Seçim çalışmaları kapsamında Sultanbeyli’de programa katılan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Hamzaçebi, hukuk güvenliğinin olmadığı ülkeye hiç kimsenin yatırım yapmayacağını söyledi. Hamzaçebi, “Yatırımcı, iş adamı kendisini güvende hissetmiyorsa yatırım yapmaz. CHP iktidarında en az yüzde 6 büyüyen bir Türkiye yaratmalıyız. Bunu da CHP iktidarında biz gerçekleştireceğiz" dedi.

Sultanbeyli Genç İşadamları Derneği (SUGİAD) üyeleri ile kahvaltıda bir araya gelen Akif Hamcaçebi, 7 Haziran seçimlerine çok iyi hazırlandıklarını belirtti. İş adamlarına CHP’nin ekonomik programı ile ilgili bilgi verdi. Yeni bir ekonomik programla yola çıktıklarını vurgulayan Hamzaçebi, seçim stratejilerinin birinci ayağında hukukun ve demokrasinin olduğunu, hukuk güvenliğinin olmadığı bir ülkede yatırımcının ve işadamının olamayacağını söyledi.

Hukuk ve demokrasi ile birlikte en az yüzde 6 büyüyen bir ekonomi iklimi oluşturacaklarını kaydeden Hamzaçebi şöyle devam etti; “Bunun ön şartları güven ve istikrardır. Biz asgari yüzde 6 büyüyen bir Türkiye vaat ediyoruz. Yüzde 3,3 büyüme ile istihdam ve istikrarı sağlayamayız. Yaşanacak, mutlu ve huzurlu bir ülke istiyorsak en az yüzde 6 büyüyen bir Türkiye yaratmalıyız. Bunu da CHP iktidarında biz gerçekleştireceğiz.”

Türkiye'de siyaset yoluyla zenginleşenlerin yanı sıra 3 milyon ailenin de yoksulluğun pençesinde yaşam mücadelesi verdiğini savunan Hamzaçebi, 3 milyon aileye en az 720 liralık bir gelir vadettiklerini ve ailenin durumuna göre bu desteğin daha da artacağını vurguladı. Hamzaçebi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Elbette istikrar sürsün ama Türkiye'de bunu devam ettirecek büyüme yok. Dünyada kriz var diye Türkiye'nin büyümesi bu yöndeymiş. Bu açıklamayı doğru bulmuyoruz.2008 yılından bu yana normalde Türkiye ile kıyaslanamayacak olan Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin bile büyüme oranı Türkiye'nin büyüme oranının üstündedir. Türkiye'nin büyüme oranı yüzde 3,3, Irak, İsrail, Mısır, Cezayir ve Fas'ın büyüme oranı 3,8'dir. Bu ülkelerde darbe, savaş ve her türlü istikrarsızlık var ama buna rağmen büyüme oranı Türkiye'nin üzerindedir. Demek ki Türkiye'nin büyüme politikasında yanlışlık var."

Cari açığın düşmesine rağmen dolar kurunun yükseldiğine dikkat çeken Hamzaçebi, diğer ülkelerde dolar değer kaybederken Türkiye'de değer kazandığını söyledi.

Hamzaçebi, CHP’nin seçim bildirgesinde açıkladığı vaatlerin hükümet yetkililerinin açıkladığı gibi 149 milyar lira olmadığını belirterek, şunları söyledi; “Hemen söyleyeyim, uzman kadrolarımız hepsini kuruşu kuruşuna hesapladı. Biz hesapsız kitapsız iş yapmayız. Onların dediği gibi bizim vaatlerimizin toplam maliyeti 149 milyar değil, toplam 57 milyar liradır. Kredi kartı borcu faizini silmenin, kamudaki taşeronu bitirmenin, 800 bin kişiye iş garantili eğitim vermenin bütçeye hiçbir maliyeti yoktur. Biz bir yola çıktık ve hedefimizi de halkın iktidarı olarak belirledik. Bunun için tüm gücümüzle ve kadrolarımızla geceli gündüzlü çalışıyoruz. Çalışmaya da devam edeceğiz. Biz sizinle, sizin gücünüzle yola çıktık. Bu yolda sizinle yürümeye devam edeceğiz.''

CHP olarak Sultanbeyli'ye ayrı bir önem verdiklerini ifade eden Hamzaçebi, Sultanbeyli'nin sorunlarının çözülmesi halinde bütün Türkiye'nin sorunlarının çözülebileceği bir durumu ifade ettiğini belirterek şunları söyledi; “2011 seçimlerine girerken Sultanbeyli'deki mülkiyet sorunlarını dikkate alarak Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu Cumhuriyet Halk Partisi'nin 2B Barış Projesi'ni Sultanbeyli'de bir basın toplantısı ile açıkladı. 2B Sultanbeyli'deki mülkiyet sorunlarının küçük bir bölümünü oluşturmaktadır. 2011 seçimlerinden sonra seçimlerde açıkladığımız projeyi bir kanun teklifine dönüştürerek TBMM başkanına verdik, ve hükümetin daha sonra bizim attığımız adımları takip etmesi sonucunda TBMM'den bir 2B yasası çıktı. Ancak orman köylülerinin 2B arazileri ile ilgili sorun hala ortada durmaktadır, bedel yüksekliğinden kaynaklanan sorunlar ortada durmaktadır. Bir ülkede mülkiyet sorunu halen çözülmemiş ise ortada büyük sorun vardır. Türkiye'deki davaların, yargıdaki davaların çok önemli bir kısmı ya kadastro davasıdır, ya mülkiyet davasıdır. Bu sorunlar çözüldüğünde yargının yükü de hafifleyecektir. Biz Türkiye'deki mülkiyet sorununu, tapu sorununu çözmek üzere yola çıktık.”