CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, 7 Haziran’da yapılacak genel seçimlerde sandık güvenliği için sivil toplum kuruluşlarıyla çalışacaklarını söyledi. Tekin, aday listelerinin hazırlanmasında Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun titizlik gösterdiğini belirterek, “Sayın Genel Başkanı çok yakinen tanıyan birisi olarak son on günde çektiği ızdırabı ben biliyorum. Önümüzdeki günlerde daha çok seçimler var her arkadaşımız layık olduğu yerde olacaktır.” diye konuştu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Sekreteri Gürsel Tekin, İstanbul İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Sezgin Tanrıkulu, Enis Berberoğlu, Erdoğan Toprak ve Tekin Bingöl katıldı.

Mart ayında planladıkları İstanbul mitingini, hava koşullarından dolayı yapamadıklarını kaydeden Tekin, bunu 11 Nisan günü Kartal Meydanı’nda yaparak seçim kampanyasına start vereceklerini ifade etti.

Toplantıda gazetecilerin sorularını cevaplayan Tekin, CHP’nin sandıklarda güvenlik önlemi almasıyla ilgili soruya, “Elbette siyasi partiler güvenliklerini alacaktır. Ama şunu bilmenizi istiyorum dünyanın hiçbir yerinde Amerika’sından Asya’sına Avrupa’sına kadar hiçbir demokratik ülkede sandık güvenliği siyasi partilere bırakılacak kadar basit bir şey değildir. Sandık güvenliği devlete aittir, yüksek seçim kuruluna aittir. Yüksek seçim kurulu bu hassasiyet içerisinde davranacağına inanıyoruz. Bir önceki seçimlerin sadece Türkiye’de değil bir maskaralıkla hatta birçok gazete ve dergilerde mizah konusu olduğunu da unutmayalım. Bunun bir tanesi de kedi hikayesidir.” şeklinde cevap verdi.

Yüksek Seçim Kurulu’nun tartışmalara izin vermemesi gerektiğini söyleyen Tekin, “Bunun en büyük sorumlusu devletin kurumlarıdır, İçişleri Bakanlığı’dır, Adalet Bakanlığı’dır. Cumhuriyet Halk Partisi, biz örgütümüzün dışında birçok profesyonel yapıyla, sivil toplum örgütleriyle sahip çıkmaya çalışacağız. Bunun dışında yapabileceğimiz çok başka bir şey yoktur." diye konuştu.

‘SINIRLARIMIZ KEVGİR GİBİ’

Tekin, Meydan gazetesinin manşetine taşıdığı, IŞİD militanlarının sahte pasaportla sınırı geçmesiyle ilgili soruya şöyle cevap verdi: “Özellikle sınırlarımız kevgir gibi olmuştur. Bunun için sahte pasaporta da gerek yok. Elini kolunu sallayıp insanların sınırı geçtiğini, en son gördüğümüz bütün İngiltere dünyayı ayağa kaldırmıştı. İngiltere’den gelen kadınlar gene ellerin kollarını sallayarak sınırdan geçtiklerine ne yazık ki hepimiz tanık olduk. Sınırda güvenlik yok, Antep gibi birçok illerde sağlık sorunlarının da nasıl çözüldüğü belgeleriyle ortada. Bunlar çok yeni işler değildir.”

‘KILIÇDAROĞLU’NUN SON 10 GÜNDE ÇEKTİĞİ IZDIRABI BEN BİLİYORUM’

Umut Oran ve Ali Özgündüz’ün liste dışında kalmasıyla ilgili soruyu da cevaplayan Tekin, “12 Eylül öncesi, Sadece Cumhuriyet Halk Partisi değil, tüm partiler ön seçime giriyordu. Kontenjan çok sınırlıydı, yüzde 5 yüzde 10 civarında. 12 Eylül’den sonra ne yazık ki siyasi partiler bunu kullanmadı. 2011 yılında Cumhuriyet Halk Partisi olarak işimiz iki tane kanun teklifi verdik. Bir tanesi siyasi partiler kanunu değişmesi, ikincisi yüzde on barajı. Sayısal çoğunluk AKP’de de olduğu için önerilerimiz bir işe yaramadı. Ama Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz kendi iç tüzüğümüzü düzenleyerek ön seçim için yüzde 85 yüzde 95 hatta yüzde 85 olarak değerlendiriliyor ama bizim hesaplarımıza göre yüzde 92'lik kesimi tamamen üyelerimiz belirlemiş oldu. Geri kalan yüzde 8 gibi çok sınırlı bir sayı da insanların belirlenmesi tabi ki çok kolay değildir. Şuna emin olmanızı istiyorum. Sayın genel başkanı çok yakinen tanıyan birisi olarak son on günde çektiği ızdırabı ben biliyorum.” şeklinde konuştu.

