Afyon Barosu’na kayıtlı Umut Kılıç hakkında verilen tutuklama kararına bölgedeki beş baro başkanı sert tepki gösterdi. Adana Barosu Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık, Gaziantep Baro Başkanı Bektaş Şarklı, Hatay Baro Başkanı Ekrem Dönmez, Mersin Baro Başkanı Alpay Antmen ve Osmaniye Baro Başkanı Dilem Aksoy, yaptıkları ortak açıklamada, "Sorun artık hukukun üstünlüğü, insan hakları ve adalet ilkelerinin bu ülkede devam etmesini isteyip istemediğimiz noktasına gelmiştir." denildi.

Adalet Bakanlığı'nda hakimlik mesleği için mülakata giren avukat Umut Kılıç’ın 'Cumhurbaşkanı'na ve kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret' suçlamasıyla Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği tarafından CMK’nın 100’üncü maddesindeki 'Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller' hükmüne dayanılarak tutuklandığı belirtilen açıklamada, "Aynı hükmün aynı fıkrasının devamı ‘İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez’ amir hükmü bilinçli olarak nazara alınmamıştır." ifadeleri kullanıldı.

Kişinin avukat olması bir yana sade vatandaş dahi olsa üzerine atılı suçun vasfı, kaçma şüphesi ve bu yönde somut olguların olmaması, delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme ihtimalinin bulunmaması nedenleri ile verilen tutuklama kararının hukuka aykırı olduğu vurgulanan açıklamada, şu hususlara dikkat çekildi: "(Bu karar) anayasa ile güvence altına alınan kişi hak ve özgürlüklerine ve ülkemizin taraf olduğu başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere uluslararası antlaşmalara uygun değildir. Kaldı ki; Umut Kılıç'ın üzerine atılı Cumhurbaşkanına hakaret suçu sübut bulsa dahi TCK’nın 299’uncu maddesi gereğince kendisi hakkında uygulanabilecek cezanın alt sınırı 1 yıldır. Kurul halinde görevli memura hakaret suçu da sübut bulsa dahi TCK, 125 gereğince kendisi hakkında uygulanabilecek cezanın yine alt sınırı 1 yıldır. Bu anlamda verilen tutuklama kararı tedbir değil cezalandırma amacına hizmet etmektedir. Defalarca kamuoyu ile paylaşıyoruz . Hukuk ve hukuk devletine vurgu yapıyoruz... Umarım ki bir gün güzel ülkemizde tam ve gerçek demokrasi hâkim olduğunda bize söyleyecek söz kalmayacak, diyoruz. Ama artık umutlarımız da tükenmektedir."

Evrensel hukuk normları, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AİHM kararlarına aykırı bu ve benzeri tutuklamalarla siyasetin yargıyı etkilemesine bir son verilmesi gerektiği uyarısı yapılan açıklamada, "Yapılan bu ve benzeri hak ihlalleri ülkemiz ve hukuk sistemimiz için zaten eksik olan hukuk devleti uygulamalarından daha çok uzaklaşmaya neden olmaktadır. Hep siyasetçileri eleştirdik. Ama bu kez siyasetten etkilenen yargı hakkında söz söylemek bizi son derece üzmüş ve umutlarımızı karartmıştır. Avukatlık Kanunu'nun 76. ve 95. maddelerinden doğan hukukun üstünlüğü ve insan haklarını korumak görevinin bilinci ile yurttaşlarımızı haklarına sahip çıkmaya çağırıyoruz." hatırlatması yapıldı.