Sekiz aylık halime avukat, 'doğacak olan kızıma dokunmayın' diyerek Mersin'in Tarsus ilçesinde psikoloji öğrencisi Özgecan Arslan'ın öldürülmesini kınadı. Antalya'nın Manavgat ilçesinde Antalya Barosu'na kayıtlı bayan avukatlar İlçe Adliye Sarayı önünde toplanarak Özgecan Arslan'ın öldürülmesine tepki gösterdi.
Bayan avukatların eylemine 8 aylık hamile olduğunu ve 40 gün sonra kızının dünyaya geleceğini söyleyen avukat Eda Ercan, 'çocuğuma dokunmayın' diyerek eyleme damgasını vurdu. Ercan, "Gerçekten çok üzgünüm. Bu tür olayların son bulmasını istiyoruz. Bunlar kadın olarak insan olarak hiç bir şeye yakışmayan hareketler. Çocuğumuza dokunulmasın istiyoruz. Çocuğuma bebeğime dokunmayın. Çocuklarımızın kimseden korkmadan huzur içinde büyüsün. " diye konuştu.
Antalya Barosu Manavgat Kadın Hakları Komisyonu bayan avukatlar, Özgecan Arsla'ın vahşice öldürülmesine alkışlarla tepki gösterdi. Manavgat Adiye Sarayı önünde toplanan avukatlar adına Antalya Barosu Manavgat Kadın Hakları Komisyonu üyesi avukat Umut Çiftçi basın açıklaması yaptı.
Kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin sebep ve sonuçları yıllardır defalarca dile getirdiklerini belirten Çiftçi, ancak bu konuda bir arpa boyu yol alamadıklarını söyledi.
Kadın bedeni üzerinden üretilen şiddeti körükleyen söylemlerin dozunun artarak devam ettiğini belirten Çiftçi, soruna çözüm üretmek için yakın zamanda kurulan TBMM Kadına Yönelik Şiddeti Araştırma Komisyonu'nda dahi mahalle namusundan, evlenme ehliyetinden, nikah kıyılacak mekandan, kadınların zaten var olmakla sahip olduğu hakların verilmesinin üzüntü verici olduğunu kaydetti.
Aile içinde kadın ve erkeğe biçilmiş rollerle ve kadını birey olarak görmeyen anlayışla yetişen çocukların, hayatı boyunca şiddet uygulamaya meyilli olduğunun altını çizen Çiftçi, "Bu kısır döngüyü durdurmak için şiddetle mücadelede kararlı bir devlet politikasına ihtiyaç vardır. Kadın cinayetlerindeki ve kadına yönelik şiddetteki korkunç artış;bir kişinin annesinin diz kapağından dahi tahrik olabileceğini utanmadan söyleyen;hamilelerin sokağa çıkmasının edepsizlik olduğu ileri süren;6 yaşındaki kız çocuğuyla evlenmek mümkündür diyen zihniyettir. Kadın üzerinden yürütülen cinsiyetçi politikaların sonucudur. Bu olaylar azımsanamaz, küçümsenemez, münferit kabul edilemez." diye konuştu.
Evde, sokakta, işyerinde yaşanan, kadına yönelik şiddetin sorumluların yargılanması ve caydırıcı yasal tedbirler alınması gerektiğini belirten Çiftçi, öldürülen yada şiddete uğrayan kadınların;giydikleri elbiselerin rengi, makyaj yapmaları, evlerine gittikleri saat, cep telefonuyla sıkça konuşması gibi nedenlere dayandıran haksız tahrik indirimi uygulamaların terk edilerek;toplumun savunmasız bırakılan kesimi olan, kadın ve çocukların, yaşam hakkına, vücut bütünlüğüne ve cinsel dokunulmazlıklarına yönelik suçlarda, ceza indirimleri uygulamasının önüne geçilmesi aciliyet arz ettiğini kaydetti. Çiftçi, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:"Üyesi bulunduğumuz Türkiye Barolar Birliği Kadın Hakları Komisyonu bünyesinde, yargılama sürecinde davaya müdahil olup, sanıkların en ağır şekilde cezalandırılması için elimizden geleni yapacağız. Başka Özgecanlar güvende yaşasın ve canından olmasın diye, Kadının İnsan Hakları mücadelemiz kadın cinayetleri ve şiddet son bulana kadar devam edecektir. Biz susmayacağız söz veriyoruz."
Bayan avukatlar konuşma yaparken otelde çalışan Emine K. isimli bayan, üç çocuğu olduğunu, çocuklarının boşanan eşi tarafından elinden alınmak istediğini, kendisine Antalya Barosu Kadın Hakları Komisyonu üyesi avukatlar tarafından yardım edilmesi isteği bulundu.