Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Orhan, göz tansiyonunun (Glokom), tedavi edilmemesi halinde, görme kaybına neden olan sorunlardan biri olduğunu belirterek, hastalığın teşhisi, tedavisi ve takibine ilişkin uyarılarda bulundu.

8-14 Mart Dünya Glokom Haftası nedeniyle yazılı açıklama yapan Prof. Mehmet Orhan, göz tansiyonunun (Glokom) Türkiye’de de yüz binlerce insanı etkilediğine işaret ederek, özellikle çocuklarda ve yeni doğanlarda hastalığın önemine işaret etti. Prof. Orhan glokomun, gözün anatomik yapısına göre dar açılı ve geniş açılı olmak üzere, farklı mekanizmalar ile ortaya çıkabildiğini söyledi.

'YENİDOĞANDA CERRAHİ MÜDAHALE ŞART'

Çocuklarda bilhassa yeni doğan döneminde ortaya çıkan yüksek göziçi basıncı ve glokomun, görme siniri hasarına neden olduğunu ifade eden Prof. Dr. Mehmet Orhan, “Ayrıca çocuğun etkilenen gözünde; sulanma, ışık hassasiyeti, kornea da bulanıklaşma-beyazlaşma ve gözün büyümesine yol açmaktadır. Yeni doğan döneminde görülen konjenital-doğumsal glokom tek gözde veya her iki gözde karşımıza çıkabilir ve tedavisi erken dönemde cerrahi yapılmasıdır. Yenidoğan glokomlarında tek başına tıbbi tedavi etkisiz kalmaktadır” dedi.

'BELİRTİ VERMEYEBİLİR, RUTİN KONTROL YAPILMALI'

Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Orhan, glokomda görme sinirinde hasar oluşmadan veya hasar artmadan erken dönemde tedavinin temel hedef olması gerektiğini de söyleyerek, “Göziçi basıncının ani yükseldiği dar açılı glokom olgularında tıbbi tedavinin yanında bir laser tedavi yöntemi olan ‘yag laser iridotomi’ yapılmalıdır. Glokom her zaman bulgu ve belirti vermeyebilir. Rutin göz muayenesinde göz tansiyonu ölçümleri ile kolaylıkla anlaşılabilmektedir. Göz basıncı yüksek olan kişilerde, aile öyküsü, miyopi, migren, kortizon kullanımı, sigara gibi risk faktörleri de önemlidir. Hastanın göz durumuna ve göziçi basıncına göre yıl içinde periyodik takipleri yapılmalıdır.” bilgisini aktardı.