Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Ahmet Demirci, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessesesi’nde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişlerince kömür üretiminin durdurulmasına tepki gösterdi. 167 yıllık maden tarihinde hidrojen sülfür gazı kaynaklı iş kazası yaşanmadığını hatırlatan Demirci, “TTK’nın küçültülmesi, daraltılması ve kapatılması söylemlerinin dile getirildiği bir süreçte, hiç kimsenin karşı çıkamayacağı can güvenliğini gerekçe gösterip üretimi durdurmak ve bu kurumun zararlarını artırmak doğru değildir.” ifadesini kullandı.

Konuyla ilgili açıklamasında, hidrojen sülfür gazı hakkında bilgi veren Demirci, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişleri 14 Ekim 2015 tarihinde Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessese Müdürlüğü’nde hidrojen sülfür gazını tespit eden sensör bulunmadığı gerekçesiyle üretimi durdurma kararı aldılar. Diğer müesseselerde de kısa süre önce aynı karar alınmış ancak itirazlar üzerine Mart 2016 tarihine kadar süre uzatımına gidilmişti. Üretimi durdurmaya gerekçe gösterilen Hidrojen Sülfür (H2S) gazı, kuvvetli çürük yumurta kokusunda çok zehirli bir gazdır. Hidrojen Sülfür gazı çürüyen ağaç tahkimattan, tabakaların çatlak ve oyuklarından neşredilir. Kükürtlü maddelerin ayrışmasından meydana gelir. Hidrojen sülfür gazı daha çok bakır ve çinko gibi metal madenlerde bulunur.” dedi.

"167 YILLIK HAVZA TARİHİNDE HİDROJEN SÜLFÜR KAYNAKLI KAZA KAYITLARDA YOKTUR"

İş müfettişlerinin gaz sensörlerinin temini için ek süre vermemesine tepki gösteren Demirci, tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “TTK’da işyerlerinde çalışmalar, Kanun ve Yönetmelikler çerçevesinde İş Sağlığı ve İş Güvenliği önlemleri alınarak yapılmaktadır. Üretimin tamamen durdurulması çalışma alanlarının güvenliğini tehlikeye sokacaktır. Üretim arınlarında ilerleme yapılmadığı zaman arın ve tavan basınçları artarak göçüklere neden olacaktır. Ayrıca çalışılan kömür damarları yangına müsait damarlardır. Yangın oluşmaması için üretimin hızlı şekilde yapılarak arkaların göçertilmesi gerekir. Ülkemizde son 20 yılda meydana gelen büyük kazaların çoğunluğunun taşeron veya rödövans uygulaması olan ocaklarda meydana geldiği görülmektedir. Türkiye Taşkömürü Kurumu 167 yıllık üretim sürecinde mühendisi ve işçisiyle ülkemiz madencilik sektörünün okulu, lokomotifi olmuştur ve olmaya devam edecektir. Bu üretim sürecinde hidrojen sülfür kaynaklı kayıtlara geçmiş bir tek kaza yoktur. Bugün Kozlu’da karşılaştığımız bu durum, çalışanlarımızın yanı sıra tüm bölge insanını endişeye sevk etmiştir.”