İzmir’de, terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek suçlamasıyla dava açılan iki muhabir, ilk duruşmada beraat etti. Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Atilla Sertel, “Gazeteciye, 'Neden haber yazdın, niçin gazeteni korudun?' diye dava açılan bir Türkiye haline geldik.” dedi.

Karşıyaka Necip Demir Ticaret Meslek Lisesi’nde, 24 Şubat 2012'de yaşanan olayda öğretmen S.Ö., Birgün gazetesini okuyan diğer öğretmenlere iddiaya göre müdahale ederek, 'Terör örgütünün gazetesini okulumda görmek istemiyorum.' dediği için tartışma çıkmış ve hakaret suçlamasıyla dava açılmıştı. Hakaret davası sürerken iki öğretmen arasında geçen olayı haberleştiren Evrensel gazetesi muhabiri Emine Uyar ve Birgün gazetesi muhabiri Gülsen Candemir’e öğretmen S.Ö., haber yaptıkları için suç duyurusunda bulundu. Karşıyaka Cumhuriyet Savcılığı, olayın gazetelerde sadece haberleştirildiği gerekçesiyle kovuşturmaya gerek olmadığı kararı vermesine karşılık S.Ö., İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, savcılığın kararına itiraz etti. Mahkeme şikayeti kabul etmezken Yargıtay'ın kararı bozması ile Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde, Uyar ve Candemir hakkında, terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek suçlamasıyla dava açıldı.

Sanıklar Emine Uyar ve Gülsen Candemir, bugün hakim karşısına çıktı. Karşıyaka Adliyesi'nde görülen ilk davaya TGF Genel Başkanı Sertel ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İzmir Şubesi Başkanı Halil Hüner de katıldı. Davada öğretmen S.Ö. şikayetinden vazgeçerken iki muhabir hakkında beraat kararı çıktı. Adliye çıkışında açıklama yapan Sertel, “Aslında burada söylenmesi gereken tek şey, mahkemeleri boşu boşuna işgal ediyorlar. Boşu boşuna hakimlerimizi yoruyorlar, boşu boşuna gazetecilerin üstüne dava üstüne dava açıyorlar. Bütün bunlar boşu boşuna yapılan işler. Bu dava, dava değil. Bu suçlama, suçlama değil. Aslında bu trajikomik bir durum, yani bu konuda söylenecek söz bitti.” dedi.

'GAZETECİYİ TERÖRLE İLİŞTİRİP YAN YANA GETİRMEK İSTİYORLAR'

Mahkemelerin boşuna meşgul edildiğini söyleyen Sertel, şöyle devam etti:
“Hakimleri boşuna meşgul etmesinler, hakimlerin yapacağı çok önemli görevleri var. Karşıyaka Adliyesi'nden çok önemli bir karar çıktı. Aslında burada gazeteciyi terörle iliştirip yan yana getirmek istiyorlar. Yaptığı haberden dolayı teröre ilişkin suçlamayı getirip söylemek istiyorlar. Böyle adaletsizlik, böyle haksızlık olamaz. Böyle hukuksuzluk olamaz. Gazeteciler yazmalı, çizmeli, doğruyu söylemeli, basın ve ifade özgürlüğü olmalı ki halk haber alsın. Başka türlü nasıl olacak? Türkiye tek sesten yöneltilemez. Bunu avukatlar söyledi. Türkiye 154. sıraya düştüyse bu tip davalar nedeniyledir. Arkadaşlarımız yargılanmaktan korkmazlar. Aslanlar gibi mücadele ederler. Gazetecilerin görevi budur, doğruyu yazmakla mükelleftir. Muhalefet yapanları, doğruyu yazanları, davalarla sindirmeye çalışacaksınız, yalakaları şakşakçıları, milyon eurolarla beslediğinizi de televizyonlarda ekran kuşu yapacaksınız, köşeler vereceksiniz. Bu büyük bir haksızlık. Bu haksızlığa Türkiye’de yaşayan gazeteciler mutlaka dur diyecektir.”

'GAZETECİLERİ TERÖRLE MÜCADELE KAPSAMINA SOKMALARI YANLIŞLIKTIR'

TGS Şube Başkanı Hüner de, “Gazeteci hiçbir zaman terörist olmaz. Gazetecinin elinde tek silahı vardır, o da kalemdir. Arkadaşlarımız gazetelerini savundukları için Terörle Mücadele Kanunu'nun uygulanmasının burada beraatla sonuçlanması bizleri mutlu etmiştir. Gazetecileri Terörle Mücadele Kanunu kapsamına sokmaları yanlışlıktır. Bugün mahkeme doğru bir karar vermiştir.” dedi.

İlk davada beraat eden Gülsen Candemir, “Gazetemizi çöpe atan öğretmen arkadaşımız gazetemizi takip etseydi, onun hem öğretmen olarak hem anne olarak en çok problemlerini yazan gazeteydi. Keşke gazetemizi daha iyi okuyabilseydi, bizim gazetemize en az bizim kadar sahip çıkabilirdi.” şeklinde konuştu.

Davanın gereksiz olduğunu savunan Emine Uyar da, “Bu dava, bugün gazeteciler üzerindeki baskının da bir göstergesi. İddianamede elle tutulacak bir şey yok ama dava açılıyor, tekrar Yargıtay’dan geri dönüyor. Bu, hukukun da şu an içinde bulunduğu durumu gösteriyor. Yeterli incelemeler yapılmadan kararlar bozuluyor. Bu hem gazeteciler üzerindeki baskıyı hem de ülkedeki hukuksuzluğu göstermesi açısından örnek davaydı ama buradaki hakim, ilk duruşmada beraat kararı vererek olması gereken kararı vermiş oldu.” diye konuştu.

Öte yandan geçen günlerde de gazeteci Sedef Kabaş hakkında, terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek suçlamasıyla 5 yıl hapis cezası talebiyle dava açılmıştı.