıfır tolerans gösterilmeli, sorumlular derhal adalet önüne çıkarılmalıdır. Türkiye bıçak sırtındadır. Birlik, bütünlük, dirlik içinde, laik demokratik bir Cumhuriyet olarak varlığımızı sürdürebilecek miyiz? Yoksa adı demokrasi olan, fakat gerçekte, din yobazlığını temel alan, faşist bir ülkeye mi dönüşeceğiz? Bu iki seçenekten ilkini korumak için, gaflet uykusundan uyanmak gerekiyor.”

BİZDEN SONRASINI DÜŞÜNMELİYİZ

Gazeteciler Cemiyeti Basın Meclisi Başkanı Yaşar Aysev ise "Biz yaşayanların yüreği; bu şehit haberleriyle, özgürlüğe yönelik saldırılarla her gün cayır cayır yanarken, bu gidişata tanıklık ediyoruz.” dedi. Aysev, "Basın kuruluşu olarak cemiyetimiz, gören gözlerin, dağlanan yüreklerin, idrak eden beyinlerin sahipleri olarak bizler, bizden sonrasını düşünmeliyiz. Evlatlarımıza bölünmüş bir ülke mi, dinsel, faşizme teslim olmuş bir millet mi özgürlüğünü yitirmiş bir medya mı bırakacağız?” diye sorarak konuşmasını tamamladı.

BALBAY: FARKLILIKLARIMIZA SAHİP ÇIKILMALIDIR

CHP İzmir Milletvekili, Gazeteciler Cemiyeti Üyesi Mustafa Balbay, ülkenin cinnet halinde olduğuna dikkat çekerek, ülke yönetiminin bir çıkış yolu göstermesi gerektiğini belirtti. Balbay, şöyle konuştu: “Şehit ateşi 77 milyonu yakar, eskiden basın özgürlüğü için uğraş verirdik şimdi ise sıra gazete emekçilerinin can güvenliğine geldi. Medya anti demokratik baskı altında eziliyor, bıçak kemiğe dayandı. Medyanın görevini yapması sağlanmalıdır, farklılıklarımıza sahip çıkılmalıdır.”

ÇOK SAYIDA GAZETECİ İŞİNDEN OLUYOR

Gazeteciler Cemiyeti tarafından yürütülen AB destekli Özgürlük İçin Basın Projesi Koordinatörü Yusuf Kanlı da yaptığı konuşmada son günlerde basına yapılan baskılara ek olarak çok sayıda gazetecinin de işten çıkartıldığını hatırlatarak, gazetecilere Cumhurbaşkanı'na hakaretten soruşturma ve davalar açıldığının altını çizdi.