Yasal olmayan hukuksuz emirleri yerine getiren bürokratları uyaran hukukçular, Anayasa kararı gereğince öğrenci kaydı yapan dershanelere eğitim izni vermeyenlerin, oluşacak maddi zararlarla ilgili açılacak davalar sonucunda tazminat ödemeye mahkûm olabileceklerini söyledi.

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kararına rağmen tersi yönde uygulamalar yapan kamu kurumu müdürlerinin açılacak tazminat davalarına maruz kalacaklarını hatırlatan Samsun Barosu Avukatlarından Fevzi Cem Şenocak, “AYM, 13.07.2015 tarihli kararı ile 6528 sayılı yasanın dershanelerin kapatılmasını netice veren düzenlemelerini iptal etti. Şu an itibari ile dershanelerin kapatılmasını sağlayacak ya da dershane faaliyetlerine başlanmasını engelleyecek yasal düzenleme yok. Mevcut hukuki durum bu olmasına rağmen bir kısım kamu kurumları tarafından dershanelerin yeniden faaliyetlere başlamaları ısrarla engelleniyor. Dershane faaliyetlerinin AYM’nin kararına muhalefet edilerek şahsi tasarruflar ile engellenmesi ve bunun da açık suç teşkil etmesi nedeni ile; devlet tarafından dershanelere ödenen tazminatlar dershane faaliyetlerini engelleyen kamu kurumu yöneticilerinden zorunlu olarak rucu’an geri alınacak olup bu rucu’an geri alınma uygulamasından yasal olarak kaçınılması da mümkün değildir.Dolayısı ile dershane faaliyetlerini fiilen engelleyen kamu kurumu yöneticileri, yakın gelecekte savcılık soruşturmaları ve miktarları milyon liraları çok aşan tazminat davaları ile karşı karşıya kalabileceklerini dikkate almalıdırlar.” dedi.

“AKADEMİK TAKVİM ÇİZELGELERİ KABUL EDİLMEYEREK EĞİTİME İZİN VERİLMİYOR”

“Özellikle Anayasanın 153. maddesindeki ‘Anayasa Mahkemesi Kararlarının devlet kurumları tarafından mutlak uygulanacağı’ emredici düzenlemesine rağmen kamu kurumu yöneticilerinin dershanelerin faaliyetlerini engelleme gibi ciddi bir hukuksuzluğa nasıl imza atabildikleri anlaşılır gibi değil” diyen Şenocak şöyle konuştu: “Bir kısım siyasiler, kamuoyunda Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararına rağmen dershanelerin faaliyetlere başlamalarının mümkün olmayacağını dillendiriyorlar. Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından da matbu akademik takvim çizelgelerinin kabul edilmemesi gerekçe gösterilerek dershanelerin faaliyetleri hukuksuz olarak engelleniyor. Hatta gariptir ki bazı Milli Eğitim Müdürleri de dershanelerin hukuki ve fiili eksiklikleri nedeni ile değil de ‘öyle istendiği için’ bundan böyle faaliyetlerine devam edemeyeceklerini basın yolu ile açıklayabiliyorlar. Dershane faaliyetlerinin siyasi tasarruf ve talimatlara bağlı bürokrasi direnci ile engellendiği çok açık. Ancak yetkililer tarafından unutulan ya da dikkate alınmayan bir durum var. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararına rağmen dershane faaliyetlerinin fiilen engellenmesi, bizzat Anayasa Mahkemesi Kararına muhalefet nedeni ile Anayasal suç oluşturacağı gibi, dershaneler açısından ticari faaliyetlerinin, çalışanlar açısından çalışma haklarının ve öğrenciler açısından da eğitim ve haklarının kamu gücü kullanılarak ortadan kaldırılması nedeni ile de suç teşkil edecektir. Bu nedenle dershane faaliyetlerinin engellenmesine yönelik fiili uygulamalara imza atan bütün kamu kurumu yöneticileri hakkında Savcılık soruşturmaları başlayabilecektir.”