Dün yapılan duruşmada sanık avukatları, silahların eşitlik ilkesi gereğince savcının kürsüden inip kendileriyle aynı seviyede oturmasını isteyince Hakim Orhan Gazi Ertekin, yargı tarihine geçecek bir karara imza attı. Avukatların talebini haklı bulan Hakim Orhan Gazi Ertekin, kürsüye koltuk çıkartarak, avukatları yanına oturttu.
Türkiye'de bir ilk olduğu ifade edilen karar sonunda duruşmanın hakimi Orhan Gazi Ertekin'le yan yana oturan avukatlar Muharrem Ercan ve Mehmet Arif Şahin, konu hakkında yaptıkları açıklamada, eşitlik ilkesinin uygulanmasından dolayı memnun olduklarını ifade etti.

SAVCI REDDETTİ, HAKİM ONAY VERDİ
Savcının, kürsüden inip kendileriyle birlikte oturması talebini salonun buna uygun olmadığını söyleyerek reddettiğini ifade eden avukat Muharrem Ercan, yaşananlar hakkında detaylı bilgi verdi. Ercan konuşmasında, “Dün Gaziantep 6. Asliye Ceza Mahkemesi'nde sanık müdafi olarak görev yaptığımız dosyada, Cumhuriyet Savcısından kürsüyü terk edip avukatlarla eşit seviyede oturmasını talep ettik. Savcının da yargının tarafsızlığını koruma ve sağlama ödevi altında, bunun da adil yargılama ilkesi ve silahların eşitliği ilkesi gereğince olduğunu belirttik. Ancak savcı bu talebi reddetti ve hakimin kararı ile bunu yapabileceğimizi ya da duruşma salonun buna uygun hale getirilmesi halinde aşağı inebileceğini beyan etti. Biz de savcı ile kısmen aynı görüşte olduğumuzu, duruşma salonunun avukatlarla savcıların eşit bir şekilde görev yapacağı hale getirilmesini ancak bu hale getirilmemesi halinde kürsüye avukatların yargıcın yanına oturabileceği şekilde koltuk getirilmesini talep ettik. Hakim Orhan Gazi Ertekin de bu talebimizi kabul etti ve biz de daha sonra kürsüde tıpkı Cumhuriyet Savcısı gibi yanında oturduk ve görevimize devam ettik. Tabi Cumhuriyet Savcısı buna itiraz etti. Hakimin verdiği karardan sonra bunun yargı bağımsızlığına aykırı olduğunu beyan etti ama bu bize göre inandırıcı ve hukuki değildi. Çünkü Cumhuriyet Savcısı yargıcın yanında oturduğunda, yargıcın tarafsızlığını ihlal ettiğini hiçbir şekilde beyan etmemişti. Dolayısıyla biz bu şekilde görevimize devam ettik. Burada çok daha önemli olan kısım, avukatların kürsüde ve savcının solunda oturması değil, mahkemenin de ara kararında belirttiği gibi duruşma salonunun Cumhuriyet Savcısının ve avukatın eşit seviyede oturtulacak bir hale getirilmesi ve bu şekilde görev yapacak bir düzenin oluşturulması. Bu şekilde görüntüde tarafsızlık ilkesine uygun olacaktır. Aynı zamanda bu ceza yargılamasında devletle vatandaş hakim karşısında eşittir. Dolayısıyla devleti temsil eden savcı ile toplumu, bireyi temsil eden avukatların, müdafilerin eşit hale gelmesini sağlayacak bir karardır. Yargının demokratikleşmesini sağlayacak bir karardır. Buna başta meslektaşlarımız, ardından baroların ve Türkiye Barolar Birliği'nin, Yargıçlar Sendikası'nın, Yarsav'ın, Demokrat Yargı'nın, başka örgütlerin ve halkın da destek vermesi lazım. Adalet Bakanlığı'nın ve başsavcılığın da duruşma salonlarını bu hale getirmek için gerekli çalışmaları yapması gerekir” şeklinde konuştu.

