BBP lideri Yazıcıoğlu'nun ölüm sebebiyle ilgili şüpheleri araştırmak amacıyla TBMM'de kurulan araştırma komisyonuna gelen '112 ses kayıtları' Acil Servis görevlilerinin, bir yandan kendilerini arayan gazeteci İsmail Güneş ile irtibatın kesilmemesi için uğraşırken, diğer yandan da polis ve jandarma ekiplerinin yer tespitini yapabilmeleri için sürekli aradıkları anlaşıldı. 112 görevlilerinin, 2 dakikada bir aradıkları 155 Polis İmdat ve 156 Jandarma İmdat'a, "yeri tespit ettiniz mi" diye sorarken, diğer yandan da, yerleri bulunabilmesi için kendilerini arayan gazeteci İsmail Güneş'in telefonunu özellikle açık tutturmuşlar. İlk başta 155'teki memurları olayın gerçekliği konusunda ikna etmekte zorlanan 112 görevlileri, ardından gün boyu bıkmadan ve ara vermeden tam 21 arama yaparak, "Helikopterin yerini tespit edebildiyseniz hemen söyleyin. Ekiplerimiz hazır." şeklinde uyarılarda bulunuyor. 112'de görevli nöbetçi doktorun, 155 Polis İmdat ve 156 Jandarma'nın Acil Servis'le yaptığı telefon görüşmelerinden bazı bölümler şöyle: - Alo iyi çalışmalar. 112 komuta merkezinden arıyorum. Çağlayancerit'te miting vardı Muhsin Yazıcıoğlu için. Helikopterin düştüğü şekilde bir ihbar aldık biz. - Altı yaralı var verdikleri bilgiye göre; ama yeri bildiremiyorlar. Yerköy civarı diyorlar. Şahıslardan bir tanesi. Var mı sizin bilgilerinizde Yerköy? - Yozgat tarafına kadar gitmiş olmamaları lazım; çünkü o kadar zaman geçmedi. - Telefon numarası mı, verelim. Çekmeyebilir; ama şahıslara biz ulaşamadık. Numarasız aradılar bizi. 0 506 504 39 01 şimdi biz birkaç defa görüştük. Olay gerçek, ama şahıslar bulundukları yerleri bilmiyorlar. - Evet düştüğü gerçek birkaç ayrı kişi aradı. - Yerini bilmiyoruz diyorlar Yerköy diye bir şey çıktı ağızlarından sadece. Yanlış anlattılarsa bilmiyorum. Yozgat olamaz; çünkü yeni hareketlenmiş olmaları lazım; çünkü bizim ekibimiz görev alanındaydı. Ekibimiz istasyona döndü biz bu ihbarı aldık. Yani çok ilerlemiş olamazlar. "TELEFONUN ŞARJI BİTMEK ÜZERE" 112 görevlileri ile 155 görevlileri arasındaki bir görüşmede görüşmede de şu diyaloglar yaşanıyor: - Şu anda tespit edin arıyor tekrar bizi. Görüşmeye devam ediyoruz telefonu kapatmıyoruz, yerin tespit edilmesi için. Telefonunun şarjı bitmek üzereymiş, lütfen acele edin. Tespit edebildiniz mi? Sürekli Yozgat Yerköy diye yeri anlatmaya çalışıyor. - Tespit edebiliyor musunuz beyefendi? Kapattırmıyoruz özellikle telefonu, yeri tespit edin diye. Ne sormamızı istiyorsunuz başka ne soralım? 14.30'da havalanmış. Helikopterin içinden arıyorlar halen içindelermiş. Erhan Bey diye birinin ismini hatırladı şimdi. Bulabildiniz mi yerini? Diğerleri yaşamıyor diyormuş. Muhsin Bey'le aynı helikopterdeler. Bir tek kendisi canlıymış. - Alooo... Şarjı bitmek üzereymiş çabuk olun! - Bulabildiniz mi? - Yalnız telefonla arayan kişinin şarjı bitmek üzere. (112 görevlisinin görüştüğü 155'teki memurlar, gazeteci İsmail Güneş'in telefon numarasını 3 görüşmede de tekrar tekrar alıyorlar.) (İsmail Güneş 112'yi son kez aradığında sadece "helikopter kazasıyla ilgili olarak”¦" diyor ve telefon kapanıyor.) - Yer bulunur bulunmaz bize haber verin ekiplerimiz hazır. [B]KOLTUK PARÇASI İLE KAYARAK KURTULMAYA ÇALIŞMIŞTI [/B] Öte yandan, İhlas Haber Ajansı Sivas Muhabiri Güneş, telefonun şarjının bitmesine rağmen, enkazın yerinin tespit edilememesi üzerine, ayak bileğindeki kırığa rağmen, koltuklardan birini kayak yaparak enkaz alanından 500 metre kadar uzaklaşmıştı. Üzerine 3 ceket giyen Güneş, buna rağmen enkazın bulunmasından tam 3 gün sonra karlar altında donmuş halde bulunabilmişti.