Dünya Böbrek Günü dolayısıyla Yenimahalle Belediyesi, Ufuk Üniversitesi ve Anadolu Böbrek Vakfı işbirliğinde “Halkımızla El Ele” isimli bir toplantı düzenlendi. 2 oturum halinde gerçekleşen toplantıda, konusunda uzman isimlerin görüşleriyle böbrek sağlığı ele alınarak vatandaşlar bilgilendirildi. Programda sunulan sayısal veriler, böbrek sağlığında Türkiye’nin karnesinin zayıf olduğunu gözler önüne serdi.

Her yıl gittikçe artan böbrek hastalığına karşı farkındalık oluşturmak amacıyla Yenimahalle Belediyesi’nin ev sahipliğinde 50’inci Yıl Dört Mevsim Salonu’nda gerçekleşen toplantı, Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayla San’ın açılış konuşmasıyla başladı. Böbrek hastalıkları ile mücadele konusunda 10 yıldır büyük çaba harcadıklarını kaydeden San, “Böbrek hastalığı sinsi bir hastalıktır. Herhangi bir belirti göstermeden kişi böbrek fonksiyonlarının yüzde 90’ınını kaybedebilir.” dedi. Ardından Prof. Dr. San ve Prof. Dr. Mustafa Arıcı’nın başkanlığında toplantının birinci oturumuna geçildi. İlk konuşmacı olan Prof. Dr. Kenan Ateş, kronik böbrek hastalığının etiyolojik sebepleri üzerine bir sunum gerçekleştirdi. Böbrek hastalıklarının 5 evreli bir süreç olduğunun altını çizen Ateş, “Kronik böbrek hastalığı sık görülen, yüksek oranda maliyete sahip, ölüme neden olan bir hastalıktır” dedi.

2 MİLYON KİŞİ DİYALİZE BAĞLI YAŞIYOR

Böbrek hastalıklarının çağın hastalığı haline geldiğine değinen Ateş, “Dünyada 2 milyonu aşkın kişi, diyalize bağlı yaşıyor. Böbrek hastalığının sıklığı her yıl yüzde 5-6 oranında artmakta. 10 yıl içerisinde bu sayının 2 katına çıkması ve tedavi maliyetinin 2,5 milyon dolara ulaşması bekleniyor. Yılda yaklaşık 4 bin kişi böbrek yetmezliğinden hayatını kaybediyor” dedi.

HASTALIĞININ FARKINDA OLANLARIN ORANI YÜZDE 2

Türkiye’de de böbrek hastası sayısının her yıl arttığına dikkat çeken Ateş, 2000 yılında hemodiyaliz hasta sayısının 14 bin dolayında iken 2013’te bu sayının yaklaşık 53 bin kişiye ulaştığını söyledi ve bunun sadece buz dağının görünen yüzü olduğunu kaydetti. Her 7 erişkinden 1’inin kronik böbrek hastası olduğuna dikkat çeken Ateş, Türkiye’de kronik böbrek hastalığının farkında olanların oranının sadece yüzde 2 olduğunu sözlerine ekledi.

DİYABET, BÖBREK HASTALIKLARINDA RİSKİ ARTTIRIYOR

Prof. Dr. Ahmet Çorakçı ise diyabet hastalığının böbrek üzerindeki etkilerini katılımcılarla paylaştı. Dünyada tahmini diyabetli insan sayısının 382 milyon olduğunu ifade eden Çorakçı, obezite, sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam tarzının diyabeti tetiklediğini söyledi. Diyabetli hastalarda böbrek hastalıklarına yakalanma oranının yüksek olduğunu belirten Çorakçı, diyabetin en sık görülen belirtilerine de değindi.

TUZU HAYATINIZDAN ÇIKARIN

Hipertansiyon ve böbrek üzerine bir sunum gerçekleştiren Prof. Dr. Yunus Erdem de tansiyonu ayarlayan en önemli organlardan birinin böbrek olduğunu söyledi. Katılımcılara tuzu azaltma tavsiyesinde bulunan Erdem, “Hipertansiyonda en önemli tedavi, yaşam tarzı değişiklikleridir. Tuzu hayatımızdan çıkaralım. Düşük tuzlu diyete küçük yaşta başlamak önemli. Çocuklarımızı tuzsuz yemeğe alıştıralım. Tansiyonumuz düşük dahi olsa tuzdan uzak duralım.” dedi.

HER 5 KİŞİDEN BİRİ OBEZ

Prof. Dr. Şükrü Sindel ve Doç. Dr. İhsan Ergün yönetimindeki ikinci oturumda ise ilk olarak Prof. Dr. Turgay Arınsoy, obezite ve böbrek üzerinde durdu. Yanlış beslenme, hareketsiz yaşam tarzı gibi etkenlerin obeziteye neden olan faktörlerin başında geldiğini söyleyen Arınsoy, obezitenin kronik böbrek hastalığı, diyabet, hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklara neden olabileceğini belirtti. Kadınlarda obezitenin erkeklerden daha sık görüldüğünü kaydeden Arınsoy, her 5 kişiden 1’inin obez olduğunu ifade ederek bu hastalıktan korunmanın yollarını sıraladı.

AĞRI KESİCİLER BÖBREK DÜŞMANI

Prof. Dr. Ülver Derici ise 'İlaç, Sigara, Alkol ve Böbrek” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Ağrı kesicilerin böbrek düşmanı olduğuna vurgu yapan Derici, “Her ağrıda hemen ilaç alınmamalı. Böbreklerde kansere neden olan sigara, hayatımızdan çıkarılmalı, böbrek yetmezliğine neden olan alkolün tüketimi azaltılmalı” diyerek sağlıklı böbrekler için 8 altın kuralı sıraladı. Doğru beslenme konusunda ciddi bir bilgi kirliliği olduğunu belirten Prof. Dr. Gül Kızıltan da “Türk mutfağı ile beslenen bir toplumken ondan uzaklaştık. Batılılaşma ile hazır gıdalar hayatımıza girdi ve sağlıksız bir toplum olduk.” dedi.

Sağlık için vücudun ihtiyaç duyduğu besin maddelerini sıralayan Kızıltan, süt ve süt ürünleri, sebze ve meyveler ile protein bakımında zengin gıdaların insan sağlığı için önemine dikkat çekti.
Egzersiz en iyi ilaçtır

Son konuşmacı Prof. Dr. Ali Murat Zergeroğlu ise egzersizin çeşitli hastalıkların engellenmesinde ve tedavisinde büyük role sahip olduğunu kaydetti. “Egzersiz en iyi ilaçtır” diyen Zergeroğlu, “Türkiye’de bugün düzenli egzersiz yapanların oranı yalnızca yüzde 3,5. Dünya sağlık örgütü günde 10 bin adım öneriyor” dedi.
Mini sağlık taraması Toplantının sonunda konusunda uzman isimler, vatandaşların sorularını cevaplandırdı. Ardından halka yönelik kan şekeri ve kan basıncı ile vücut kitle indeksi ölçümleri yapılarak vatandaş bilgilendirildi.