Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ayhan Bilgen, “Ankara’da hamasetle siyaset yapanlar aslında tam da Dağlıca’nın, Iğdır’ın ve diğer bütün hayatını kaybedenlerin sorumlularıdır. Siyasete düşen görev savaşı durdurmaktır.” dedi.

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, MYK toplantısı sonrası HDP Genel Merkezi’nde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Dağlıca ve Iğdır saldırılarını değerlendiren Bilgen, “Biz pozisyonumuzu hiçbir asker, polis ölmesin diye siyasi riski de göze alarak her türlü sorumluluğu üstlenerek, taşın altına sadece elimizi değil, başımızı da koyarak zaten barış konusundaki kararlılığımızı devam ettiriyoruz. Savaş dediğiniz şey canınız istediği zaman çıkartacağınız, durduracağınız ve kimden kaç kişinin öleceğine karar vereceğiniz bir iş değildir. Ankara’da hamasetle siyaset yapanlar aslında tam da Dağlıca’nın, Iğdır’ın ve diğer bütün hayatını kaybedenlerin sorumlularıdır. Siyasete düşen görev savaşı durdurmaktır. Savaşı durduracak bir siyaset dilini, kararını almaktır. Saray için, 400 vekil için hiç kimsenin feda edilmemesi konusunda da sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

“SARAY DARBESİNDEN SOMUT BİR ASKERİ DARBEYE GÖTÜRECEK KOŞULLAR TEKRAR HAZIRLANIYOR”

HDP Sözcüsü Bilgen, şunları ifade etti: "Beypazarı'nda mevsimlik işçilerin kaldığı çadırların yakılması yoluyla mı 400 vekil çıkaracaksınız? Ya da daha fazla polisi, askeri Dağlıca'da, Iğdır'da olduğu gibi kurban vererek mi başkan seçtireceksiniz? Bunu da kamuoyuna açıklamanız gerekiyor. Barışın toplumsallaşmasının ne kadar zorunlu olduğunun bir kez daha altını çiziyoruz. Barış toplumsallaşmazsa sokak lince teslim olur. Bir takım tetikçilerin parti binalarını güvenlik güçlerinin gözü önünde müdahale edilmemesi, sivil masum insanların cezalandırılmasıyla karşı karşıya kalırız. Savaştan medet umanlar sarayı için, saltanatı için 400 vekilliği garanti altına almak için bu savaşı körükleyenlere söyleyecek başka bir söz bulamıyorum. Bir Saray darbesinden somut bir askeri darbeye götürecek koşullar tekrar hazırlanıyor.” ifadelerini kullandı.

“BİR MECLİS KAÇ POLİS, KAÇ ASKER DAHA ÖLÜRSE TOPLANIR MERAK EDİYORUZ”

Kurtuluş Savaşı’nda bile meclisin toplandığını kaydeden Ayhan Bilgen, “Bir meclis kaç kişi ölürse toplanır, kaç polis, asker daha ölürse, kaç şehirde daha olağanüstü hal fiilen uygulanırsa, kaç parti binamız basılırsa toplanır merak ediyoruz. Meclis bunun için var. Bir iç savaşa sürüklenmemek için var meclis. Ama ne yazık ki, birileri meclisi bilinçli olarak tatilde tutmayı tercih ediyorlar. Milletvekilleri maaşlarını alsın ama bu işlere karışmasın diyorlar.” şeklinde konuştu.

Seçim güvenliği ile ilgili hakkında konuşan Bilgen, sözlerini şöyle tamamladı: “Biz bütün partilerden önce kamera konusunda girişimde bulunduk. Bizim oylarımızla ilgili şaibe yayanlar sonra arkasından ‘her yere kamera koyamayız’ diye açıklama yaptılar. İnsanlar şehirleri, köyleri terk etmeye başladılar. Hedeflenen eğer insansızlaşma stratejisiyse, böylece HDP’nin oyunun düşürülerek baraj altında bırakılacağını, HDP'nin oyunu düşürerek kendi temsiliyet güçlerini artırma hesabıysa bu hesap ters tepecek.“