Köşe yazılarından dolayı tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderilen gazeteci ve yazar Gültekin Avcı’yı avukat arkadaşları ve ailesi yalnız bırakmadı. Avukat Fikret Duran, “28 Şubat dahil hiçbir dönemde tavsiye, telkin, dayatma, talimatla hareket etmemiş, hep kendi doğru bildiklerini ifade etmiş bir insan. Bugün de Gültekin Avcı’nın buraya konularak boynunun eğilmesi bekleniyorsa bu büyük bir yanılgıdır.” dedi.

Köşe yazılarından dolayı 4 gün önce İzmir’de gözaltına alındıktan sonra Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde tutuklanan Gültekin Avcı, 3 polisle birlikte Silivri Cezaevi’nde konuldu. İzmir Barosu’ndan avukat arkadaşları ve ailesi ilk gününde Avcı’yı yalnız bırakmadı.

Gültekin Avcı’yı ziyaret eden avukatı Fikret Duran, henüz geçici bir koğuşta tutulduğunu söyledi. Avcı’nın moralinin iyi olduğunu belirten Duran, “Bu sürecin neden yaşandığını iyi idrak etmiş ve bunu yıllarca her hafta 4 gün gazeteye yazmış çizmiş biri. Tam da ceza hukuku alanında uzman bir kişi olarak bu konuda söz sahibi nadir insanlardan bir tanesi. Savcı olarak görev yaptığı süreçte, 28 Şubat dahil hiçbir dönemde tavsiye, telkin, dayatma, talimatla hareket etmemiş, hep kendi doğru bildiklerini ifade etmiş bir insan. Bugün de Gültekin Avcı’nın buraya konularak boynunun eğilmesi bekleniyorsa bu büyük bir yanılgıdır. Şimdiye kadar yaptığı gibi bildiklerini hep yazacak ve konuşacaktır.” şeklinde konuştu.

"HUKUKSUZ UYGULAMALARIN SİMGESİ BİR KURUMUN ÖNÜNDEYİZ"

İzmir Barosu’ndan avukat Deniz Sezen, Türkiye’de hukuksuz uygulamaların devam ettiğini belirterek şöyle konuştu: “Türkiye’nin son 10 yılına damga vurmuş hukuksuz, adaletsiz uygulamaların simgesi olmuş bir kurumun önünde bu açıklamayı yapmak zorunda kalıyoruz. Burada daha önce Balyoz ve Ergenekon davalarında Türkiye’nin aydınları, gazetecileri, akademisyenleri, subayları yargılandı. Şu anda yine Türkiye’nin gazetecileri, aydınları, polisleri yargılanıyor. Bu davalar arasındaki önemli fark şu: Daha önceki yargılamalarda sahte dahi olsa tartışılacak bir delil vardı. Bu uygulamada ise daha da ileri gidilerek delilsiz isnatlar söz konusu. Her iki yargılamanın ortak yanı öncekinde ulusal hisleri kuvvetli olan insanlar, bunda ise milli hisleri ağır basan insanlar yargılanıyor. Bu önemli bir ortak payda. Daha önce ve bugün yargılananlar bu anlamda ciddi bir özeleştiri yapmalılar. Ortak eleştiriyle birlikte hareket etmeliler. İnşallah bu dönemin biteceğini ümit ediyoruz.”

"DÜŞÜNCELERE KATILMASAM BİLE HUKUKA YAKIN OLDUĞUNU BİLEN BİRİ OLARAK BURADAYIM"

İzmir Barosu avukatlarından Yusuf Akın da Gültekin Avcı’yı ziyaret etti. Akın, “Bahsi edilen tutuklama amacına ulaşamamıştır çünkü Gültekin Bey'in morali, keyfi çok yerinde. Espriler yapabildik, fıkralar anlatabildik ve gülüyor. Çünkü başına gelenin komik olduğunu, komik bir tasarı olduğunu, komik bir düzenleme olduğunu kendisi de farkında. Mecelle'den itibaren çok önemli hukuki bir kural vardır. O kural da müddei ispatını ispatla mükelleftir. Eğer müddei iddia eden iddiasını ispat edemeyip kaçıp ve kaçmaya bağlı olarak da diğer şüphelinin kaçtığı konusunda bir tutanak tutuyorsa o zaman hukukun bütün sistematik yapısını tekrar gözden geçirmek gerekir.” ifadelerini kullandı.

Yapılanları eleştiren Akın, şöyle devam etti: “Üç gün emniyette tutuldu ve sonra sorguya sevk edildi. Hukuk devleti adına büyük bir ayıptır. Çünkü bildiğiniz gibi hukuk 3’lü bir sütun üstüne kurulur. Yasama, yürütme ve yargı. Yargı bağımsız olmak zorundadır. Yargı yoksa hiçbir şey yoktur. Yargıyı yerine getirecek kurumlar da asla medya, köşe yazarları ve gazeteciler değillerdir. Yargıyı yerine getirebilecek olanlar Anayasa gereği görevlendirilmiş olan bağımsız mahkemelerdir. Eğer bağımsız mahkemeler görevlerini yerine getiremeyip köşelerde, medya da ya da gizli hesaplarda birilerinin mahkumiyetine, birilerinin beraatına karar veriliyor ise tekrar Türkiye’deki hukuk sistemini gözden geçirmemiz gerekiyor. Düşüncelerinin çoğuna katılmasam bile dürüst düşüncelerinin, hukuka yakın düşüncelerinin 20 yıldır farkında olan bir insan olarak buradayım.”

Babasının yolunda bir hukukçu adayı olduğunu söyleyen oğlu İsmail Avcı, “Bu operasyonlar ve tutuklamaların amacı yıldırmak, boyun büktürmek ve bastırmak için. Biz temizliğimizi, haklılığımızı, dürüstlüğümüzü her zaman koruduğumuz için hiçbir zaman boynumuz eğilmedi. Babamın yaptığı işlerden hiçbir zaman utanmadık. Aksine hep gurur duyduk. O yüzden üzüntü yaşamadık ve demoralize olmadık.” diye konuştu.