TÜRK HUKUK TARİHİNE GEÇECEK DEVRİM NİTELİĞİNDE BİR KARAR
Duruşmada yer alan bir diğer avukat Mehmet Arif Şahin de 6. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Orhan Gazi Ertekin tarafından, Türk hukuk tarihine geçecek devrim niteliğinde bir karar verildiğini söyleyerek, “Bu karar tabi avukat meslektaşım Muharrem Ercan ile birlikte, sanık müdafisi olarak görev yaptığımız dosyada verildi. Daha öncesinde savcılık makamından biz savunma makamı ile eşit seviyede, aynı düzlemde olması için talepte bulunduk. Mahkemenin bu konuda karar vermesi yerine, savcılığın kendiliğinden inmesini talep ettik. İddia makamı tarafından aynı düzleme inilmedi. Bu hususta karar verme yetkisinin mahkeme başkanına ait olduğu mütalaa edildi. Mahkeme yargıcı tarafından ise iddia ve savunmanın aynı düzlemde olması gerektiği, silahların eşitliği ilkesi gereğince savunma makamı olan avukatlık makamının da aynı düzlemde olabilmesi açısından böyle bir karar verildi. Dolayısıyla konunun esasında kişisel bir ego tatmini olarak görülmemesi taraftarıyız. Bu hususta Türk yargı tarihinde kanayan bir yara olan silahların eşitliği ilkesinin bir türlü uygulanamaması nedeni ile verilmiş usuli bir karardı. Zaten mahkeme bizim savunma makamı olarak yargıcın soluna oturmamız, iddia makamının da sağında oturması ile esasında duruşma salonu düzeninin de buna uygun olmaması nedeniyle herhangi bir işlem yapamadı. Sadece ara karar vermekle yetindi ve biz de bunun usuli ve sembolik bir karar olduğunu hatırlatmak isteriz. Tabi ki bundan sonraki süreç önemlidir. Silahların eşitliği ilkesi yıllardır Türk yargı tarihi için kanayan yaradır. Gerçi bundan önce Anayasa Mahkemesi'nin yüce divan sıfatı ile yaptığı yargılamalarda bu sorun çözülmüştü. Ancak yerel mahkemelerin yüce divan sıfatı ile yargılama yapan Anayasa Mahkemesi'nin uygulamasını benimsememesi, yeni yapılan adliyelerin de buna uygun inşa edilmemesi nedeniyle bu sorun sürekli kanayan bir yara olarak devam etti. Biz en azından Avrupa Birliği yolunda olan Türkiye'nin, görüntüde adalet ilkesi gereğince, savunma ve iddia makamının aynı düzlemde olması kanısındayız” dedi.

ADALET TERAZİSİ DENGELENDİ
Duruşmaya stajyer olarak katılan ve yaşananlara şahit olan Avukat Çağlar Kın, gördüğü manzaranın kendisini ileri vadede çok umutlandırdığını ve adalet terazisinin bir nebze de olsa dengelendiğine tanık olduğunu dile getirerek, "Avukatlar ve savcıların silahların eşitliği ilkesi gereğince görsel açıdan da aynı hizaya gelmesi, bizde de adalette de terazinin aynı hizaya gelmesi düşüncesini uyandırıyor. Kürsü avukatlarımızın talebi üzerine, hakimin verdiği karar neticesinde, hakim ve savcılarla aynı savunmalarını yaptılar. Daha önce de dediğim gibi adaletin terazisinin bir nebze de olsa biraz daha dengelendiğine tanık olduk. Bunun için mutluyuz” şeklinde konuştu.

HUKUK TARİHİNDE BİR İLK
Gaziantep Baro Başkanı Bektaş Şarklı ise hakim ve savcıların bu ve bunun gibi cesur kararlar vermesi gerektiğini ifade ederek, ”Baromuz yönetim kurulu üyesi Muharrem Ercan ve Avukat Mehmet Arif Şahin tarafından 6. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılamada, hakim kararıyla Türk Hukuk tarihinde ilk defa müdafilerin duruşma salonunda hep o söylediğimiz silahların eşitlik ilkesi gereğince hakimin yanında yer almış olması. Bu hakikaten güzel ve hukuk tarihinde dediğim gibi ilk defa yapılan bir uygulama. Bu konuda artık şunu söylüyoruz; hakimlerin de savcıların da avukatların da daha cesur kararlar vermesi gerekiyor. Hukuk kast statik bir yapı değildir. Bu tür taleplerle ve kararlarla zenginleşmektedir” dedi.