Gezi olaylarına ilişkin Taksim Dayanışması üyelerinin örgüt kurmakla yargılandığı davada tüm sanıklar beraat etti. Mahkeme, sanıklara yüklenen suçlamaların kanunda suç olarak tanımlanmadığını belirtti.

İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya aralarında İstanbul Mimarlar Odası Çevre Etki Değerlendirme Kurulu 2. Başkanı Mücella Yapıcı ve İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu'nun da bulunduğu 16 sanık katıldı.

Duruşmada avukatlar ve sanıklar son savunmalarını ve son sözlerini söyledi. Bazı sanıkların avukatı Turgut Kazan, toplantı ve gösteri hakkıyla ilgili AİHM'de Türkiye'ye 46 ihlal kararı verildiğini söyledi. Toplantı ve gösteri hakkının olur olmaz nedenlerle sınırlanamayacağını belirten Kazan, Türkiye'nin AİHM kararlarını ise kesin olarak kabul ettiği için AİHM'nin ihlal kararları göz önünde bulundurularak ve anayasaya göre de mahkemenin beraat kararı vermek zorunda olduğunu savundu.

Avukatlar ve sanıklar suçlamaları reddetti ve Gezi eyleminin demokratik bir hakkın kullanımı olduğunu ifade etti. Sanıklar son sözlerinde beraat talebinde bulundu. Sanık Sabiha Sezi Toprakçı son sözünde "Her yer Taksim her yer direniş, mücadeleye devam ve bu daha başlangıç." diyerek beraatini istedi.

Kararını açıklayan mahkeme, sanıklara yüklenen gösteri ve toplantı yasasına muhalefet eylemlerinin bu hali ile kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle 26 sanığın da beraatine karar verdi. 5 sanığa ayrıca yüklenen örgüt kurma eyleminin de aynı şekilde kanunda suç olarak tanımlanmadığını kaydeden mahkeme, bu suçlama yönünden de 5 sanığı beraat ettirdi.

Duruşma sonrasında adliye önünde açıklama yapıldı. 1 Mayıs'ta Taksim'de olmak istediklerini belirten Mücella Yapıcı, "Anayasanın, kanunların, evrensel hukukun ortaya koyduğu biçimde, hiçbir şüpheye gerek kalmaksızın Taksim'de kutlanması gereken 1 Mayıs'ın sorunsuz bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için devletin tüm kurumlarının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini istiyoruz. 1 Mayıs'ta yine 1 Mayıs alanında Taksim'deyiz." dedi.

Beraat kararı verildiğini belirten Ali Çerkezoğlu, "Ancak biz bu duruşmanın ilk gününden bugüne kadar ısrarla ve kararlılıkla hukuki olarak dayanağı olmayan bu davanın özü itibariyle Gezi'yi, Gezi hareketini, taleplerini, demokratik ruhu yargılamaya, karalamaya çalışan bir anlayışın ürünü olduğunu, yani siyasi olduğunu, Gezi'nin taşıdığı bütün olumlu değerlerin karşısında karalama, kötüleme, diktatörlük, herşeyi ben bilirim, her şeyden ben anlarım, herşeyi de yasaklayabilirim, kenti de insanları da yargılarım anlayışına karşı bir ikilemdi bu dava." diye konuştu.

Beraat kararı ile Gezi'nin sadece hukuki bir başarı kazanmadığını belirten Çerkezoğlu, demokrasi, özgürlük, hakların kullanımı konusunda da başarı olduğunu kaydetti. Çerkezoğlu, "Bu da yetmez Gezi sürecinde esas suç işleyenlerin, polise 'destan yazdınız' diyenlerin, gencecik çocuklara kıyan kararları verenlerin yargılanması gerektiğini bir kez daha paylaşmak istiyoruz." ifadelerini kullandı.

Açıklamaların ardından grup adliye önünde bir süre slogan attı.

İddianamede, Yapıcı ve Çerkezoğlu'nun da aralarında yer aldığı 5 şüpheli hakkında "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" ve "Halkı kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne kışkırtma" suçlarından 5'er yıldan 13'er yıla kadar hapis cezası istenmişti. Diğer 21 şüphelinin de "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet ettikleri" iddiasıyla 1 yıl 6 aydan 3 yıla kadar hapis talep edilmişti.