‘ÖNÜMÜZDE DAHA ÇOK SEÇİM VAR’

CHP’den aday adayı olup da listeye giremeyenleri işaret eden Tekin, “Elbette her arkadaşımız çok değerlidir. Siz sadece iki tane arkadaşımızı söylüyorsunuz ben size en az 100 arkadaşımızı sayarım. Ama tabi ki taktir edersiniz ki sayı çok sınırlı olduğu için arkadaşlarımız listeye giremedi ama şunu da herkesin bilmesi lazım. Bizim için aslolan Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Milletvekilliği bir görevdir. Biter gider ama Cumhuriyet Halk Partisi için mücadele edeceğiz ve arkadaşlarımızın demeçlerine bakıyorum hepsine çok teşekkür ediyorum. Gerçekten bu süreci kavrayan ve bu sürece katkısı olacak arkadaşlarımızdır. Önümüzdeki günlerde daha çok seçimler var her arkadaşımız layık olduğu yerde olacaktır.” dedi.

‘İSTANBUL BARO BAŞKANI’NI HANGİ GEREKÇEYLE SİZ HEDEF GÖSTERİYORSUNUZ’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal arasındaki tartışmayı değerlendiren Tekin, “Acıların üzerine siyaset yapmak bir insanlık suçu olmalı. Siyasetçiler, Sayın Cumhurbaşkanı şehit savcımızın babası kadar vakur olmalı. Özgecan’ın babası kadar duyarlı ve barışçıl olmalı. Bütün süreci, acıları da reye tabi etmek bir insanlık suçu olmalı diye düşünüyorum. İnşallah Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bunu bir kanun, yasa haline getireceğiz. Bir hukukçu, canhıraş bu sürecin sağlıklı yürüyebilmesi için önemli bir çaba sarf ediyor, ona sadece bir teşekkür edilir. Belli ki bir kirli tuzak kurulmuştur, bu kirli tuzağa insanları çağıracaksınız, onun üzerine de siyaset inşa etmeye çalışacaksınız. Bunu şiddetle reddediyoruz. Herkes sorumlu davranmalı. Muhammed Amca’nın, Özgecan’ın babasının demeçlerine baktığınızda bütün siyasetçilerin ders alması lazım. Hele böyle bir süreçte, bu kadar acıların yaşandığı bir süreçte, seçim sürecinde bunları reye tabil etmek için insanları hedef gösteren bir anlayış, insanların güvenliğini tehlikeye düşürebilecek bir anlayışı kabul etmek bile istemiyorum. Baro Başkanı’nı hangi gerekçeyle siz hedef gösteriyorsunuz? Sonra dönüyorsunuz sandığı tarif ediyorsunuz. Sizin sandık ve demokrasi anlayışınızın ne olduğunu biliyoruz. Daha bir ay önceki üniversitelerdeki rektör seçimleri. Hangi sandıktan bahsediyorsunuz?” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu’na seslenen Tekin, şöyle devam etti: “Sayın Davutoğlu’nu uyarmak istiyorum. Bu olay dahil olmak üzere son günlerde, bu olayın arka planı da önümüzdeki günlerde kamuoyuna yansıyacaktır. Hangi tuzakların olduğunu, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilini hangi tuzakların içine düşürebilecek bu oyunların ne olduğunu yakın tarihte hepimiz göreceğiz. Davutoğlu’na seslenmek istiyorum. İstihbarat örgütü sizin elinizde, emniyet, devletin kurumları elinizde. Benzer kirlilik ve tuzaklara izin vermeyin Sayın Davutoğlu. Cumhuriyet Halk Partisi ya da muhalefetle ilgili belli şer odakları hazırlamış olduğu tuzakları görmenizi istiyoruz. Bunların hepsinin farkındayız. Geçen hafta bir tuzağı bozduk. Ama bu çeteleri dağıtması gereken Davutoğlu’nun kendisidir.”