Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) ve Avrupa Gazeteciler Federasyonu’nun (EFJ) düzenlediği ‘Medya Özgürlüğü ve Gazeteci Hakları Uluslararası Konferansı’nın sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgeyi okuyan TGS Başkanı Uğur Güç, “Cezaevlerindeki tüm gazeteciler serbest bırakılmalı, gazeteciler hakkında sürmekte olan dava ve soruşturmalar bir an önce düşürülmeli. Cumhurbaşkanı ve kamu görevlilerine hakaret adı altında dava açılmasına neden olan yasa ve düzenlemeler derhal değiştirilmeli.” dedi.

Medya ve basın özgürlüğü konusunda 2 gün süren konferans, ‘Türkiye: Kutuplaşmış bir Ülkede Gazetecilerin Hak ve Özgürlüğünü savunmak’ ana başlığı altında gerçekleştirildi. Oturumlarda gazetecilerin sorunları masaya yatırıldı.

Konferansın sonuç bildirgesini TGS Genel Başkanı Uğur Güç okudu.

Haziran'da gerçekleşen seçimin ardından Türkiye'de gazetecilere yönelik her türlü baskıyı kınadıklarını söyleyen Güç, “Bilhassa, Kürt sorunu kaynaklı çatışmaların yeniden başlamasıyla birlikte, bölge illerinde çalışan meslektaşlarımızın özgürlük ve güvenliğinden kaygı duyuyoruz. Bu durumun halkın haber alma hakkını tehdit ettiğine inanıyoruz.” diye konuştu.

20 GAZETECİ CEZAEVİNDE

Türkiye’de 20 gazetecinin cezaevinde olduğunu ifade eden Güç, şöyle devam etti: “Geçmiş yıllarda serbest bırakılan gazetecilere yönelik yargı tehdidinin devam etmesini, sürmekte olan yüzlerce soruşturmayı esefle karşılıyoruz. Hükümet ve siyasetçilerin kendilerinden farklı çizgideki gazeteciler ve medya kuruluşlarına yönelik hasmane tutumlarından ve yaratılan hoşgörüsüz ortamdan derin rahatsızlık duyuyoruz. Cumhurbaşkanı'nın eleştiriye tahammülsüzlüğü, savcıların her türlü eleştiri karşısında hakaret davası açması, medya patronlarının çalışanlarını işten atarak susturması, ana-akım medyanın tehdit ve kamu ihalelerinin rüşvet gibi kullanılmasıyla hizaya getirilmesi, yargı bağımsızlığının göz ardı edilmesi gibi sorunlar bu düşmanca tutumun örnekleridir.”

Sendikasız hareket etmenin gazetecileri kendi içinde böldüğünü ve güvencesiz bıraktığına dikkat çeken Güç, “1990'lı yıllardaki sendikasızlaştırma operasyonuyla, Sendika’nın zayıflatılmasından büyük üzüntü duyuyoruz. Gazetecilerin görevinin kamu çıkarını gözetmek olduğunu ve gazetecilerin sindirilmesinin halkın haber alma hakkına bir saldırı olduğunu vurguluyoruz.” dedi.

YURTTAŞLARDAN VE SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNDEN DESTEK BEKLİYORUZ

Türkiye'de gazeteciler mesleklerine yapılan saldırı karşısında birlikte hareket etmeleri gerektiğini söyleyen Güç, “Bir gazeteci veya yayın kuruluşuna yapılan saldırı tüm gazeteci ve medya kuruluşlarına yapılmış bir saldırı demektir. Gazetecileri, güçlü bir dayanışma hareketi oluşturmak üzere Türkiye Gazeteciler Sendikası çatısı altında bir araya gelmeye davet ediyoruz. Daha iyi çalışma koşullarına ve bağımsız bir medya ortamına ancak böyle kavuşabiliriz. Yurttaşları ve sivil toplum örgütlerini, toplumumuzun uzun vadeli çıkarı için basın özgürlüğü mücadelesini desteklemeye çağırıyoruz.” şeklinde konuştu.

