Özgürlükçü Hukukçular Derneği ile Mezopotaya Hukukçular Derneği tarafından yapılan ortak açıklamada, "Sarayın halklarımıza karşı dayattığı topyekün savaşa karşı halkların hakları için, halklarımızın eşit ve onurlu barışı için mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğimizi, faşizmin tüm saldırılarına karşı hukuki mücadeleye devam edeceğimizi, meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu belirtiriz." denildi.

Yapılan açıklamada 10 Ekim tarihinde meydana gelen bombalı saldırı sonrası AK Parti hükümetinin katliama tepkilerini ifade eden, düşüncelerini açıklayan tüm toplumsal muhalefete saldırdığı, katliamı protesto eden yurttaşlar işkence ile gözaltına alındığı ve tutuklandığı ifade edildi. Açıklamada, protesto eden hukukçulara soruşturma açıldığı, fikir ve düşüncelerini ifade eden, tepkilerini dile getiren herkesin soruşturma kıskacı altına alındığı vurgulandı.

Ankara katliamının aydınlanması adına Türkiye'nin bir çok ilinde ve İstanbul Adliyesinde ortaya koydukları tutumun kriminalize edilmesini kınayan her iki dernek açıklamasında Alanya adliyesinde katliamı protesto ettikleri için yaralanan ve hastaneye kaldırılmak zorunda kalan meslektaşlarına biber gazı ve coplarla saldıran polislerin yargılanması için harekete geçmeyenlerin, fikir ve düşünce açıklaması yapan avukatları hedefe koyduğu belirtildi.

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin katıldığı televizyon programında dile getirdiği düşünceleri yüzünden yaratılan linç kampanyasını kabul etmedikleri de ifade edilen açıklamada, şunlar aktarıldı: “İnsan olmanın temel kriteri kişinin sahip olduğu düşünceleri ve bu bağlamda ifade özgürlüğüdür. Sayın Tahir Elçi'nin, düşüncelerini belirttiği program neticesinde hakarete maruz kalması, linç söylemlerin odağı olması ve hakkında soruşturma başlatılmış olmasını kınıyoruz. Bu ülkenin gerçekliğini bir insan hakları savunucusu ve baro başkanı olarak dile getiren Tahir Elçi’nin beyanında dile getirdiği gerçekliği hepimiz yıllardır dile getiriyoruz. Biz bu ülkenin vicdanlı insanlarına, hukukçularına karşı geliştirilen baskıları boşa çıkaracağız. Hukukçuların demokratik tepkisini soruşturmalarla, saldırılarla baskı altına almaya çalışanları hep yanılttık. Bundan sonrada yanıltmaya devam edeceğiz.

Sarayın halklarımıza karşı dayattığı topyekün savaşa karşı halkların hakları için, halklarımızın eşit ve onurlu barışı için mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğimizi, faşizmin tüm saldırılarına karşı hukuki mücadeleye devam edeceğimizi, meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu buradan bir kez daha belirtiriz."