CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, Koza İpek Holding ve bünyesindeki şirketlere kayyum atanması ile ilgili olarak "12 Eylül döneminde bile görmediğimiz olaylarla karşı karşıyayız. Hiçbir hukuk gerekçesi göstermeden 7 televizyonun kablosunu kestiler. Üç yıl önce baş tacı ettikleri neredeyse kimsenin dokunamayacağı dokunulmazlığı olan yayın kuruluşların ansızın bir terör örgütü muamelesi görmesi son derece düşündürücü.’’ dedi.

CHP Eskişehir il teşkilatının düzenlediği basın kahvaltısında gündemi değerlendiren Gürsel Tekin, Koza İpek Holding ve bünyesindeki şirketlere yapılan operasyonların hukuka uygun olmadığını ifade etti. Tekin, ‘’Yayınların kablosunu çekiyorlar ama bir kasımda AKP’nin kablosunun çekileceği de sizlere buradan söylüyorum. Eskişehir’de İpek Grubu'nun bir çiftliğini el koymuşlar bırak televizyonlarına el koymayı bırakın insanların mallarına el koymayı ineklerden ne istediniz ineklere de el koymuşlar. Bu ne kin bu ne öfkedir. Ahmet Davutoğlu bu mesele ile ilgili bir şey söyleyemeyeceksiniz bu ülkenin hukukçuları her gün televizyonlarda insanlara hukuk dersi veren anayasa profesörleri bir şey diyemeyecek mi ? Bunun adı eşkıyalık değil, eşkıyalık bile kendi içerisinde bile çok ciddi kuralları var. Eşkıya düşmanlarına namaz kılarken su içerken çoluğunu çocuğunun yayında dokunmaz. Maalesef böyle kritik bir süreçte seçime gidiyoruz. 1 Kasım'dan sonra gidecekleri için bu kaosu yaratıyorlar. Bu operasyonları yapıyorlar. Burası haram havuz değil burası çamur bizim paralarla kurulmuş kanallar. 12 Eylül döneminde bile görmediğimiz olaylarla karşı karşıyayız. Israrla bir ülkenin idarecileri provokasyon yaratmak için hukuksuzluk yaratmak için el birliği ile ciddi çaba sarf ediyorlar. 7 televizyonun kablosunu kestiler. Hiçbir hukuk gerekçesi göstermeden kablosunu kestiler. Kaldı ki bu televizyonlara baktığımızda bu yayın kuruluşlarına baktığımızda daha üç yıl önce baş tacı ettikleri neredeyse kimsenin dokunamayacağı dokunulmazlığı olan yayın kuruluşların ansızın bir terör örgütü muamelesi görmesi son derece düşündürücüdür.’’ dedi.

CHP Genel Sekreteri Tekin, sözlerine şöyle sürdürdü: ‘’Seçime çok az bir zaman kaldı 83 seçimlerinden itibaren seçimleri yaşayan bir arkadaşınız olarak. 12 Eylül dahil olmak üzere tüm dönemlere baktığımızda ilk kez olağanüstü bir dönem yaşıyoruz. Kritik sıkıntılı durumdayken ülkenin başbakanı yok, .akanları sesiz suskun ama Başbakan Ahmet Davutoğlu maalesef miting meydanlarında sanki ülkede bu olaylar yokmuş gibi davranıyor. Doğrusu merak ediyoruz bu ülkenin başbakanı nerede. Bütün dünyanın terör olarak tanımladığı IŞİD’i AKP bir türlü terör olarak tanıyamadı daha. Biz genel başkan yardımcımızla geçenlerde Diyarbakır’a gittik bırakın emniyet mensuplarını her hangi bir Diyarbakırlı ya da Diyarbakır’daki herhangi bir gazeteciye sorduğumuzda bölgedeki IŞİD hücrelerinin nerede olduğunu herkes biliyor. Ama bir iktidar bilmiyor. Dün İstanbul pazarında sordum Sayın Davutoğlu’na daha önce İzmir valisi olan Urla villarından dolayı tavır takındığı için Diyarbakır’a gönderilen valinin hangi gerekçelerle görevden alındığı konusunda Davutoğlu’ndan dün cevap alamadım bugün alamadım. Umarım bu cevapları alırız. Bu soruyu tekrar Eskişehir’de sormak istiyorum acaba 'sayın vali Diyarbakır’a gider gitmez özellikle IŞİD terör örgütüyle ilgili devletin jandarma milli istihbarata bölgede IŞİD kampları hücreleri var mı yok mu' yazısından dolayımı alındı kuşkuları halen aklımda soru işaretti olarak duruyor. Başbakanın bu konuda cevap bekliyorum.’’

CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, Bülent Arınç’ın daha önce bir televizyon kanalında yapmış olduğu konuşmaya da değinerek sözlerini şöyle tamamladı: "Bülent Arınç’ın geçen gün bir TV programından söylediği bir şey vardı. Arınç aynı zamanda milli güvenlik kurulu üyesidir. Daha 2 aya kadar o kurulun üyesi olan kişi şu cümleleri kullanıyor. FETÖ örgütü gibi bir örgüt yaratmak istiyorlar. Milli güvenlik kurulunda böyle bir şey yok diyor. Şimdi doğrusu bir yıldır Cumhurbaşkanı ısrarla bir terör örgütü dememiz için devletin milli güvenlik kurulundan geçmesi lazım şimdi milli güvenlik kurulunda böyle bir şey yoksa cumhurbaşkanı veya başbakan neye dayanarak terör örgütü uydurmuşlar onu anlayamadım. Acaba Erdoğan mı doğru söylüyor yoksa Bülent Arınç mı doğru söylüyor."