Osmanlı döneminde dış borçların ödenmesi amacıyla kurulan Düyun-u Umumiye İdaresi olarak kullanılan tarihi Kısacıkzade Konağı, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Türkoloji Araştırma Merkezi bünyesinde “Adana Halk Kültür Evi” olarak hizmet açıldı. Adana’nın kültür ve sanat hayatına ev sahipliği yapacak olan mekânda bin 500 folklorik eser bulunuyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nun dış borçlarını denetlemek ve alacaklarını tahsis etmek amacıyla itilaf devletlerinin kurduğu Düyun-u Umumiye İdaresi’nin faaliyet gösterdiği tarihi konak, Adana Ticaret Odası (ATO) tarafından restore edildikten sonra Çukurova Üniversitesi’ne devredilmişti.Kent kültürünün yaşatılmasının amaçlandığı konakla ilgili sorularımızı yanıtlayan Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Türk Halk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erman Artun, ÇÜ Türkoloji Araştırma Merkezi olarak 2005 yılından bu yana Adana ve Çukurova Bölgesi’nde çok büyük eksiklik olan Halk Kültürü Evini kurma çalışmalarını sürdürdüklerini hatırlattı.

Müze önerisini öncelikle öğrencileriyle paylaşıp görüşlerini aldıklarını ifade eden Artun, “Bu düşüncemizi öğrencilerimiz çok heyecan ve coşku içerisinde karşıladı. Hemen hayata geçebilmesi için de gönüllülük esasına dayalı olarak herkes evinden, köyünden, kentinden halk kültürü malzemelerini getirmeye başladı. 2005 yılında kampüsün içindeki kütüphane binasının en üst katında sergileyerek başladığımız ve daha sonra buraya sığmayınca depolara kaldırdığımız bu muhteşem malzemeleri şimdi bize tahsis edilen ‘Çukurova Üniversitesi Adana Halk Kültür Evi’nde (Düyun-u Umumiye Binası) sergilemekten büyük mutluluk duyuyoruz.” dedi.

'DÜYUN-U UMUMİYE BİNASI ANIT OLARAK KALMALI'
Düyun-u Umumiye binasının öneminin çok büyük olduğunu dile getiren Prof. Dr. Erman Artun, itilaf devletlerinin Osmanlı İmparatorluğu'nun dış borçlarını denetlemek ve alacaklarını tahsis etmek amacıyla kurduğu Düyun-u Umumiye binasının bir anıt olarak kalması gerektiğini söyledi. Artun, “İnsanlarımız devletine sahip çıkmazsa bir noktada Düyun-u Umumiyeler gelir düşüncesi, bu binanın anıt olarak kalması gerekliliğini gözler önüne seriyor. Onun içindir ki, bu binada halk kültürünün yaşatılması adına yaptığımız çalışmalar çok önemli ve çok anlamlı.” diye konuştu.

Müze içindeki eserler hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Erman Artun, halılar, kilimler, geleneksel kıyafetler, mutfak malzemeleri, heybeler, tarım aletleri gibi bin 500 folklorik malzeme bulunduğunu kaydetti.
Çukurova'nın, eski Türk kültürünün gelecek kuşaklara taşımasında obje bakımından zengin yörelerden olduğunu vurgulayan Artun, unutulmaya yüz tutan kültür değerlerini korumaya çalıştıklarını kaydetti. Ayrıca müzede sergilenen eşyaların her birinin Konargöçerler, Yörükler ve Türkmenlerin büyük emeklerinin olduğunu açıklayan Artun, eşyalar arasında fabrikasyon yada yapay hiçbir parça olmadığını bildirdi.

'YAŞAYAN BİR KÜLTÜR EVİ OLACAK'
Tarihi konağın, kültür ögelerinin yaşayan kuşaklara aktarılmasına aracılık edeceğine inandıklarını anlatan Artun, "Buranın yaşayan kültür evi olması gerektiğini düşündük. Müzenin yanı sıra binada 150-200 kişiye konferans verilecek salon var. Halk kültürünün yaşayan ögelerinin sergilenmesinin yanı sıra âşıklar atışmalarla eserlerini sunarken, bu konuda çalışan akademisyenler de konferanslar verecek. Etkinliklerimizi her hafta tekrarlamaya çalışacağız. Yani ÇÜ Adana Halk Kültür Evi yaşayan kültür merkezi olup, Adana kültürüne hizmet edecek.” şeklinde konuştu.

Çukurovalının bu muhteşem Halk Müzesine sahip çıkıp etkinliklere gelmesinin de önemine işaret eden Artun, “Evinizde unuttuğunuz, kullanmadığınız, atmak istediğiniz bu tarzda objeler varsa müzemize bağışlayabilir, kültürümüzün gelecek kuşaklara aktarılmasına katkıda bulunabilirisiniz.” ifadesini kullandı.