Bağımsız milletvekili Hakan Şükür, İstanbul 3. Bölge’den bağımsız milletvekilli adaylığı için başvuruda bulundu. Türkiye’nin ateş çemberinden geçtiğini, her alanda baskı uygulandığını ifade eden Şükür, yangına su taşıyan karınca olmak için mücadeleye gireceğini söyledi.

İstanbul Adalet Sarayı’na gelen Şükür, başvuru işlemlerini tamamladı. Adliye önünde basın açıklaması yapan Şükür, 3. bölgeden bağımsız adaylık başvurusunda bulunduğunu kaydetti. Halihazırda milletvekilliğinin devam ettiğini hatırlatan Şükür, bunun devamı için milletten tekrar onay almak için mücadeleye gireceğini belirtti.

Türkiye’nin ateş çemberinde çok zor günler yaşadığını dile getiren Şükür, “Kendi fikirlerim bunlar. Bu ateşe su taşıyan bir karınca olmak her ferdin görevi sadece bizim değil. Ben de milletvekili kimliğimle tekrar 2015 seçimlerinde milletvekili olmak için bir mücadele içine gireceğim.” dedi. Kendisinin 29. bağımsız aday olduğunu ifade eden Şükür, 29 sayının kendisi için önemli bir sayı olduğunu kaydetti. Şükür, tek duasının millete hizmetkar olmak olduğunu vurguladı.

Türkiye’de büyük bir baskı rejimi olduğunu belirten Şükür, “İçinde bulunduğum süre içerisinde de bunu kısmen bireysel olarak da yaşadım. Duygularınızı ifade edemediğiniz anlar oldu. Bu manada bağımsız olmanın herkesi kucaklıyor olmayı da beraber getirecek bir seçim olduğunu düşünüyorum.” diye konuştu.

Telekomünikasyon ve telefon operatörlerinin bile siyasallaştığını söyleyen Şükür, “Kurulan inanılmaz bir medya düzeni var. Devletin ceberrüt anlayışıyla insanların fikirlerini, bütün demokratik haklarını elinden alan bir anlayışa karşı mücadeleden kaçmamak adına bağımsız milletvekili oluyorum.” şeklinde konuştu.

Adliyede savcının şehit edilmesine de değinen Şükür, “Mehmet Selim Kiraz büyüğümüze kardeşimize nasıl derseniz deyin bu adliyede başına gelenleri biliyorsunuz. Tekrar Allah’tan rahmet diliyorum kendisine. Böylesine güvenli olduğu iddia edilen bir yerde bir ölüm oldu. Bir aile, çocuklar yetim kaldı. O açıdan ülkemizin böylesine sıkıntılı günler yaşadığı bir ortamda, az evvel girerken şu dikkatimi çekti, bu adliyeye çok geldim. Davalarım vardı, güvenlik önlemleri bir hayli artırılmış. Tabi bu duruma getirmek ülkeyi kimlerin işine yarıyor onu oturup düşünmek lazım.” ifadelerini kullandı.

Basına yönelik operasyonda adliye önünde demokratik tepkilerini gösteren vatandaşları da hatırlatan Şükür, “Burada çok farklı kalabalıklar da gördüm, bizzat içlerinde oldum. O insanlar burada demokratik tepkilerini çok kibarca, usule uygun bir şekilde, inançları doğrultusunda Kuran ve cevşen okuyarak yapmaya çalıştılar. Bunların bazılarına soruşturma açıldı. İşte böyle bir ülkeden bahsediyoruz. Böylesine demokratik tepkisini yapan insanların soruşturma geçirdiği ve onların bir daha buraya gelmemesi adına böyle bir ceberrüt anlayışla davranan bir anlayışın bugün bu adliyede bir şehit vererek çok farklı yere geldiğini görüyoruz.” dedi.

Vesayet altına alınmayan kurumun hemen hemen kalmadığını kaydeden Şükür, kalanların da büyük baskı gördüğünü vurguladı. Spor camiasında da aynı baskının bulunduğunu belirten Şükür, “Futbol da bu anlamda kendi içerisinde sessiz kalmamın sebebi belki buydu, siyasallaştığını görüyorsunuz. Yakın akraba, eş, dostlara bu vesayetin birer parçası olma görevi verilip istedikleri şekilde hareket ettirmek. Çünkü popilist bir alan çok büyük kalabalıklara hitap ediyorsunuz. Bu manada ülkemizin çok sevdiği bir alan olan futbolun da bu vesayetten kurtulması için mücadeleye gireceğimin de bilinmesini isterim.” şeklinde konuştu.

Hergün daha da özgürleşerek edep ve usul çerçevesinde insanların fikirlerini söyleyebilmesi gerektiğini ifade eden Şükür, “Burada ahlaki kurallar önemli. Her insan ahlaklıdır. Mühim olan denetleyen mekanizmaların, onları yöneten mekanizmaların da bu ahlaka sahip olması.” dedi.

Bir çok yolsuzluk soruşturmasının şimdilik kapatıldığını hatırlatan Şükür, bunların takipçisi olabilmenin de bir görev olması gerektiğini söyledi.

Teklif alıp almadığı sorulan Şükür, “Çok değerli siyasetçiler, çok önemli kişilerden teklif aldım. Ama ben bu süreci, benim kararıma saygı duyulması, bağımsız olarak devam etmek istiyorum. İnşallah milletimin de bu iradeyi bize verirse onların temsilcisi olmak isterim.” diye konuştu.