GAZETECİLERDEN HÜKÜMETE ÇAĞRI

Sonuç bildirgesinde 1 Kasım’dan sonra kurulacak iktidarda istekler dile getirildi. Yeni hükümete çağrıda bulunan Güç, “Gazetecilere yönelik hukuk dışı soruşturmalara son verilmesi, cezaevlerindeki tüm gazeteciler serbest bırakılmalı. Gazeteciler hakkında sürmekte olan dava ve soruşturmalar bir an önce düşürülmeli. Cumhurbaşkanı ve kamu görevlilerine hakaret adı altında dava açılmasına neden olan yasa ve düzenlemeler derhal değiştirilmeli, kamu görevlilerinin eleştirilebilirliği, hesap verebilirliği ve yargı bağımsızlığı sağlanmalıdır. Çoğulculuğun, saydamlığın ve bir kamu hizmeti olarak gazeteciliğin teşvik edilmesini istiyoruz. Kamu ihalelerinin, kamu şirketlerine ait reklamların ve vergi denetimlerinin medyayı kontrol etme araçları olarak kullanılmasına son verilmelidir. Medyadaki tekelleşmeyi engelleyecek, bağımsızlığı, saydamlığı ve çoğulculuğu garanti edecek düzenlemeler yapılmalıdır.

Kamuya ait medya kuruluşlarının görevlerini bağımsız bir şekilde ifade etmelerini sağlayacak reformlar yapılmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Medya sahiplerinin çalışanları işten çıkararak susturmasının önüne geçilmesi gerektiğini dile getiren Güç, iş güvencesi, sendikalaşma ve iyi ücret sağlayan adil çalışma koşullarının oluşturulması gerektiğini ifade etti.

TGC BAŞKANI OLCAYTO: TÜRKİYE’DE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN YEŞERMESİNE İHTİYACIMIZ VAR

Basın toplantısında konuşan TGC Başkanı Turgay Olcayto, şunları söyledi: “Sorunlarımızı enine boyuna masaya yatırdık. Başka illerden ve ülkelerden gelen meslektaşlarımız bize destek verdiler. Türkiye’de özellikle sahada çalışan arkadaşlarımızın durumu diğer çalışanlardan daha zor. Çünkü polis baskısı altında çalışmalarını yürütmek istiyorlar. Özelikle Güneydoğu’da Terörle Mücadele Yasası’nın yanlış yorumlanmasından ve savcıların bu konudaki aşırı hassaslığından dolayı gazeteciler terörü desteklemekten gözaltına alınıyorlar. Gazetecileri uzun süre alıkoyuyorlar. Türkiye’de bunun düzelmesi için halkımıza düşen görevler var. Yeşeren bir demokrasiye ihtiyaç var. Türkiye’de basın özgürlüğünün bugünkü durumu Afrika ülkeleriyle eş değer.” şeklinde konuştu.


BİR MESLEKTAŞIMIZ GÖZALTINA ALINDIĞINDA ARKASINDA OLMALIYIZ

Gazetecilere birlikte olmayı teklif eden Olcayto, “Geçmişte yapılan bütün hataları aramızda tartışırız. Ama bir meslektaşımız gözaltına alındığında arkasında olmalıyız. Nesnel gazetecilik çok önemli. Nesnel gazetecilik, devlet gazeteciliğinden ayrı bir gazeteciliktir. İnsan odaklı bir gazeteciliktir. Nesnel gazetecilik yaptığınızda, gördüğünüz haberi tarafsız olarak aktarabilme şansını elde edersiniz. Nesnel gazeteciliği, mesleğimize getirmek için elimizden geleni yapacağız. Yurttaşın haklarını koruyan yurttaş gazeteciliğini öne çıkarmamız gerekiyor. Ben dünkü toplantıda gerçekten bir kez daha umutlandım. Dün politikacılar gelir geçer ama gazeteciler hep kalacak, gazeteler hep kalacak.” dedi.


JİM BOUMELHA: YENİ KURULACAK HÜKÜMET GAZETECİLERLE DİYALOGA GİTMELİ

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu Başkanı Jim Boumelha, 180 ülkede 600 binden faza gazeteciyi temsil ettiklerini söyledi.

Gazetecilerin sosyal ve mesleki haklarını savunmanın zor bir iş olduğunu ifade eden Boumelha, “Konferansın seçimlerin öncesinde, demokratik bir ortamda gerçekleştiğini söylemek mümkün. Seçimlerden sonra iktidara gelecek yeni hükümetin, yeni ve demokratik adımlarla gazetecilerle diyaloga dayanan ortak adımlar atmasını öneriyoruz. İçinde bulunduğumuz zamanlar, Türk gazetecilerin çok zorlu zamanları. Hali hazırda 20 gazeteci hala hapiste, yüzlerce gazeteci soruşturmalarla, davalarla uğraşıyor. Gazete büroları basılıyor. Gazeteciler saldırıya uğruyor. Bize düşen görev, hapiste olan gazetecilerin serbest kalmasını sağlamak ve gazetecilerin tutuklanmasını önlemektir. Örgütlenme hakkı korunmalı. Sendika güçlendirilmeli.” ifadelerini kullandı.