Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Sekreteri Gürsel Tekin, Bank Asya'ya yapılan operasyonun hiç bir hukuki gerekçesinin olmadığını söyledi. Tekin, "Tamamen kin ve intikam duygusu ile yapılmış bir operasyondur. Türkiye ekonomisine yazık." dedi.

CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, Sultanbeyli'de CHP İlçe Teşkilatı yöneticiler ve muhtarlarla bir araya geldi. Muhtarların sorunlarını dinleyen Tekin, gündemle ilgili sorulara da cevap verdi. Polis baskını ile Bank Asya'nın yönetiminin değiştirilmesine değinen Tekin, "Burada hiç bir hukuki gerekçe yok. Tam bir kin ve nefretle hareket ediliyor. Eğer iddia ettikleri gibi mülkiyet yapılanmasında bir sorun varsa, ortaklık yapısında bir sorun varsa iktidar suç işlemiştir, iktidarın hesap vermesi gerekir. Bu ortaklık sorununu bugüne kadar fark edemedi de dokuza beş kala mı farketti? Hukuki bir gerekçe yok, tamamen kin ve intikam duygusu ile yapılmış bir operasyondur. Türkiye ekonomisine yazık." ifadelerini kullandı.

'İÇ GÜVENLİK DEĞİL, SIKIYÖNETİM YASASI'

İç güvenlik paketinden de söz eden Tekin, yasanın tam bir sıkıyönetim yasası olduğunu söyledi. Tekin, "Sayın Arınç iç güvenlik paketi ile ilgili Alman modeli dedi. Ben şimdi burdan Sayın Arınç'a sesleniyorum. Eğer getireceğiniz iç güvenlik bir Alman modeli ise hiç tereddütsüz biz buna oy vereceğiz. Ama sadece iç güvenik için değil, Almanların bütün yasalarını bir model alalım. Getirin CHP olarak biz de destek verelim bu işin içinden çıkalım. Onu yaparsak Sayın Davutoğlu'nun şeffaflık yasasına da ihtiyaç duyulmayacak. Sayın Davutoğlu kamuda şeffaflık diyor. Eğer siyasette kirlilik varsa kamuda şeffaflık olmaz. Önce siyasette bu kirliliği temizleyeceksiniz." şeklinde konuştu.

İmar çeteleri ile ilgili dosya hazırlayan bir bürokrattan da bahseden Tekin, "İstanbul'daki bu toprak dökümleri ve çeteleri ile mücadele ettiği için bir rapor hazırlıyor ve orada sözü geçen bakan çocuklarının, 2008 yılında İstanbul'da nasıl yolsuzluk yaptığını hazırlayıp bakanlığa veriyor. Hangi bakana veriyor? Orman Bakanı'na. Ben şimdi Orman Bakanı'na sesleniyorum; bu bürokratın hazırlamış olduğu 5 milyar dolar yolsuzluk var, bu rapora sen ne yaptın?Bürokratı sürgün etti. Sen kamuda şeffaflığı nasıl ararsın? Yukarı pis ise aşağıyı nasıl temiz tutarsın?" dedi.

"Gelin kapsamlı bir yolsuzluk yasası çıkarılım diyorum. Hiç bir kamu görevlisi siyasetçi bakasının hakkına el uzatamasın." diyen Tekin sözlerini şöyle sürdürdü: "Neden bu güvenlik yasasına ihtiyaç duyuluyor? Gerek içeride gerek dışarıda iktidar çok büyük suçlara bulaştı. Buna emin olabilirsiniz.
Meşhur bu böcek 2012 yılında tespit ediyorlar. 2014 yılında dava açıyorlar. 2 yıl içinde neden açmadınız? O böcek davasında yargılanan polisin dün bir ifadesi var. 'Eski başbakan bizleri Kaddafi'ye gönderdi' diyor. Bir başbakan dışişleri bakanı olduğu halde bir polis memurunu yada polis mamurunun yanındaki siyasetçileri niye gönderir Kaddafi'ye? Hangi diplomatik teamüller içinde gönderdiniz? Sayın Davutoğlu inşallah buna cevap verecek. Bunlar hangi sıfatla, sizin bilginiz dahilinde mi gitti? Giderken nasıl gittiler gelirken nasıl geldiler? Bütün bunlara baktığımızda, banka olayı dahil olmak üzere, yasa dışı imar olayı dahil olmak üzere bütün bunları kapatmanın yolu sıkıyönetim yasası çıkarmaktır. Bunun adı güvenlik yasası değildir, bunun adı sıkıyönetim yasasıdır. Elbete ki bunu Anayasa Mahkemsi'ne götüreceğiz. Umut ediyorum, iktidar bu hem ulusal düzeyde hem evrensel hukuka uygun olmayan maddeleri gözden geçirecektir. Yoksa biz bunu dünyaya anlatamayız. Almanların eğer bütün yasalarını uygulayacaksanız getirin biz de imzalayalım."

'DEVLETİN KURUMLARI SİZİ HIRSIZLIK YAPARKEN YAKALAMIŞ'

Yerel bir gazetecinin "'Paralel yapı var mı?" şeklindeki sorusuna da cevap veren Tekin, şunları söyledi: "Paralel yapı lafı ile ilgili arkadaşlarımız bir önerge verdi. Elbetteki devlette bir paralel yapı olmaz, eğer varsa da bu suç sizindir. Sultanbeyli ismi ne kadar gerçekse 17-25 Aralık o kadar gerçektir. Daha ötesi de vardı ancak o operasyonlar maalesef yapılamadı. 25'inden sonra imar çetelerinin dosyası açılacaktı ki o zaman siz görecektiniz. O zaman savcıya, polise müdahale edildiği için açılamadı. Bir iktidar biz 'kandırıldık, aldatıldık' dediği bir boyuta gelmişse Allah Türkiye'yi korusun. Yarın niye bir başkası sizi kandırmasın. 'Bizi dinlediler' diyor. Almanya 'biz Türkiyeyi dinliyoruz' dedi iktidar niye reaksiyon göstermedi. Niye biz Almanya'dan özür diletmiyoruz? Bunun bir sebebi var. Devletin içinde farklı bir yapılaşmayı kabul etmek mümkün değildir ama 17-25 Aralık olmasaydı siz bunları söyleyecek miydiniz? 17-25 Aralık bunların ailevi sorunları ile ilgili, siyasi yapılarına ilişkinse biz bunların karşınsında duralım. Ama sizi hırsızlık yaparken devletin kurumları yakalamış kardeşim. Buna rağmen AKP'de 58 milletvekilinin ciddi bir duruş sergilemesini kutluyorum."