HDP Bitlis milletvekili adayları, Siirt’in Şirvan ilçesinde köy korucuları olduğu belirtilen kişilerin, Hizan İlçe Başkanı Abdülkerim Gültekin'i ağır yaralaması olayıyla ilgili açıklama yaptı. Milletvekili adayları, olayın kurgulanmış bir provokasyon olduğunu iddia etti.

Bitlis Belediyesi Kültür Merkezi'nde basın toplantısı düzenleyen HDP Bitlis milletvekili adayları M. Celadet Gaydalı, Mizgin Irgat ve Zeynel Omay, saldırının komplo olduğuna dikkat çekerek, olayın mağduru olan tarafın kendileri olması ve bir arkadaşlarının ağır şekilde yaralanması olayıyla ilgili halen bir soruşturma başlatılmadığını öne sürdü.

Olay anında orda olduğunu belirten HDP 2. sıra milletvekili adayı Gaydalı, saldırıyı gerçekleştiren korucuların olayı çarpıtarak kendilerini mağdur göstermeye çalıştıklarını iddia etti.
Olayın tamamen önceden kurgulanmış bir kumpas olduğunu öne süren M. Celadet Gaydalı, HDP Siirt milletvekili adayı İsmail Aydın ve bir grup partili ile birlikte sınır köyleri ile Cevizlik köyüne yaptıkları ziyaretlerin ardından yol üzerinde bulunan Oya köyünde cami inşaatında çalışanlara selam vermek üzere durduklarını belirtti. Köylülerle selamlaştıkları sırada yanlarına başka birinin gelip ağır hakaretler ederek 'Sizin sözünüz burada geçmez' dediğini iddia eden Gaydalı, sakinleştirmeye çalıştıkları söz konusu kişinin 'Defolun gidin buradan' diyerek elinde aldığı kürekle üzerlerine yürüdüğünü öne sürdü.

O sırada HDP Hizan İlçe Eşbaşkanı Abdülkerim Gültekin'in kafasına kürekle vurulması üzerine yere düştüğünü ve bir kişinin ise kalaşnikof marka silahını çıkararak kendilerine doğrulttuğunu ileri süren M. Celadet Gaydalı, olayın daha fazla büyümemesi için köyden ayrıldıklarını ve yaralı arkadaşlarını hastaneye kaldırdıklarını belirtti. Gaydalı, şöyle konuştu: “Olay sonrasında hemen jandarmayı arayarak durumu bildirdik. Ancak görüştüğümüz Cevizli Karakolu'ndan bir astsubay bizimle dalga geçer gibi 'Korkmayın ben koruculara talimat verdim. Sorun yok, istediğiniz yere geçebilirsiniz' dedi. Ben de 'Biz korkmuyoruz. Size suç duyurusunda bulunmak için aradım' dedim. O da 'Yaralı arkadaşınız suç duyurusunda bulunsun' dedi. Karakol ile korucular ortak bir provokasyon içinde oldukları çok açık. Bizi bu tuzağın içine çekmeye çalıştılar. Şimdi de basına verdikleri demeçlerde kendilerini mağdur yerine koymuşlar. Bu planlı yapılan bir şeydir. Jandarmaya haber verdiğimizde gelip ifademizi bile almadılar. Bunların bahsettiği her şey yalan. Hiç kimsenin bayrağına karışmayız. Bizim bayraklar ile bir sorunumuz yok. Saygımız sonsuz. Ama din ve bayrak üzerinden bir komplo yürütüyorlar. Biz bunlar hakkında suç duyurusunda bulunacağız."

'OLAY SÜRECİ TAM BİR HUKUK SKANDALI'

HDP 1. sıra milletvekili adayı Avukat Mizgin Irgat ise olaydan sonra konuyla ilgili herhangi bir soruşturma başlatılmadığı gibi olayda öldürme kastı olmasına karşın kimsenin gözaltına bile alınmadığını belirtti.

Olayın tam bir hukuk skandalı olduğunu kaydeden Irgat, “Şu anda yaşanan olay öncelikle bir hukuk skandalıdır. Maalesef ki Ağrı’dan başlayıp buraya kadar uzanan bir dizi provokasyonun devamı niteliğindedir. Bu olay da önceden kurgulanıp tezgahlanmıştır. Olayda yaralanan ilçe başkanımız şu anda yaşam mücadelesi veriyor. Olayda en ilginç olanı ise şu anda bu suçu işleyen failler gözaltında değil, tutuklu değildir. Burada büyük bir suç işlenmiştir. Olayda hayata kastedilmiştir. Ama gelin görün ki bunun failleri şuanda yargı önünde değil, tutuklu bile değil, hatta gözaltına alınmamış buda biryana ifadesi dahi alınmamıştır. Ayrıca olayda kullanılan suç deliline el konulmadı, olay yerinde savcılık incelemesi yapılmadı bu nedenle de deliller karartıldı. Şu anda hukuki hiçbir zeminde bir çalışma yürümemektedir. Yasalara aykırı ve yasalar ihlal edilerek olayın hukuki süreci işlememektedir. Oysaki şu anda bu olayın failleri kesinlikle gözaltında ve tutuklu olmalıydı. Çünkü bu suç ağır cezalık bir suç, hayata kastedilmiştir. Bu anlamıyla da bizler hukukçu olarak burada sesleniyoruz. Olayın failleri derhal yakalansın ve adalet önüne çıkarılsın.” diye konuştu.

HDP 3. sıra milletvekili adayı Avukat Zeynel Omay da olayın takipçisi olacaklarını belirterek, olayın planlı bir provokasyon olduğunu iddia etti. Öldürmeye teşebbüs taşıyan ağır bir eylem olması nedeniyle şikayete tabi olmadan kolluk kuvvetlerinin adli görevini yerine getirmesi gerektiğini kaydeden Omay, tüm bunlar göz önüne alındığında olayın planlı bir provokasyon olduğunun açıkça ortaya çıktığını ileri sürdü.