Trabzonspor-Fenerbahçe karşılaşmasında bir taraftarın sahaya inerek hakemi dövmesi, “spor ve şiddet” konusunu bir kez daha gündeme getirdi.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi’nden uzman psikolog Ahmet Yılmaz, sporda şiddet konusunu değerlendirdi. Yılmaz, şunları söyledi:

“Sporda şiddet, tribünlerde görmek istemediğimiz ancak neredeyse son yıllarda ülkemizdeki bütün liglerde sık sık karşılaştığımız bir durum haline geldi. Eğlence, birlik ve beraberlik duygularını ve düşüncelerini geliştirmek amacıyla çocuklarımızı yönlendirdiğimiz spor dalları şiddet olaylarıyla anılmaya başlandı.

Sağlıklı sosyal ilişkiler kuramayan, sosyal normlara uyum sağlayamayan, şiddete meyilli ve empati duygusu gelişmemiş insanlar fanatik ya da holigan kimliği içerisinde tribünde yer edinerek kendilerini o ortamda var ediyorlar. Bu kişiler, dürtü ve öfke kontrolü sağlayamayan, yaptıkları davranışların sonuçlarını düşünemeyen kişiliklerdir.

Dün yaşanan Trabzonspor- Fenerbahçe maçında da sahaya girip hakeme saldıran kişi büyük ölçüde öfke ve hırsla hareket edip eyleme geçen bir kişilik yapısına sahip olabilir. Bazı insanlar çok çabuk etki altında kalabiliyorlar.



Şiddet ve öfke içeren söylemler taraftarı etkiliyor!



Medyada yer alan bazı spor yorumcularının, futbolun başındaki yöneticilerin, futbolcuların şiddet ve öfke içeren söylemleri maalesef taraftar üzerinde, özellikle de söz ettiğimiz kişilik özelliği olanlar üzerinde çok etkili ve yönlendirici oluyor. Bu kişiler, şiddet içeren eylemleri normalleştiriyor ve kendilerini haklı görebiliyorlar.

Yakın zamanda hakeme kırmızı kart gösterdiği için kahraman ilan edilen ve adı bir sokağa verilen oyuncumuz oldu. Hatta tören düzenlendi, protokol de eşlik etti. Bu tür davranışlar maalesef şiddet içeren eylemleri ödüllendirip pekiştiriyor ve daha çok teşvik ediyor. Bu nedenle toplumun bir bütün olarak futbolcusu, yöneticisi ve yorumcusu ile birlikte şiddet içeren söylemleri ve bunları destekleyen tavırları biran önce bırakmaları gerekmektedir.

Maç izlerken pozisyonlar esnasında öfkelenebiliriz. Verilen karar hoşumuza gitmeyebilir ya da hakem yanlış karar vermiş olabilir. Önemli olan öfkelendikten sonra nasıl tepki gösterdiğimizdir. Sağlıklı bir kişi, öfkesini kontrol edebilir. Öfke kontrol sorunu yaşayan ve hastanemize başvuran hastalarımızda da öfke kontrolü ve öfkenin sağlıklı dışavurumu tedavideki hedeflerimizden biridir” dedi.