Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin araştırmasına göre, Türkiye’de halkın yüzde 67’si son 2 yılda yolsuzluğun arttığını, yüzde 54’ü de devam ederek artacağını düşünüyor. Araştırmaya katılan AK Parti seçmenlerinin yüzde 26’si son 2 yılda yolsuzluğun arttığını düşünürken, memura bahşişi de yüzde 71 oranında yolsuzluk olarak kabul ediyor.

Uluslararası Şeffaflık Derneği Başkanı Oya Özarslan, Türkiye genelinde 18 – 69 yaş arasında 2 bin kişiyle telefonla görüşerek yapılan, ‘Türkiye’de yolsuzluk neden, nasıl, nerede?’ konulu kamuoyu yolsuzluk araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Araştırmaya katılan vatandaşlara, yolsuzluğun en yaygın olduğu kurumlar, nedenler, yolsuzluk ve oy tercihleri, yolsuzlukla ilişkili kişisel deneyimler ve yolsuzlukla mücadelede en güvenilir kurumlar soruldu.

Kamuoyu araştırmasının detaylarını anlatan Dernek Başkanı Özarslan, "Aslında yolsuzluğun nerelerde görüldüğü, yolsuzlukla ilgili kişisel deneyimler, kişiler günlük hayatlarında rüşvet veriyorlar mı? Veriyorlarsa hangi kurumlara daha çok veriyorlar? İşte bu oy tercihleri ve tüketici tercihleri gibi alanlara nasıl yansıyor? Aslında Türkiye’deki toplumu daha iyi anlamaya yönelik sadece siyaset bilimcilerin değil sosyologların da üzerinde çalışması gerektiğini düşündüğümüz, seçimlere yaklaşırken de seçmen tercihinin seçimler konusunda nasıl belirleyici oluyor. Bunu göstermeyi hedeflediğimiz bir araştırma.” diye konuştu.

Araştırmada yer alan, ‘Son iki yıl içinde yolsuzluğun nasıl değiştiğini düşünüyorsunuz?’ sorusuna, aldıkları cevabı yorumlayan Özarslan, “Türkiye’de yaşayan yüzde 67’lik bir kısım, yolsuzluğun arttığını düşünüyor. Yolsuzlukla mücadelede bu çok önemli bir bulgu. Ama bunun kadar da önemli bir bulgu daha aslında kişilerin umudu yok. Araştırmaya katılanların yüzde 54’ü, yolsuzluğun devam edeceğini ve artacağını düşünüyor.” dedi.

‘TOPLUMDA AHLAKİ BİR ÇÜRÜME VAR’

17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının yapıldığı 2013’ten sonra 2 seçim geçtiğini ifade eden Özarslan, şöyle devam etti: “Yolsuzluk iddialarının seçime bir etkisi oluyor mu, olmuyor mu? Bunu ölçmek için bir soru sorduk. Araştırmaya katılanların yüzde 52’si etkisi olacağını söylüyor. Tabi bunun yanında şöyle bir şey de var. Oy verenlerin yüzde 48’i, bir nedenle, bu ekonomiye bağlı da olabilir, ideolojik nedenler, bir davaya inanmak da olabilir, oy verdiği parti üzerinde yolsuzluk iddialarının etkili olmayacağını söylüyor. Bu çok önemli. Çünkü bir ahlaki bozulma, bir çürüme dönemine girdiğimizin bir işareti bu. Hem bir mal alırken hem bir partiye oy verirken yurttaş nasıl davranıyor diye baktığınızda, en son tahlilde sizin cebinizi etkileyecek. Yolsuzluk iddialarına karışan bir şirket varsa bu sizi de kandırabilir. Aynı şekilde bu bir parti için de söz konusu. Herhalde birebir kendi cebini etkilemediği sürece bizim halkımızın yolsuzluğa bakışı, oy tercihlerinde etkili olmayacak. İdeolojik seçmen ise o ne olursa olsun, gözüyle de görse, görmezden gelip devam edecek diye düşünüyoruz.”

Türkiye’de yolsuzluk tanımı konusunda sıkıntılar olduğunu söyleyen Özarslan, “Hediyedir, bahşiştir gibi bir şekilde bu yolsuzluğu ya da rüşveti normalleştirmek gibi bir söylem söz konusu birçok kimsede. Ankete katılanların yüzde 84’nün bu ayrımı yaptığını görüyoruz. Bu umut verici doğrusu. Ama bir yandan da şöyle bir şey var. Ankete katılanlara şu soruldu, son 12 ayda herhangi bir devlet kurumuna rüşvet verdiniz mi diye soruldu ve yüzde 28’i verdiğini ifade etti. Hediye ve bahşiş yolsuzluksa kim verdi?” ifadelerini kullandı.

Her vatandaşın yolsuzlukla ilgili mücadelede etkili olma konusundaki verilerin önemine dikkat çeken Özarslan, “Araştırmaya katılan yüzde 71’i kişi olarak mücadeleye katkısı olabileceğini ve etkisi olabileceğini düşünmüş. Bu çok önemli. Yolsuzlukla mücadeleye ilişkin insanlarda bir istek olduğunu gösteriyor. Ama onla ilgili başka bir bulgu var yine. Yolsuzlukla karşılaşsanız şikayet eder misiniz? sorusuna verilen cevap ise insanların büyük bir kısmı bunun boş olduğunu düşünüyor. Şikayet etmem diyenlerin yüzde 60’ı bir faydası olmayacağını düşünüyor. Aslında biz o yargısal mekanizmaları işletemiyoruz. Yolsuzluğa karışanları cezalandıramıyoruz. Yani yolsuzluk suçları cezasız kalıyor. Vatandaş, yolsuzlukla mücadeleye her ne kadar katılmak istese de bireysel olarak bir şey yapamayacağını düşünüyor.” şeklinde konuştu.