Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) yeni dergisi Journo, yayın hayatına başladı. Usta gazetecilerin yardımıyla çıkan dergi 2 ayda bir yayınlanacak. Basın özgürlüğünün gün geçtikçe kötüye gittiğini belirten TGS Genel Başkanı Uğur Güç, “Tehditlerle, baskılarla da gazetecileri de sindiremezler. Gazeteciler gene bildiklerini yapacaklar. Onlar da en iyi bildikleri şeyi, gazetecileri esaret altına almaya çalışacaklar.” dedi.

TGS’nin yeni ve ilk dergisi Journo’nun açılışı Cezayir Restoran’da verilen kokteylle yapıldı. Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Uğur Güç, politik olmayan, gazetecilerin okuyabileceği, meslekle ilgili sorunların paylaşıldığı bir dergi çıkardıklarını söyledi. Usta gazetecilerle görüştükten sonra buna karar verdiklerini belirten Güç, birçok gazetecinin de dergiye destek verdiğini söyledi.

Basın özgürlüğü konusunda gelinen son noktayı değerlendiren Güç, “Uzun süredir Türkiye’de basın özgür değil. Dünya sıralamalarında en sonlarda yer aldık. Tutuklu gazeteciler için çok mücadele verdik. Mücadelelerin sonunda da birçok gazetecinin içeriden çıkmasına vesile olduk. Dayanışma platformu kurduk. Fakat gün geçtikçe daha kötüye giden bir Türkiye ve bunun paralelinde daha fazla baskı gören bir basın var. Bu ülkede zaten basın özgür değildi. Gazetecilerin hakları her zaman gasp ediliyordu. Şimdi gazetecilerin özlük hakları gasp edilmekle birlikte hükümet birebir gazetecilere baskı uygulamaya başladı. Tehdit etmeye başladı. Faşizan tutumlar sergilemeye başladı. Ben asarım, keserim, yasaklarım diyerek demokratik olduklarını sanıyorlar.” diye konuştu.

Demokrasi bu olmadığını kaydeden Güç, şöyle devam etti: “Ya biz demokrasiyi bilmiyoruz ya onlar demokrasiyi yanlış anlamışlar. Gazeteciler ve halkın haber alma hakkı baskı altında. Halk bilgilenmezse, gerçekleri öğrenmezse cahil kalacak ve bunlar istediğini yapacak. Bu ülkeyi karanlıklara sürükleyecekler. Bunun böyle devam etmesi mümkün değil. Gazeteciler bu şekilde çalışamazlar. Tehditlerle, baskılarla da gazetecileri de sindiremezler. Gazeteciler gene bildiklerini yapacaklar. Onlar da en iyi bildikleri şeyi, gazetecileri esaret altına almaya çalışacaklar. Biz de haklarımızı savunmaya devam edeceğiz.”