CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın, Muğla'da Göcek koyları diye bilinen Bedri Rahmi, Akbük, Göbün ve Küçük Sarsala koylarını ihaleyle kiralayacak olmasına tepki gösterdi. Demir, Muğla'da talanın koruma alanlarında yoğunlaştığını belirterek, Bunlar sadece cumhuriyeti değil, doğal ve tarihi çevreyi de tahrip ediyorlar. Önümüzdeki genel seçim cumhuriyetin, doğal ve tarihi çevrenin tahribinin önüne geçilmesi için iyi bir fırsat olacak dedi.

Muğla'da korunabilen alanların büyük bölümünün rahmetli 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın döneminde koruma altına alındığını belirten Milletvekili Demir, "Güzel olan, insanlık için olan ne varsa tahrip ve yok ediyorlar. Sahillerdeki günübirlik alanların kiralanmasında hukuk karşılarına çıktı ancak durmak bilmiyorlar. Seçimin masraflarını çıkarmak için galiba koyları da gözden çıkardılar. Eğer o dört koyu kiraya vermeyi başarırlarsa bunun sonu gelmez, öteki koyları da ihaleye çıkarırlar. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bayram tatillerinde bu koylara geliyordu. Şimdi o güzelliklerin yok edilmesine ne diyecek? Bir de kimlere kiraya vereceğini çok merak ediyorum ancak ne cumhuriyet ne de Muğla koyları babalarının çiftliği değil. Gereken her türlü mücadeleyi vereceğiz." ifadelerini kullandı.

Dalaman ilçesi Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan, aralarında bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri, CHP ve MHP ilçe başkanları ve yönetim kurulu üyeleri, koylarda işletmecilik yapan köylülerin de bulunduğu yaklaşık 250 kişi, koyların kiralanmasına tepki gösterdi. 'Özal'ın kemikleri sızlıyor', 'Koylar halkındır, halkın kalacak', 'İhaleye hayır', 'Ekmeğimizle oynamayın', 'Koylar yöre halkınındır', 'Koylara sahip çıkalım', 'Biz koruduk, biz koruyacağız' yazılı dövizler taşıyan grup, sık sık 'Koylar bizimdir bizim kalacak', 'Koylara uzanan eller kırılsın', 'Koylar rant kapısı değildir' sloganları attı. CHP Dalaman İlçe Kadın Kolları Başkanı Süreyya Berberoğlu, yaptığı açıklamada Göbün, Taşyaka, Sarsala ve Akbük koylarında 1998 yılından önce 30 işletme bulunduğunu söyledi. Berberoğlu, "1998 yılında bu koylardaki işletmelerin sayısı 4'e düşürülerek, o koylarda yaşayan insanlar arasında taksim edildi. Bu yat mola noktaları, yapılan protokolle Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından Muğla Valiliği'ne devredildi. Muğla Valiliği de İl Özel İdaresi aracılığıyla işletmeleri bu ortaklıklara kiraladı ancak Büyükşehir Yasası ile birlikte İl Özel İdaresi feshedildi ve bu yerler yeniden Orman ve Su İşleri Bakanlığı'na devredildi. Orman ve Su İşleri Bakanlığı da ne yazık ki bu yat mola noktalarını C tipi mesire yeri ilan edip bugün ihalesini yapacak. Bu ihale, birçok soruyu ve sorunu da beraberinde getirmektedir." şeklinde konuştu. Bölgede turizm sezonunun dört beş ay sürdüğünü dile getiren Berberoğlu, "Elektriği, suyu ve yolu olmayan, ulaşımın sadece deniz yolu ile yapıldığı bir yerde C tipi mesire yeri işletmek ne kadar kazançlıdır? İhale açılış rakamları gözönüne alındığında, turizm sezonu boyunca kaba bir hesapla her bir koy için günlük bin TL kira ödenecektir. Bu maliyeti kim yüklenecektir, nasıl karşılanacaktır? Öte yandan yeniden düzenlenen yapılaşma ile birçok zeytin ağacı kesilecek ve belki de Lykia medeniyetine ait tarihi eserler zarar görecektir. Bu yeni düzenlemede iskelelerden bahsedilmemesi ise yeni kiracıların, koyları betonlaşmaya veya şahsi kullanıma açabileceğini bile düşündürmektedir. Geçimini bu koyların işletmesiyle kazanan 50'den fazla ailenin geleceği ise bir başka muamma." diye konuştu.

İhale dosyasının ilan edildiği gün, 70'ten fazla dosya alındığını vurgulayan Süreyya Berberoğlu, "Bu dosyaları alanlar arasında İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere Türkiye'nin çeşitli illerinden çok büyük şirketler ve holdingler bulunuyor. Ne yazık ki sadece Türklerin değil, dünya denizcilerinin bile dostluğunu kazanmış koy işletmecilerinin artık bölgede yerlerinin olmadığını düşündürüyor. Dünyanın sayılı yatçılık merkezlerinden biri olan Göcek koylarının, yat mola noktalarından kır lokantalarına dönüşmesi şüphesiz ülke turizmini de baltalayacaktır. En yakın ve gerçekçi ihtimal, Göcek hayranı uluslararası yatçılığın, Türkiye yerine Yunan adalarına kaymasıdır. Konunun tekrar incelenmesi için gereğinin yapılmasını istiyoruz." dedi.