Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı, Uludere olayı ile ilgili olarak bazı basın yayın organlarında yer alan haberler nedeni ile açıklama yaptı. Açıklamada, soruşturma kapsamında bir kısım delilin yeni tespit edildiği, mevcut delillerin karartıldığı, sansürlendiği veya değerlendirilmediği yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığı bildirildi.

Askeri savcılıktan yapılan yazılı açıklamada, 16 ve 17 Şubat’ta bazı basın yayın organlarında, 28 Aralık 2011’de Uludere güneyi sınır ötesinde yaşanan olay hakkında Askeri Savcılık tarafından yapılan soruşturma ile ilgili olarak bazı iddiaların yer aldığı, bu kapsamda soruşturmada yeni delil ortaya çıktığı, bazı delillerin karartıldığı ve kararda dikkate alınmadığı, sansür uygulanarak faillerin aklandığı yönünde tek taraflı yorumlara yer verildiğinin görüldüğü belirtildi.

Bahse konu haberlerde yeni delil olduğu iddia edilen ifade, soruşturma kapsamında Askeri Savcılık tarafından şüpheli sıfatıyla ifadesi tespit edilen bir personelin beyanlarının bir kısmından ibaret olduğunun kaydedildiği açıklamada, “Söz konusu ifade, olayı müteakip soruşturma yürüten Cumhuriyet Savcılıklarınca toplanan ve görevsizlik kararı ile Askeri Savcılığımıza gönderilen dosyada mevcut tüm deliller ve Askeri Savcılığımızca elde edilen şüpheli ve tanık beyanları ve diğer delillerle birlikte bir bütün olarak ele alınmış, yapılan değerlendirme sonrası karar verilmiş olup, dosyada mevcut diğer ifadelerle birlikte Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine uygun olarak, hem dosyanın taraflarına hem de bireysel başvuru kapsamında yapılacak incelemeye esas olmak üzere Anayasa Mahkemesine gönderilmiştir.” denildi.

“ÜZÜCÜ OLAY”

Askeri savcılık açıklamasını şöyle tamamladı: “Bu bağlamda söz konusu üzücü olayla ile ilgili olarak, tespit edilen tüm deliller birlikte değerlendirilerek, oluşan hukuki ve vicdani kanaat neticesinde kanun yolları açık olmak üzere “Kovuşturmaya Yer Olmadığı” kararı verilmiş ve bu karara yapılan itiraz reddedilmiştir. Soruşturma kapsamında bir kısım delilin yeni tespit edildiği, mevcut delillerin karartıldığı, sansürlendiği veya değerlendirilmediği yönündeki iddialar gerçeği yansıtmamaktadır.”